Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.82
Gram Altın
2963.02
BIST 100
9604.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Şubat 2022

Spor liselerinin sayısı artmalı

Geçenlerde Sultanbeyli Naim Süleymanoğlu Spor Lisesi’ni gezdim. Tek kelimeyle muhteşem bir lise. Okul Müdürü Sevgili Dostum Ufuk Dilekçi, okulun ilk kuruluş aşamasından son durumuna kadar geçen süreci tüm detaylarıyla anlattı.

Hakikaten çok büyük fedakârlıklar sergilenmiş.

Adını,cep herkülü lakabıyla nam salmış, milli gururumuz, dünyaca ünlü haltercimiz Naim Süleymanoğlu’ndan alan lise tam da adına yakışır başarılara imza atmaya devam ediyor.

Bu aralar futbol, futsal, güreş, hentbol, karate ve halter gibi spor branşlarında Türkiye yarı finallerine gidiyorlar. Halter branşındaise İstanbul’da tam yedi altın madalya aldılar.

Aynı zamanda Türkiye’de karate ve halter sporlarının ders olarak okutulduğu tek okul unvanına sahip.

Bilindiği gibi spor liseleri, öğrencilere beden eğitimi ve spor alanında temel bilgi ve beceriler kazandırmayı ve bu alanda nitelikli insan yetiştirmeyi kendine amaç edinen liselerdir.

Ortaokul/imam-hatip ortaokulundan o yıl mezun olanlar arasında yetenek sınavı ile öğrenci alırlar. Keza öğretmenler de il milli eğitim müdürlüklerinin açtıkları sınavları kazanan öğretmenler arasından seçilir.

Spor liseleri Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Genel Müdürlüğü’ne bağlı liselerdir. Genel Spor Liselerinin yanı sıra Tematik Spor Liseleri ve Proje Spor Liseleri de bulunmaktadır.

Bu okullardan mezun olan öğrenciler, antrenörlük belgesi alıyor ve bu belgeyle herhangi bir işletmede antrenör veya işletmeci olarakçalışma imkanına sahip oluyorlar.

En önemlisi de ülke sporuna nitelikli, kaliteli sporcu ve antrenör yetiştiriyor. Ne var ki yetenekli öğrencilerimizi bu liselere biraz geç dahil ediyoruz.

Oysa yetenekli çocuklarımızı daha küçük yaşlardan itibarenbu liselere yönlendirmeliyiz.

Bugün spor liselerine 14-15 yaşlarında öğrenciler dahil oluyor. Bu yaş ortalamasını 6 veya 7’ye çektiğimizde inanın Türk sporu ciddi anlamda görünür olacaktır.

Türk sporunun görünür olması demek aynı zamanda Türkiye’nin de dünyada görünür olması demektir. Bir sporcunun ülke tanıtımında oynadığı rol kesinlikle inkar edilemez.

Geçmişte rahmetli Naim Süleymanoğlu’nun bugün Busenaz Sürmeli’nin, Mete Gazoz’un ve başarı elde etmiş daha birçok sporcumuzun ülkemizin tanıtılmasında, reklam edilmesinde ne denli önemli rol oynadıkları ortada değil mi?

Bizim ülkemizde sporla ilgili şöyle yanlış bir algı hâkim; bilhassa aileler çocukları daha doğar doğmaz “benim evladım doktor olacak” diyerek çocuklarını kucaklarına alır. Yani onların doğuştan sahip olduğu ilgi ve kabiliyetleriyle pek ilgilenmezler.

Bu yüzdendir ki okullarda beden eğitimi derslerini de pek önemsemezler. Oysa beden eğitimi öğretmenleri kendi alanlarında uzman ve aynı zamanda ciddi birer yetenek avcısıdırlar.

Kabiliyetli çocukları daha küçük yaşlardan itibaren ilgili spor branşında eğitmeye çalışırlar. Aslında onlar bir sporcunun küçük yaşlardan itibaren yetiştirilmesinin gerekli olduğunu bilirler.

Bu çerçeveden bakıldığında spor liseleri bir sporcunun çekirdekten yetişmesi için öğrenciye fazla da bir zaman bırakmıyor. Anlayacağınız nitelikli bir sporcunun yetişmesi yıllar alan bir süreçtir.

Bu okulların yaş seviyesi kesinlikle aşağıya çekilmeli ve topluma da sporun ve sporcunun önemi iyi anlatılmalıdır.

Demem o ki, spora ve sporcuya profesyonel bir anlayışla yaklaşmalıyız. Zira yetiştirdiğimiz kaliteli sporcular ülkenin her bakımdan tanıtılmasında, gelişmesinde büyük katkısı olacaktır.

Bugün Türkiye’de toplamda 79 spor lisesi bulunmaktadır. 3-4 milyon öğrencisi olan İstanbul’da ise beş spor lisesi, Ankara’da iki, İzmir’de de iki adet spor lisesi vardır. Bu sayılar çok az. Bu okulların sayılarını arttırmalıyız.

NOT: Ufuk Dilekçi, bundan böyle Kâğıthane İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak vazife yapacak. Tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.