Spor sayfaları ve Spor programları
YILLARCA,
spor servislerinde çalışan bir gazeteci olarak, spor sayfalarının
ve spor programlarının nasıl yapıldığını gayet iyi biliyorum.
Çok acıdır
ki Türkiye'de, ne doğru düzgün bir spor sayfası yayımlanıyor, ne de
bir SPOR PROGRAMI.
Cuma
gecesinden başlayıp pazartesi gecesine kadar (bazen de hafta içinde) "futbol sevenleri" ekran başına kilitleyen spor
programları (!), FUTBOL'dan başka bir spor dalını ekrana taşıyamıyor! Kırk
yılda bir, o da çok ama çok başarılı
bir derece elde edilirse; basketboldan, voleyboldan, güreşten,
karateden, tekvandodan, bokstan, okçuluktan, atletizmden bahsediliyor. Bu tür başarılar yoksa, o branşlardan haber de yoktur!
Spor sayfaları
haberleri
Spor
sayfalarının haberlerinin yüzde 90'ı, doğruluğu kendinden menkul
haberlerdir. En doğru haberler maç skorlarının verildiği haberlerdir. Diğer
magazinimsi tüm haberlerin çoğunluğu
dedikodu ağırlıklıdır. Hele hele transfer haberleri... Yüzde 95'i masa başında yazılan türdendir.
Bunun da sebebi, futboldan başka branşa önem
verilmediği içindir. Spor Servisi müdürleri, sayfaları sadece futbol ile
doldurmak zorundaymış gibi düşündüklerinden, başka branşlara öksüz evlat
muamelesi yapmaktadırlar. TV'lerdeki spor programları da bundan farklı değildir.
Buna TRT de dahildir. Meselâ Orhan Ayhan abimizin, şahane spor
programı bile TRT'de sabahın köründe ekrana
gelmektedir.
Oysa bu program, prime-time'da gösterilecek
kadar kalitelidir.
Harala gürele kavgası
TRT dışındaki
diğer televizyonların spor programları tam bir gürültü kaynağıdır. Bir saat seyretmeye kalksanız
kafanıza ağrı girer. Ellerinde maç görüntüsü de olmadığı
için, programın izlenme reytingini artırmak adına 50 türlü takla attırırlar olaylara... Saatlerce
kayıkçı kavgası yaparlar. İzleyenleri gerçek spor
bilgileriyle donatmaz da; saatlerce, penaltı mı değil mi, faul var mı yok mu, kırmızı
kart mı sarı kart mı diye tartışırlar.
Peki bunun Türk futboluna bir faydası var mı? Zerrece
yok. 20 saniyelik bir pozisyonun saatlerce konuşulduğu başka bir ülke var mıdır acaba dünyada?
Avni Yıldırım'ın
maçı
İşte size
son bir örnek... Profesyonel boksörlerimizden Avni Yıldırım, geçtiğimiz hafta Dünya Boks Birliği (WBA) ve Dünya Boks Konseyi
(WBC) süper orta sıklet unvan maçına çıktı. Meksikalı Saul Alvarez'e 3. raundda yenildi. Peki kaç kişinin böylesine önemli bir
maçın yapılacağından haberi vardı ve kaç kişi, bu
maçın sonucundan hemen ertesi günü haberi
oldu. Kaç TV verdi bu haberi, kaç gazete yazdı bunu.
Varsa yoksa
futbol... O da keyif verse bari... Seyircisiz maçların zaten
tadı tuzu yok. Bir de üstüne inadına
inadına hakem hataları ve VAR saçmalığı eklenince, futbol artık eskisi
kadar ilgi çekmez oldu.