SPOR UFKUMUZU AÇMIYOR
Çok isterdik sporun her çeşidinden zevk almayı ve övgü ile söz etmeyi. Stres dolu bir asırda yaşıyoruz ve gerginliklerle dolu günler geçiriyoruz. İnsanların, toplumların ve milletlerin psikolojileri bozuk. Mutluluk insanların hakkıdır. Mutluluğa ve sağlığa ulaşmada spor etkili yollardan birisidir.
Atletizm ile ilgili kötü ve moral bozucu haberler alıyoruz. Başarılı olduğunu sandığımız atletizm elemanlarından "Doping" haberleri alıyoruz, hem de arka arkaya duyuyoruz. Arkadan yeni atlet adayları yetişiyor mu? Bilmiyoruz, ama kötü olduğu söylenen örnekler çocukları motive etmez. Bu tablo üstünde durulması gereken haldir.
Güreş, cirit gibi ata sporlarımızdan haber yok. Olsa da medyada yeterince yer almıyor. Halbuki geçmişle bağımızı devam ettiren sporlardaki başarı göğsümüzü kabartır. Özel ve sivil kuruluşlar ve kurumlar ata sporlarına gerekli ve yeterli yatırımı yapmıyorlar. Çocuklar ve gençler için güreş, cirit vb. sporlar cazip olmaya dönüşmüyor.
Karate, taekwan-do, judo gibi Uzakdoğu sporları bizim yapımıza uygundur. Özellikle sigara, alkol, madde bağımlılığından kurtulmada en etkili yollardan birisi olarak görülmelidirler. Hatta bu spor dalları özellikle özendirilmelidir. Biz biliyoruz ki, Uzakdoğu sporları sayesinde hayata yeniden tutunan, bağlanan insanlar vardır. Moral değerlerle de beslenen ve bezenen çocuklarımız gelecek zamanlar için sağlam bir teminattır.
Sözünü ettiğimiz spor dalları pek güncel değil. Değişik sebeplerle bu sporları gündeme getirmiyoruz. Varsa yoksa futbol her yanımızı sarıyor. Öyle ama futbolun kalitesinden söz etmek mümkün değildir. Oyuncularımız bir türlü şaha kalkamıyor, kendilerine gösteremiyorlar. Onların yerine yöneticiler ve sözcüler konuşuyorlar, gündemi sert demeçlerle dolduruyorlar. Bir işe de yaramıyor.
Bu arada bir hususu belirtelim. Futbol ile ilgili düşüncelerimiz biraz farklıdır: Bize göre futbol bir idman, spor dalı değildir; futbol bir gösteri san'atıdır. Para verilerek seyredilen bir spor türüdür. Bu özellik de yöneticilerin arzuladığı bir haldir. Böylece önemli ve baş ağrıtan problemler halının altına itilir, unutturulur. Dertler çözülmüş değildir, aksine ertelenmiştir.
Son zamanlarda bakıyoruz ki, Galatasaray her türlü yarışın gerisinde kaldı. Avrupa'da yarışmalara katılması yasaklandı. Trabzonspor istenilen yerde değil. Beşiktaş ve Fenerbahçe yarışa beraber giriyorlar. Bununla beraber futbolun kalitesi istenilen düzeyde değil. Hep başkanlar konuşuyor, tartışmalara katılıyorlar. Konunun içeriği sertliklerle ve tehditlerle doludur.
Spordan özellikle futboldan duyacağımız mükemmel ve güzel haberlere ihtiyacımız var. Dünyanın her yerinde kan akıyor, terör almış başını gidiyor ve insanlar önünü göremiyor.
Sonuç: "Futboldan ziyade ata ve Uzakdoğu sporlarını öne çıkararak özümüze dönmeliyiz".