Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Ocak 2021

SP-AK Parti ittifakı

Sevinç ve tereddütle takip etmiştik, çünkü SP o güne kadar “umut”tan hiçbir emare taşımıyordu. Partide sağduyulu olanlar olsa da parti yönetiminde görevli kimileri ortaya adeta nefret saçıyordu.

2018 milletvekili seçimlerinde AK Parti’nin Saadet Partisi (SP) ile ittifak istediğini ve bunun için SP yetkilileri ile görüştüklerini biliyoruz.SP’nin alacağı oy oranı hatta miktarı bile iken AK Parti’den talepleri bunun 10 katıydı. Neticede anlaşma sağlanamadı ve SP gidip AK Parti’nin kendilerine yaptıkları teklifin altında CHP ile ittifak yaptı.

Çok üzülmüştük. Gerçi SP’liler bizi ilk kez üzmüyorlardı. Bilhassa Mustafa Kamalak’ın genel başkan olduğu dönemde SP’nin Milli Görüşün büyük lideri rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’nın çizgisi ile bağdaşmayacak bir siyaset güttüğünü unutamıyoruz. Sanki bu ülkede 28 Şubat yaşanmamış gibi dönemin jurnalci ekibiyle omuz omuza vermesi Kamalak için utanç olarak kayıtlara geçti.

Şimdi ise çok farklı bir süreçteyiz. 2023 seçimleri sadece Türkiye için değil, 100 yıldır ülkeyi sömürenlerin de akıbetini belirleyecektir. Siyasi partilerden destek almadan içerdeki vesayetleri yerle bir eden AK Parti, yeni dünya düzeni kurucuları arasına girmek için BM gibi, NATO gibi, ABD ve AB gibi uluslararası güçlerle artık tek başına mücadelede sorunlar yaşayabilir. Yaşayacağı sorunlar AK Parti için değil, Türkiye için, bölgemiz için ciddi tehditlere sebebiyet verebilir. 1916’da cetvelle çizdikleri haritaları yeniden cetvelle çizmeye hazırlanan uluslararası emperyal güçler yarım bıraktıkları hesabı tamamlamaya çalışıyorlar.

Böyle bir süreçte Saadet Partisi hala Erbakan Hoca’nın inancıyla, ilkeleriyle, anlayışıyla ilişkisi olduğunu iddia ediyorsa darbeci, gerici, bölücü CHP’nin değil, ülkesinin ve milletinin geleceğini dert edinen AK Parti ile birlikte hareket etmek zorundadır. Dikkat buyurduysanız, “hareket etmelidir” demiyorum, “hareket etmek zorundadır” diyorum.

Neden mi? Burada sayfalar dolusu neden yazabilirim, lakin Saadetlileri de yakından ilgilendirdiği için birkaç başlıkla nedeni izah etmeye çalışayım:

• İslam düşmanı emperyalist Batı’nın İslam dini üzerinde tertiplediği oyunlarını,

• ABD ve Batı’nın İslam’ı terör ile ilişkilendirme planlarını,

• ABD ve Batı’nın Müslümanları hedefe koyarak Müslüman-Hristiyan Savaşı çıkararak bütün bir coğrafyamızı işgal etme planlarını (şimdilik) durdurmayı başaran Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti’dir de onun için. Son yıllarda MHP ve lideri Devlet Bahçeli’nin destekleri azımsanmayacak kadar önemlidir.

Saadet Partisi, geçmişte olduğu gibi yine uluslararası emperyalizme uşaklık eden CHP’nin amacını bilmemesi mümkün değil. O zaman bile bile CHP ile ittifaklar kurmanın yol açacağı vahameti izaha söz yeter mi?

28 Şubatçıların yanında yer almasından dolayı SP’yi çok eleştirdik hatta darbecilerle, kumpasçılarla, İslam düşmanları ile dirsek temasında olmasından dolayı Mustafa Kamalak’lı SP’ye çok ağır eleştirilerde bulunduk. Geçmişte MHP ve Sayın Bahçeli’yi de çok eleştirdik. Gayemiz belliydi: Bu ülkeden başka yerimiz yok, bu devlete diz çöktürmek isteyen Haçlılara karşı bir ve beraber olmaktır. Ama o günlerde yanımızda olması gerekenleri emperyalistlerin uşaklığını yapan CHP’nin saflarında görünce yaralanmamak elde değildi.

Bir dakikalığına düşünelim:

Milli Görüş’ün Lideri rahmetli Necmettin Erbakan’ın koltuğunda oturduğunu söyleyen Temel Karamollaoğlu, DHKP-C’nin aleni militanı, Ermeni, Rum, LGBT yanlısı Canan Kaftancıoğlu ile omuz omuza siyaset yaparsa bunun kabul edilebilir, tahammül edilebilir bir gerekçesi olabilir mi? SP’yi bu tür ittifaklara zorlayanların amacını bilmiyor değiliz. Parti içinde azınlık olmalarına rağmen partiyi nasıl kuşattıklarını da pekala biliyoruz. Geçmişte bunları yazdığım için söz düellosu yaşadığım o kendilerini bilenlerin SP’den tasfiye edilmeleri gerekiyor. Yoksa Milli Görüş, Adil Düzen, Fatihin Nesli gibi yarım asırdır söyledikleri hiçbir hedeflerinin anlamı kalmaz.

Bu manada CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan’ın SP Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Oğuzhan Asiltürk Ağabeyi ziyaret etmelerini çok değerli buluyorum çünkü bu adım sıradan bir adım değil, SP içindeki kinci kliğin izin vermediği uhuvvetin tesisi ve Türkiye’nin geleceğinde beraber rol alma adımıdır.

Yanlış anlaşılmasın, sadece seçim ittifakından bahsetmiyorum, Türkiye’nin uluslararası emperyalizme karşı içerde ve dışarıda verdiği mücadeledeki ittifaktan söz ediyorum.

Haydi ya Allah!