Sözün emaneti
Kimseye söylenmemesi, gizli tutulması gereken şey, giz anlamlarında olan sır sözlükte “saklamak, gizlemek” anlamında masdar ve “saklanan, gizli tutulan, bir şeyin iç yüzü, bir nesnenin özü, her şeyin en iyisi” gibi anlamlarda isimdir.
Sır, saklı tutulan, başkalarınca
öğrenilmesi istenmeyen, kişiye veya başkasına ait bilgilerdir.
Sır, bir kimsenin başka birine
saklaması talebiyle söylediği söz de olabilir veya sadece kendisinin bildiği,
başka hiçbir kimseyle paylaşmadığı söz veya yapmak istediği işte olabilir.
Sırlar birer emanettir. Onu
korumak insanlık görevidir. Onu ifşa etmek, başkalarıyla paylaşmak o emanete
ihanet etmektir. Sırları iradeleri sağlam olanlar, yürekleri geniş olanlar
saklayabilir.
Sırlar saklandıkça kişiler
onların sahibidirler, paylaşıldıkça onun esiri olurlar. Sırları ifşa etmek
ihanet olduğu gibi gıybettir de aynı zamanda. Gıybet ise dinimizin haram
saydığı kötü davranışlardandır. Allah başkalarının özel hallerinin
araştırılmamasını, sırlarının birer emanet gibi korunmasını tavsiye ederken
bunların yapılmasının birer kul hakkı olduğunu bildirmiştir. Sır saklamak bir
bakıma özel yaşamın gizliliğini korumaktır.
Peygamber Efendimiz Allah’ın
huzurunda en kötülerden sayılacak insanlardan birinin de eşinin kendisine
verdiği sırları etrafa anlatan kimse olduğunu ifade eder. Aile mahremiyeti
emanettir çünkü.
İbadetler, zekât ve sadakalar
sırdır ve onların gizli tutulmasını öğütleyen hadislerde de mevcuttur. Çünkü
gizli yapılan ibadetler daha makbuldür.
Sır saklamak bir ahlâki ödevdir.
Sırrı ifşa etmek sabırsızlık ve tahammülsüzlükten kaynaklanan bir zaaf ve
erdemsizlik, hatta karakter bozukluğu ve hıyanet olarak değerlendirilir. Sırrı
ifşa etmek alçaklık ve bayağılıktır. Hz Ali “Sır saklamak, bir irade
imtihanıdır. Bu imtihanı kazanmayan, hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz.” demiştir.
Sırrı saklamak bir kardeşlik
hakkıdır. Onu ifşa etmek kardeşlik hakkını ihlaldir. Kişi ilke olarak
başkalarının iyiliklerini anar amma kusurlarını saklı tutar. Onurlu insana,
şahsiyetli mümine yakışan da budur.
Sır saklamak bir erdemdir. Başarı
erdemli insanların elde ettiği sonuçtur. Kişi kendine ait sırları sakladığı
ölçüde hayatta başarılı olur ve huzurlu yaşar. Sırlarını koruyanlar
hedefledikleri başarıya kolay ulaşır, sırlarını ifşa edenler ise sonunda
pişmanlık yaşarlar.
“Ey iman edenler! Sizden
olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri
kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından
apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer
düşünürseniz size âyetleri açıkladık.”
(Âl-i İmrân; 118) ayetiyle Yüce Allah sırlarımızı kiminle
paylaşabileceğimizi bildirmektedir. Ayrıca hangi zamanlarda sırrın
paylaşılabileceğini de “Allah, zulme uğrayanın dile getirmesi dışında,
çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla
bilendir.” (Nisâ; 148) ayetiyle bize
bildirmektedir.
Allah’ım. Bizi sırrının esiri
olan değil sırrını esir edenlerden eyle. Tutamayacağımız sırları ve sırlarını
tutamayanları bizden uzak tut. Sır tutmanın bir emanet olduğu bilincini bizlere
nasip et. Bizi sır tutan ve sözünde duran güvenilir müminlerden eyle.
Amin.