Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Nisan 2020

Soylular ve soysuzlar

Millet olarak acı ve tatlı günlerimiz oldu. Üzüldük kimi zaman, kimi zaman da sevindik. Yas tuttuğumuz zamanlar da oldu, bayram ettiğimiz zamanlar da. Hayat bu; hepsi de olacak elbette. Ağlayacağız bazı zamanlarda, bazı zamanlarda da güleceğiz. Temennimiz; güleceğimiz zamanlarımızın çok olması, gözyaşı dökeceğimiz zamanlarımızın olmamasıdır elbette.

Bu millet en fazla da terör belasından çekti. Binlerce evladını şehit verdi, milyarlarca servetini harcadı ve onca gözyaşını akıttı bu yolda.

Şehit evladının tabutu başında dimdik durarak düşman sevinmesin diye gözyaşlarına hâkim olmaya çalışan soylular da oldu, devletimizi zayıf bırakmak için iç ve dış destekçileri ile bu millete kanlı gözyaşları döktürenlerin leşleri ardından ağlayan soysuzlar da oldu bu memlekette.

Milletin vergilerinden maaşını alıp eline verilen silahı bu millete çeviren soysuzlar da oldu, bir anne merhametiyle onları karşılayan ve üzerine sürdüğü tankın altına milleti adına kendi bedenini seren soylular da oldu bu memlekette.

Her askerini bir evladı gibi görüp hain pusularla şehit edildiğinde cenazesinde gösterişten uzak gözyaşlarına boğulan soylular da oldu, onları şehit eden şerefsizlerin desteği ile mecliste kendine koltuk bulan ve o koltuktan aldığı güçle itlaf edilen şerefsizlerin leşlerinin bir çukur açılarak “İla cehenneme zûmera” kabilinden gömülmesi esnasında gösteri yapan soysuzlar da oldu bu memlekette.

Evlatları ardından sıcacık yürekleriyle günlerce nöbet tutarak yollarını gözleyen soylu anneler ve onların acısını paylaşmak için her an yanlarında olan siyasi, akademisyen, sanatçı, esnaf, hülasa milletin her kesiminden soylular da oldu, onların sesine kulak tıkayan ve bir gün bile yanlarında olmayan ama sözde demokrat, çağdaş, millet ve memleket sevdalısı yalancı soysuzlar da oldu bu memlekette.

Deprem felaketinde, çığ felaketinde makam ve mevki hesabı yapmadan, gece gündüz mağdur ve muhtaç vatandaşların yanında ve hizmetinde olan, sıkıntılar bertaraf edilmeden yanlarından ayrılmayan ve her türlü imkânı onlar için seferber eden soylular da oldu, onların acısıyla adeta dalga geçercesine tatil beldelerinde gününü gün eden, sosyal medyada her türlü yalan ve yanlış haberleri yayarak olayları çarpıtan soysuzlar da oldu bu memlekette.

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde gayretle ve titizlikle yürütülen bir sürecin en önemli taraflarından biri olarak, tamamen salgının önlenmesine yönelik yapılan uygulamaların olası yanlış sonuçlarından kendini sorumlu tutup istifa eden soylular da oldu, onların istifasını ağzı salyalı bir şekilde sevinçle karşılayıp köşelerinde saldıran ve sosyal medya hesaplarında paylaşıp göbek atan millet düşmanı, Pensilvanya uşağı soysuzlar da oldu bu memlekette.

Söz konusu millet ve memleket olduğunda her türlü makamı elinin tersiyle bir kenara bırakabilecek siyasiler de oldu, seçilmiş milletvekillerini adeta pazarda satılan eşya gibi pazarlayarak mecliste gurup kurarak ve kurdurarak cılız siyaset yapmaya çalışan siyasiler de oldu bu memlekette.

Terörden ekonomiye, bölgesel sorunlardan küresel dayatmalara varıncaya kadar her alanda çok yoğun ve sıcak bir mücadelenin içinde seferberlik ruhuyla hareket edilirken, 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinden, terör örgütlerinin ülkemizdeki eylem kapasitelerinin önemli ölçüde azaltılmasına, deprem gibi doğal afetlerin ardından yapılan çalışmalardan, salgın hastalıklarda sağlık hizmetleri, gıda tedariki ve kamu güvenliği alanındaki çalışmalara kadar başarılı şeylere imza atan en hassas bir bakanlık görevinden gördüğü lüzum üzere onurlu bir istifayı, birlik ve beraberlik ruhunun zedelenmemesi adına kabul etmeyip müstafiyi görevine döndüren soylu insanlar da oldu, bu istifayı fırsat bilerek kirli siyasetine bir yenisini ekleyerek yeni saldırıların peşinde koşan soysuzlar da oldu bu memlekette.

Unutmayın bu memleketin soyluları çoktur ve her zaman var olacaktır.

Soysuzlar korksun…