Soyu sopu bozuk
Ülkemiz her zamankinden daha fazla birlik ve bütünlüğe muhtaç olduğu halde her gün yeni bir ayrık otunun marifeti ile yeni yeni tuzaklarla güç ve irtifa kaybına uğruyor veya uğratılıyor.
Şimdide soysuz medya yeniden bir yanardağ gibi faaliyete geçti ve her zamanki gibi yine ağzı olan konuşuyor. Okumak dinlemek susmak gibi insanı insan yapan hasletler, yerini aklına geleni ulu orta sağda solda salya sümük akıtan, kininin sarhoş eylediği zekâsı ile ağzından çıkanı kulağı duymayan yaratıkların atıp tutmalarının bir türlü önüne geçilemiyor.
Şu gerçekliği artık görmeliyiz.
Eski Türkiye yok artık.
Yolgeçen hancıların kurduğu tuzaklar daha niyet safhasında tarumar ediliyor. Her türlü iç ve dış tehditler, yazar ve çizerlerin hezeyanları ve hatta soysuz medya yalanları artık saatler içerisinde etkisiz hale getirilebiliyor.
Bundan böyle artık ağzı olan değil aklı olan, kendi kimliği ve kişiliği ile sahaya mertçe çıkıp söyleyeceklerini söyleyecek. Hakaret küfür yalan gibi insanı hayvanlaştıran duygu ve dürtülerinden arınmadan sağda solda öten horozumsu yaratıklar hak ettikleri ile muamele görecek.
Bugüne kadar sabır silahı ile hareket edildi.
Yeter artık.
Ülkemiz covid-19 savaşında tüm dünyaya nasıl örnek oldu ise, soysuz medyaya yerli soyluluk getirerek bu alanda da örnek olabilir. Örnek olmalı ki, insanlığın hayrına gelişmeler kirli bilgilerin arasında kaybolup gitmesin.
Temizlik, doğruluk ve dürüstlükten dem vuran her kim olursa olsun önce aklını duygularının gölgesinde tutmadan kendisini aynada zekâsı ile tartarak kaç paralık olduğuna karar vermeli. Temizliğe kendinden başlamak gibi bir erdeme her zamankinden daha fazla muhtaç durumdayız.
Adı soysuza çıkmış bir medya nasıl soylu hale getirilir bunun ilk örneğinin ülkemize nasip olması için her bir vatanperver elinden geleni yapmalı. Yapmalı diyorum. Çünkü bu necip millet dünyanın çivisinin çıkartıldığı coğrafyalarda tarih yazmaya devam ediyor. Zahirde bir şey göremeyenlerin biraz daha sabırlı olmalarına gerek var.
Son 10 yılı geriye doğru taradığımızda ülkemizin başına örülmek istenen çorapları gözleri ile görmeyenlere diyeceğim hiçbir şey yok. Allah’ın verdiği akılla ben çok şey görüyor ve şükredenlerden olmaya çalışıyorum.
Suçlamak gibi kolaycı ve adice bir tercih yerine ben ne yapabilirim kaygısına düşüp hiç olmazsa yoldaki bir taşı ve bir çöpü kenara alarak işe koyulmalı. Başkalarının gözünde görülen çör çöpü temizlemeden önce kendi gözündeki merteklerden kurtulmanın yollarını aramalı.
Nasılsanız öyle idare edilirsiniz, bu gerçekliği hiç unutmayalım. Bir hatayı veya yanlışta direnen bir yöneticiyi uyarmadan önce empati yaparak bu yanlışı önce kendimizde düzeltmeye çalışalım.
Malum hepimizin gözleri önünde cereyan eden garabetler var. Kimi hukuk katlediliyor diyerek kendisi hukuku katlediyor. Kimi adalet yok derken kendisi ne büyük adaletsizlikler sergiliyor. Kimi ise durumdan vazife çıkartmak ve cukkalama işi ile uğraşıyor.
Herkes her şeyi devletten bekliyor. Armut piş ağzıma düş mantığında azımsanmayacak kadar bir nüfusu içimizde barındırıyoruz. Eller taşın altına sokulmalı.
Millet devlet için devlet ise millet için.
O zaman haydi taşları yerli yerine oturtmaya çalışanlara sende bir taş ile destek ol ki, hesabın hasbi olduğu günde son pişmanlıktan medet umanlardan olma.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.