Sözlükte yok 2
Geçen yazıda demiştik ki; kelimeler sözlükte durduğu gibi durmaz. Durmasın da...Her biri ya kanat, ya ayak bulup yürüsün hayata. Adı, sanı olan, işi, gücü olan, gülen veya ağlayan fakat onurlu birer insan olsunlar. Boy pos, huy pos olsun endam etsinler tek tek..
İNFAK :
Varını yoğunu varlığa birliğe adamak. Varsa varını, yoksa yoğunu paylaşmak.
Artanı eksilterek yaşamak. Ayağa dolanmasın için.
ZEKAT:
Temel ihtiyacından fazlasını, fazlandan en azını başkalarının temel ihtiyaçlarına sarf etmek.
Kimseyi ihtiyaçlı bırakmama duyarlılığının adı. Mutlaka paylaşmak.
İtirazsız, disiplinli paylaşım.
SADAKA:
Artanının sahibini arayıp bulma, bulup verme duyarlılığı. Bir tatlı söz, bir pul, bir gülümseme bile olsau2026
Ç-evrenin eksiğini gediğini kendi fazlasından kapamak. Onarmak ve ayağa kaldırmak düşen ne varsau2026
Sahibini verilirse artıran, verilmezse eksilten bela/paylaşım deneyimleri...
FİTRE:
Kasten sende unutulmuş yoksul hakkı. Senin cebine konmuş yoksul harçlığı.
FİDYE:
Aç kalamayanın aç bırakmayarak orucunu hükmen tutabilme imkanı..
Tutulmamış oruca sosyal ödenek. Yaşanamayan güzelliğin hoş telafisi.
Yoksula ödenen oruç. İbadetsiz kalmamak.
DUA:
Dilekleri en yukarıya çıkarma eylemi.
Çabalarına rağmen çaresizliğini O'na anlatabilmeu2026Lalceu2026
Ovada eylediklerini tepede dilemek. Sessiz söylem.
TÖVBE :
Gözlerin pişmanlıktan boşanması. Huy abdestiu2026
Kendini yerebilme ve daha iyiye atılganlıkla özürler dileme. Kötüden iyiye, iyiden daha iyiye daima gelişebilme, değişebilme mahareti.
Beyaz giymesi ruhun. Kirden ırak yunup dau2026
KANAAT:
"Yetti, şükür'" deyince artıvermesi hayatın. Bereketin "yettim" demesi. Bolluğun hızırlığı.
Yalnızca sahip olduklarına göz dikmeku2026Benim bile demedenu2026
Aç gözlülüğe açılmaması gözlerin. Kendinin olana o değilden açık, başkasının olana tamamen yumuk kalması.
İTİKAF:
Kıyılarından kendine çekilmek. Senden içeri sen ile tanış olmak.
Yalnızlığını yalnızlığa çekmek. İçi kalabalık başı, tenhaya çekmek.
Daha duyarlı bir yaşam için bir süreliğine ölmek.
Bir parça ruhen dirilmek için kendi "ölüsünü" bir kenara taşımak.
HİRA:
Yalnızların dostu. Sarp düşünüşlere omuz.
Yüksek kürsü.
Düşünülmeyenleri düşünebildiğin soyut tırmanışların karşılığıu2026
Kentin uçurumundan çıkılan çukur: derinliku2026
TEFEKKÜR:
Bilinçli dalgınlık. Vurgun yemek deryadan.
Düşüncelere düşmek. Hakikatin ayaklanması için.
Anlam'ı sevenin gece gündüz çektiği sancı.
Kafasını tasında kaynatmak.
ZİKİR:
Hiç hatırından çıkarmamak Allah'ı.
O'nun değerlerini an-lamak: an içinde yaşamak, anı-lamak: hatıra değerinde yaşamak, anılarda bırakmamak: terk etmemek ve yaşamla beraber kılmak.
Bilincin an'ı kaçırmaması. Anlık ve anılık farkındalık hali. Hakikatin an be an güncellenmesi.
Allah hatırına yaşamak.
TESBİH:
Hayranlığı çekmek. Hayranlık uyandıran bir yaşama çekilmeku2026
Dudak kıpırtılarında gezinen aşkın ilahisi. Acziyette yokluk, yüceltmede varlık tadıu2026
Mükemmelliği çekmek. Sayısız. Kanılmaz bir anmayla yaşamak.
KADİR GECESİ:
Kitab'ın ilk hecesi. İlk kelime, ilk cümlesiyle anlamın gecesi.
Kaderini çizme, yazgını yazma gecesi. Ömürlük!
Karar hecesi. O-kuu2026
TEZKİYE:
Her lekeyi çıkarmak kalbinden. Çıkarcılık lekesini en baştau2026 Kendi çıkarlarından bile kaçtığın tenezzülsüzlük kuytusu. Şımarıklığını us'landırma.
Saflaşma, saf kalma.
Renkten renge girmeyi terk. Arınmışlığın rengini girmek kalp resmineu2026
SELAM:
Hep barış olma. Güven verme. Rabbinin zatında varlığa gülümsemeu2026
Barışa durmak. Savmak savaşı insanlığın başından.
Kendiyle barışanın evrene tebessümü.
BAYRAM:
Olgunluğa ve kazanımlara sevinme. Sabırla gelen gün.
İlahi ödül. Çocuğun şekeri, yaşlının kalbiyle hakkın halk günleriu2026
Sahici şeker. İçtenlikle ibadet eden bedene baklava börek.