Sözleşmeli Öğretmenliğe dair…
Sözleşmeli Öğretmenlik uygulamasına dair Bakanlık tarafından bazı iyileştirmeler yapılmıştı. Hakkını teslim edelim; Yapılan iyileştirmelerin gündeme gelmesinde, üzerinde çalışmalar yapılmasında Bakanlığın çok değerli bürokratlarının tutumlarının etkisi asla göz ardı edilmemesi gerekiyor. Başta Personel Genel Müdürü Sayın Hamza AYDOĞDU ve ekibi olmak üzere birçok bakanlık yetkilisi, bakanlıktaki makam kapılarını Sözleşmeli Öğretmenlere sonuna kadar açtı; onları dinledi, not aldı, çalışma başlattı.
Şehir şehir dolaşıp öğretmenlerle buluşan ve sahnede üstenci bir üslup kullanmak yerine öğretmenlerin arasına girip onları dinleyen, gereğinin yapılması için talimatlar veren Ziya Öğretmenin muhteşem liderliğini unutmamak gerekiyor. Mağduriyetlerini dile getiren Sözleşmeli Öğretmenlere Sayın Bakanın nasıl kucak açtığı, dinlediği ve sorunların çözümüne yönelik yapıcı tutum sergilediğini isterseniz gidin bu buluşmalara katılan Sözleşmeli Öğretmenlerden dinleyin.
Göreve geldiği günden beri kusursuz liderliği, muazzam tevazusu, samimi tutumu ile olabildiğince profesyonel bir ekiple Bakanlığın yıllarca birikmiş sorunlarına neşter vurmaya başlayan Ziya Hoca’nın hakkını teslim etmek gerekir. Birçok konuyu, sorunu halleden Sayın Selçuk’un önünde çözülmesi gereken daha onlarca konu var. Bir kısmı masasında, çantasında; ekibiyle birlikte geceli gündüzlü çalışıyor. Kat edecek çok yol var. Ben, Ekim ayı içerisinde öğretmenlere ve yöneticilere yönelik bir sürpriz açıklama bekliyorum açıkçası.
Bir yazımın başlığında Sayın Selçuk için “Güzelliklerin Adamı” ifadesini kullanmıştım. Hala aynı kanaatteyim. Sayın Bakanım, tüm sözleşmeli öğretmenlerin adına siz güzelliklerin adamından istirham ediyorum; yeni bir çalışma, yeni bir iyileştirme yapabilir misiniz acaba? Hatırlar mısınız göreve geldiğiniz ilk günlerde İl Müdürlerini Başkent Öğretmen Evi’nde toplamış ve onlara “Adil olunuz. Aksi takdirde beni vebal altına sokarsınız” demiştiniz. Siz güzelliklerin adamısınız; adil olmayı tercih eden, vebal altına girmek istemeyen birisiniz. Göreve geldiğiniz ilk günden bugüne dek gerek Bakanlık içerisinde gerek ülke genelinde en ön planda tuttuğunuz, yerleştirmeye çalıştığınız davranış eğitimcilerin adil olması yönünde. Gerek mülakatlarda, gerek yönetici atamalarında, gerek eğitim kurumlarında ve sınıf ortamlarında adaletin tesis edilmesi gerektiğine yönelik, toplumun her kesimi tarafından takdir gören muazzam bir tutumunuz var. Çocuklara yapılan haksızlığın vebalini dahi kendi boynunda hissedeceğini vurgulayan ve il müdürlerine adil olmaları, liyakatli yöneticileri seçmelerini ve görevlendirmelerini söyleyen hassas bir gönül terazisi olan birisiniz Sayın Bakanım…
Adil olmak adına MEB’in yaptığı sınavları ÖSYM’nin yapmasını istediğinizi biliyoruz. Böyle güzel bir yaklaşımı olan Ziya Hoca’nın sözleşmeli öğretmenlerin ekonomik ve özlük haklarına yönelik taleplerini görmezden geleceğini sanmıyorum. Bilgiye, belgeye dayalı konuşmuyorum ama Bakanlığın çalışmalarını yakından takip eden biri olarak inanıyorum ki Ziya Hoca’nın masasında olan çalışmalardan biri de Sözleşmeli Öğretmenlerin bazı haklarının iyileştirilmesi. Sosyal medyadan bize ulaşıp durumu anlatan Sözlemliler “Kadrolu öğretmenlerle aynı işi yapıyoruz. Maaşlarımız onlarınkinden daha düşük. 1 saat ek ders karşılığında aldığımız ücret de onlarınkinden daha az. Mesleğimizi seviyoruz. Bakanımıza güveniyoruz. Sesimizi duyacağına ve gereğini yapacağına inanıyoruz. En kısa sürede Sayın Bakanımızın bir düzenleme yapması yönünde talebimiz, beklentimiz var” diye seslerini Ziya Öğretmene duyurmak istiyorlar. Ve inanıyorum ki bu çağrıya Ziya Hoca sessiz kalmayacak, görmezden gelmeyecek.
Daha önce de yazıp uyarılarda bulunmuştum. Yinelemek istiyorum; Sözleşmeli Öğretmenler de üsluplarına, tutumlarına daha dikkat etmeleri gerekiyor. 4+2 olan sürenin 3+1’e düşürüldüğü sırada bazı sözleşmeli öğretmenlerin kendi mücadeleleri sonrasında elde ettiklerini dile getiren ve Bakanlık yetkililerini küçümseyen tutumları olmuştu. Bundan kaçınmaları ve mağdur iken mağrur olmamaları gerektiği uyarılarımı üzülerek yinelemek durumundayım.