Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2956.24
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Kasım 2020

Soysuz medyanın soyu

Makalelerimde sık atıfta bulunduğum bir alan medya. Omurgası soyu sopu darmadağınık hale getirildiği için sık sık tenkitlerim olur. Bu tenkitlerimi haklı veya haksız bulanlardan zaman zaman geri dönüşler alırım.

İletişim çağı içerisinde medyasız olmayacağı kesin. İstesek de istemesek de her türlü bilgiyle şöyle veya böyle iç içe yaşıyoruz. Doğruyu eğriden, soyluyu soysuzdan ayırt etmek ise günümüzde deveye hendek atlatmaktan zor hale geldi.

Bir zamanlar dördüncü güç olan medya, son yıllarda iletişim kaynaklarının artması ve hızı sayesinde artık birinci güç. Gücü elinde bulunduranların yediği herzeleri de her gün görüyor ve yaşıyoruz.

Yüce Allah (hucurat-6) kullarına bir haber aldığınızda araştırın diyerek aslında doğru olanı baştan söylüyor ancak insanoğlunun zayıf ve zaaflı olması bu ve benzer uyarıları ancak bir bela veya musibetle karşılaştığında algılayıp anlayabiliyor.

Ülkemiz dünyanın tam ortasında ve her yönden cazibe merkezi. Doğal olarak düşmanı, göz dikenleri ve kötü hayalli olan yaratıklarda mebzul. Dışardan olanlara hak bile verilebilir. Ancak içerden yerli görünümlü sureti bizden sireti gavur olanlara ne demeli?

Son zamanlarda medya giderek daha da soysuzlaşıyor. Trollerin adeta cirit attığı bir arena haline geldikçe bu tehlike biraz daha ciddi hal arz eder oldu. Küçücük bir azınlık bilgisayar tuşlarının başına geçip adeta gavurdan daha gavur bir duruş sergileyerek ülkemizi bir meçhule doğru hızla sürüklemekte. Kanı bozuk bu küçük azınlık elinden gelse iç savaş bile çıkartır. Geçmişte olduğu gibi dipçik kullanmaktan bile sakınmaz.

Bu kanı bozukların niyet ve gayretlerine karşı devletimiz var gücü ile çalışıyor, ancak vatandaş olarak bizlerde devletimize destek olmalıyız. Her duyduğumuza inanmadığımız gibi her gördüğümüze de inanmamalıyız. Aklımızı mantığımızı süzgeç olarak kullanıp bize gelen her bilgiyi kirinden arındırmalı ve doğrusunu paylaşarak soysuz medyanın soylusu olarak geç kalmadan güç oluşturmalıyız.

Bilimin son geldiği noktada artık beyinlere çip takabiliyor. Neurolink projesi ile beyin makinalaştırılıp aklıselim ile sağlıklı düşünen bir kişi, tam zıddı ile abuk subuk ve sapık bir yaratık haline getirilebiliyor. Böyle bir robot ile insanların zaten karışık olan kafasını iyice karıştırıp şaşkın ördeğe çevirebilmek mümkün.

Değerli dostlar bu aktardıklarım bilim kurgu değil artık.

Gerçeğin ta kendisi.

Yıllar önce körfez savaşında dünyaya yayın yapan televizyonlar Amerikan gavurunun Bağdat’ı harabeye çevirdiğini göstermiyor, Saddam’ın petrol tesislerini havaya uçurarak denize akıttığı yakıtla karabatakları kızıl denizde nasıl yok ettiğini yayınlıyordu.

Daha öncesinde ise ülkemizde tek parti diktatörlüğü döneminde keçisi çalınan müftüyü, medya keçi çalan hırsız müftü diye haber yapabiliyordu.

Şimdi her şeyin değiştiği gibi, medyada çok değişti gelişti.

Vatandaşlar olarak soysuzluğundan yakınmak yerine elimizdeki imkanları kullanarak doğrusunu soylusunu bulup çoğaltmak bizim elimizde. Medyayı ve tüm iletişim kanallarını çok ama çok kullanalım. Doğrusu budur diyelim. Doğruları çoğaltalım ki, emri bil maruf ve nehyi anil münkere bir katkımız olsun. Olsun ki hesabın hasbi olduğu günde artı hanemizde biraz azık biriksin.

Doğrusu bu demedikçe yanlışta ısrar eden gavurlar ve onun yerli iş birlikçileri ülkemizde gözlerimizin içine baka baka daha çok haltlar işler saman altından su yürütmeye devam ederler. Uyanık olmak Müslüman şiarı.

Uyanık olalım.

Uyuyanları uyandıralım.

Son yıllarda üst üste yaşadığımız olayları kronolojik olarak hatırlayıp alt alta yazıp ezberleyelim. Ezberleyelim ki, tekrarına cüret edenlere biz bu hikayeyi iyi biliyoruz diyerek elimizin tersi ile Osmanlı sillesi ile ders verelim.

Oyunda oynaşta olan bana bir şey olmazcı güruhun içinden bu yazdıklarımı hayalperestlik olarak yorumlayabilenler olacaktır. Saygı duyarım. Yazdıklarıma da saygı duyulmasını beklerim.

Burası Türkiye. Krizlerle aldatılan kerizleri çok olduğu gibi, ölümü gördüğünde sıtmaya razı olacaklarda çoktur. Durumdan vazife çıkarıcı güruh kadar bu ülke için çalışabilsek yetecek. Çalışmıyorsak bari çalışanlara çelme takmayalım.

Aynaların karşısına geçerek tenkitlerimizi, tekliflerimizi ve omurga kontrolümüzü yapalım da yamuk taraflarımızı bari görüp düzeltmeye kendimizden başlayalım derim.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.