Spor şi\u0307şmanlığa (obezi\u0307teye) çare mi\u0307?
8-12 Mart 2017 tarihleri arasında Antalya'da 2. Psikiyatri Zirvesi 9.Ulusal Anksiyete Kongresi yapıldı. Kongrenin başkanlıklarını değerli meslektaşlarım Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu ve Prof. Dr. Nesrin Dilbaz yaptılar. Kongre içerik yönünden çok zengindi. Konuşmacı olarak katılan meslektaşlarımız alanlarında söz sahibi kişilerdi. Muhteva yönünden psikiyatrinin değişik yönleri ele alındı. İlaçtan şiddete, Adli Psikiyatri'den Psikofarmakolojiye kadar değişik konular gündeme alınmıştı. Çoğunu uzmanlardan dinlediğimiz bu konular geleceğe ışık tutacaktır. Onun için kongreyi düzenleyenlere ve destekleyenlere şükran borcumuz vardır. Kongredeki konulardan ilgi çekenler vardı. Bunlardan birisi de obezite idi. Bu amaç ile obezite ve anksiyete konulu bir panel düzenlendi. Oturumun başkanlığını Prof. Dr. Neşe Kocabaşoğlu yaptı. Dr. Hülya Bingöl "Ergenlerde Obezite ve Sosyal Anksiyete Gelişimi" adlı bildirisini sundu. Dr. Güzin Sevinçer "Obezite Cerrahisi ve Psikiyatri" alanındaki çalışmalarını dile getirdi. Prof. Dr. Fulya Maner "Psikofarmakolojik Ajanlar ve Obezite" alanında bilgi verdi. Biz "Obezite ve Sosyal Psikiyatri" ilişkisinden söz ettik.
Obezite konusuna yavaş yavaş girelim, obezite günümüzde dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde en önemli sağlık problemi haline gelmiştir. Birçok hastalık obezitenin ya sonucudur ya da belirtisidir. Kanser, kalp-damar hastalıkları, diabet, ani ölümler, felçler obezitenin yol açtığı problemlerdir.
Obezitenin ortadan kaldırılmasında çeşitli metotlar uygulanmaktadır. Cerrahi metotlar bunlar arasında sayılabilir. Bu konuda yetkin uzmanlarımız hizmet vermektedirler. Başka yollar da devreye girebilir. Anlamamız gereken obezitenin çok yönlü bir problem olduğudur.
Obezitenin kendisi değişik psikolojik problemlere yol açar. Tersinden bakarsak psikolojik ve psikiyatrik dert de obezitenin nedenleri arasındadır. Obezite kişinin yaşam kalitesini düşürür. Vücut kitle indeksi (VKİ) yüksek olursa kişide hareket kısıtlılığı ve yorgunluk ortaya çıkar. Obezite insanın vücut imajında rahatsızlık, cinsel yaşamlarında zorluk, evliliklerinde mutsuzluk meydana getirir. Bu kadar genel bilgiden sonra spor ve obezite konusunda gelelim. Obezitenin kalori dengesizliği ve hareketsizlik sonucu olduğunu biliyoruz. Baştan belirtelim ki sadece idman yapmakla kilo verilmez. Önce gıdayı kısmak gerekir ve sona spora başlamamız tavsiye edilmektedir.
Spor yaşa, cinse ve şartlara göre değişir. Ancak değişmeyen bir kural şudur: "Yatmaktan oturmak iyidir, oturmaktan yürümek daha değerlidir." Genellikle haftada sporla 1500-2000 kalori harcanması önerilmektedir. Spor yapmayı, hareket etmeyi yaşam tarzı haline getirmek lazımdır.
Spor sayesinde kilo alımı durur ve insan hayatına bir disiplin gelir. Çevresiyle kişiye uyum sağlatır. Spor kişinin hayata ve geleceğe bakışını olumlu yönde değiştirir. Spor yapanlar öfkelerini kontrol ederler, uykuları düzene girer.
Obezitenin kontrolünde ve giderilmesinde "yaşam boyu spor" etkili yollardan birisidir. Kamuoyunu bilinçlendirmek ve bilgilendirmek hedef ilke olmalıdır. Siyaset, san'at adamları, "rol" gereği değil, spor yaparak topluma örnek olmaları temenni ve arzu edilir.
Şişmanlık bir anlayıştır, bir görüş tarzıdır. Zenginliğin ve gücün simgesi olarak algılanan obezitenin hastalık olduğu topluma anlatılmalıdır. Geri kalmış ülkelerde hala obezite özendirilen bir semboldür. Ancak, doğru olan obezitenin bir hastalık olarak kabul edilmesidir. Nitekim gelişmiş ülkelerde böyle kabul ediliyor.
Yine spora dönersek; obezitenin problem olmasını önlemenin yollarından birisi idmanı gündeme almaktır. Tek tek spor yapma yerine bütün cemiyetin idmana yönelmesini sağlamaktır. Bu arada futbolun bir spor dalı değil, gösteri eylemi olduğunu belirtelim. Futbol, yığınları meşgul etmek için başvurulan yollardan birisidir. Futbol, seyirciye hitap eden bir gösteri alanıdır. Üstelik futbol ekonomisi, hukuku ve idari birimleri olan bir daldır.
Bu kadar yorumdan sonra obezitenin topluma ekonomik yükünü de hesaba katalım. Koruyucu sağlık açısından obeziteye bakmalıyız. Obezitenin yol açtığı sekellerden spor yaparak kurtulabilmemiz mümkündür.
Demek istiyoruz ki gıda kısıtlanması ve spor yaparak sağlığımızı korumamız ve şişmanlığın ortaya çıkardığı hastalıklardan kurtulmamız mümkün olacaktır. Toplumun kanaat önderlerinin, rol model olduğunu iddia edenlerin sporu yaşam tarzı olarak sunmaları arzu edilir.
Sonuç: "Obezite bir sağlık problemidir ve sekelleriyle uğraşmak lazımdır. Bu konuda spor bize kılavuzluk edecektir."