Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2420.55
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Haziran 2022

Söz hâli

Şu dünya hayatında mesuliyet hissi taşıyan herkesin sırtında bir manevi yük vardır. Onu ömrü boyunca taşır durur. Bu ‘mukaddes yük’ün hamallığını, bile isteye yapar üstelik. İstese de bırakamaz. Zira verilmiş sözler, vaad edilmiş hayaller ve bekleyen idealler vardır.

Hepimiz nefes alıp verdiğimiz her gün, bir şeyler öğreniyor, sonra da bu malumatı paylaşıyor, yani başkalarına öğretiyoruz. Önce talebeyiz şu yeryüzünde, sonra farkında olmadan hocalık kisvesine bürünüyoruz. Sırtımızda heybe, elimizde asa, önümüzde geniş ufuklar…

Önce annemizin yüzü ısıttı içimizi, sonra da baba şefkatini gördük. Onların alakası ‘aile’ oluşumuzdandı. Yanı sıra bizi bilgisiyle donatan, sevgisiyle kanatlandıran ve gökyüzü maviliklerine doğru koşturan öğretmenlere sahip olduk. Harfleri onlardan öğrendik, kelimeleri bize bellettiler, sonra cümlelere yüklediğimiz tatlı hayaller kurduk. Okuduk, düşündük ve yazdık. Ya bu esaslı rehberler olmasaydı? Hayat gailesi içinde nasıl bir yolda yürürdük?

Kültürün de rehberleri, sanatın da hocaları, edebiyatın da muallimleri vardır. Talebelerine ömürlerini cömertçe harcarlar. Bundan asla yüksünmezler. Öğrencilerinin zafer yürüyüşü, onları bahtiyar eder. Taliplerin adım atışları ruhlarında tarif edilmez hazlar uyandırır. Zira öğrenciler artık evlatları gibidir, asla çocuklarından ayırmazlar.

Geçmiş edebiyatımızın mihmandarlarını biliyoruz. Edebî nesiller vücuda getirdiler. Büyük romancıların, iyi hikâyecilerin günışığına çıkmasını sağladılar. Şiir dağında, deneme vadisinde, masal bahçesinde yol yürüyen üstatları gördükçe onları sevdik ama hocalarını da rahmetle, minnetle, hürmetle, muhabbetle andık. Zira edebiyat meşalesielden ele geçiyor, ağızdan ağıza yayılıyordu.

Günümüzün kelam ve kalem öncülerinden biri de Şeref Akbaba’dır. Yıllardır aşk ve şevkle sırtladığı Ay Vakti bir mektep mecmua, bir okul dergidir. Edebiyat dünyamızı aydınlatan bu has dergide nesiller yetişti. Gördüğüm bir gerçek varsa o da şudur. Bu irfan ocağı artık mezunlarını vermeye başladı. Esasen bu tür edebiyat dergilerinden öyle kolay kolay mezun olamazsınız. Yazmaya başlar ve ömrünüzün sonuna kadar devam edersiniz. Dergi, uzun müddet devam eden bir sabır yapısıdır. Buna ancak metaneti güçlü olanlar dayanır. Dergi sadece kuru bir heves ile çıkmamışsa sağlam bir gayeniz, kutlu hedefiniz varsa mecmua mekânı bir otağ olur, rengârenk çadır hâlinde herkesin gidip söz dağarcığını toplayacağı bir hikmetli yere dönüşür.

Ay Vakti derginin yanı sıra kitaplarıyla da temayüz etti. Artık bu mektepten yetişenler, eserleriyle de yazı dünyasına mütevazı bir selam veriyorlar. Bize düşen vazife, bu selamı geniş yüreklilikle almak ve onları can-ü gönülden alkışlamaktır. Elime ulaşan on kitabın ilki mihmandarımız Şeref Bey’indir. Adı Söz Hâli. Şu satırları okuyoruz:

“Sözü, anlamlı kılmak, hayatı anlamlı kılmaktır. Sözün özü, sahipsiz olmayanı, nasipsiz bırakılmayanıdır. Söz bir vaat içeriyorsa, bir umut bağlamında söylenmişse daha bir ağırdır yükü, daha bir sorumludur söyleyeni. Sözü sorunlu kılmamak lazım, yamalı bir şekle büründürmemek lazım. Söz, sahibinin kimliği oluyor çoğu zaman, kişiliği oluyor. Kelam-ı kibar olduğunda yüceltiyor sahibini, sadakat gösterildiğinde de. Sözünde durmayanın itibarı, sözün itibarını düşürüyor. Sonrası sükût altın oluyor. Hayatı anlamlı kılmak, iman ve aksiyon eksenli yaşamaktır elbette. Bu doğrultuda atılan her adım, yapılan her eylem, verilen her söz daha bir ehemmiyet arz etmektedir. Sıradanlık, mesnetsizlik, yersizlik, densizlik bu minvalde olmamalıdır. Sözü yere düşürmemeli. ‘Kılıç yarası geçer, dil yarası geçmez.’ der atalarımız. Her kelamın kime söylendiği, niçin ve neden söylendiğinin farkında olunmalıdır.”

Bu dizideki kitaplar: Adım Aden’de Saklı (Nuşah Karaca), Üşüyen Ovanın Uykusu (Ali Yaşar Bolat), Yabancı (Yavuz Ertürk), İnsan Sanat ve Edebiyat (Salih Uçak), Duvar ve Râ (Ferhat Öksüz), Yara Söylemeyin (Selami Şimşek), Leyla Bakışlı (Mustafa Küçüktepe), Şirâzed’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar (Naz N. Varlı), Ey Ödünç Yaşam (Semra Sarac). Son kitaptan birkaç mısra ile yazımızı süsleyelim: “Zamanı unutmak hepimize iyi gelecek / damarları kesilmiş kentlere de / Yoksa boğulacak dünya kan giyinen çıldıracak / zamanı unutmak iyi gelecek bilhassa insana / Güneşi fişten çekiyorlar, çekiliyor / Saatin kalbi atıyor toprakta / Bir başka renk veriyor ıslak çimler boyu yüzler / Islak çimler boyu hüzünler"

“Ay Vakti Kitapları” bizi güzel iklimlere davet ediyor. Bu samimi davete icabet, yorgun bütün insanlar gibi bize de iyi gelecek. Bir gönül çerağı yakan ve bunu senelerdir taşıyan Şeref Akbaba Beyefendiye teşekkürler. Ay Vakti’nde kutlu yürüyüşlerine devam eden yeni nesil yazar ve şairlerimize selam olsun. Ömrünüze bereket!