'Spor ve Ultimatom'
Bir büyük kulübümüzün "şiddet ve terör" konusunu gerekçe göstererek ültimatom yayınladığını öğrendik. Gazetelerde ve televizyonlarda söz konusu ültimatom ile ilgili yorumlar var. Herkes aklına geleni söylüyor ve bilgisi olmasa da fikrini dile getiriyor. Sanılıyor ki "şiddet ve terör" bildiri ve vaatlerle önlenir. İnsanlar öğütle şiddet tutkusundan vazgeçmezler.
Olaya şöyle bakmak gerekir: Şiddet ve terör sosyoekonomik ve kültürel bir derttir. Demeçler veya öğütlerle bu problemin önüne geçilmez. Şiddeti ve terörü problemlerin çözüm yolu olarak görenler var. Bu kişiler olduğu sürece şiddet ve terör gündemdeki yerini koruyacaktır. Uzun vadede toplumu eğitip bilinçlendirmek terörü azaltabilir.
Ancak şiddetin ve terörün spora bulaştırılması can sıkıcı bir durumdur. Kısa vadede güvenlik önlemleri alınmalı ve aksatılmadan uygulanmalıdır. Ama idarecilerin, antrenörlerin ve yorumcuların dikkat çekmek veya hak arama gerekçesiyle sert demeçler vermesi de uygun görülmemelidir. Bilinmelidir ki, kışkırtıcı sözler aksi etki yapar, sahibine geri döner.
Diğer yandan kurumlar ve kişiler topluma mal olmuş oluşumları istediği gibi evirip çeviremezler. "Meydana okuyormuş" havası veren demeçler, "ültimatom" gibi algılanacak yazılar Türk sporuna hizmet etmez. Cemiyet bu tip demeç verenleri alaşağı eder, mahcup eder. Ne demek liglerden çekilmek? Bu tip kararlar devlet yöneticileri ile görüşüp topluca alınmalıdır.
Milletin tek eğlence kaynağı var. O da televizyon seyretmek. Bir topluluğu böyle bir zevkten "kendisini elit" gibi sanan bir zümre mahrum bırakmamalıdır. Çünkü toplumun geneline yönelik kararlar geniş bir mutabakatla ve sağlam bir gerekçe ile alınmalıdır. Böylece cemiyette huzursuzluğun ve mırıldanmaların önüne geçilmiş olur.
Spor özellikle futbol geniş halk yığınlarını ilgilendiren bir şölendir. Gerçi futbol ile ilgili olumsuz kanaatlerimizi belirtip muhafaza ediyoruz. Her durumda yığınların ilgilendiği ve oyalandığı futbolu idarecilerin öfkelenerek söylediği laflarla yönetmeye hakları yoktur. İnsanlar eğlence aracı gördükleri futbol ile ilgili kararların gerekçelerini bilmek istiyorlar. Buna da hakları vardır.
Diğer yandan spora terörü ve şiddeti bulaştıranlar acımasızca cezalandırılmalıdır. Caydırıcı olan cezalar ve önlemler spora olan ilgiyi ve sevgiyi daha da artıracaktır. Ayrıca sporun yaygınlaşması gençlerin arasında dostluğun, kardeşliğin serpilerek gelişmesini sağlayacaktır. Esas gayemiz çocukların ve gençlerin maddeden uzak durup sağlıklı bir hayat sürmeleridir.
İstiyoruz ki sporda şiddet ve terör yok olsun. Gelecek kuşaklar sağlıklı, mutlu bir hayatı spor sayesinde edinebilirler.
Sonuç: "Başarılı bir futbol etkinliğinde teröre ve şiddete yer yoktur."