SOYLU BİR DURUŞ, SÜLEYMAN SOYLU
Biliyorum, bu aralar siyasette söz sahibi olanlara atfen güzel yazılar sunulur. Olur ya, seçimler yaklaşmışken bize de bir şeyler düşer diyenler çıkabilir. Benim için de aynı itham da bulunulur elbet, ama bu hakkı, bu gerçeği sadece iddialar olacak diye göz ardı edemem. Çünkü yürekli siyasetçilere o kadar çok muhtacız kiu2026
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,
Sığ değil, slogan atmadan temellendiriyor söylediklerini.
Yani, artistlik yapmıyor, vitrine oynamıyor, konuşmalarıyla ülkesinin, milletinin geleceğini inşa etme derdinde.
Yani, siyasetin hakkını veriyor, siyasete katma değer katıyor, ömründe göremeyeceği makamlara Ak Parti sayesinde gelen ve zor günlerde susan siyasetçiler gibi susmuyor, doğruları bıkmadan haykırıyor Süleyman Soylu.
Geçen bahar aylarında hazır bulunduğum toplantıda bir bakana paralel yapıyla ilgili sorular sordu gazeteciler. Sayın bakan: "Ne diyeyim bilmiyorum, iddialar var, söylüyorlar bekliyoruz" derken bile nasıl zorlandığını orada bulunan Ak Partililer gibi ben de hayretler içinde dinledim. Oysa Süleyman Soylu doğru bildiklerini eğip bükmeden, retorik karambolu oluşturmadan olanları net bir şekilde dile getiriyor.
Sayın Soylu'nun geçen gün söylediklerine kulak verin ne demek istediğimi anlarsınız:
"Şimdi de o paralel medyanın televizyonları, o paralel medyanın gazeteleri Çavuşesku'yu ve eşini örnek göstererek sevgili cumhurbaşkanımızı tehdit etmeye çalışıyor. 'Onlar kurşuna dizildi, siz de kurşuna dizileceksiniz' diye tehdit etmeye çalışıyorlar. 1960 darbesini kim gerçekleştirmişse, 1971 muhtırasını kim gerçekleştirmişse, bizim evlatlarımızı birbirine pusu kurdurarak 80 öncesi kim öldürmüşse, öldürtmüşse, kim birbirine kırdırtmışsa Gezi olaylarını da aynı mahviller yapmıştır. 17-25 Aralık darbesini de aynı anlayış yapmıştır. 6-7 Ekim'deki Güneydoğu'da gerçekleşen olayları da aynı anlayış gerçekleştirmiştir."
Her kesin paralel yapıya sessiz kaldığı günlerde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan haklı olarak yol arkadaşlarına, "konuşun, neden korkuyorsunuz, niçin sessizsiniz?" diye sitem ediyordu. Tayyip Erdoğan'ın sırtından milletvekili oldular, bakan oldular, MKYK üyesi oldular ama dut değil beton yutmuş gibi suskunluğa boğuldular. Sayın Erdoğan'ın sitem ettiği yol arkadaşları el an da sessizliğe gömülmeye devam ederken, Süleyman Soylu susmuyor, olanları herkese örnek olacak nitelikte anlatıyor.
İşte bir örnek daha:
"Ey paralelciler, size sesleniyorum: Dünyanın bir ucuna gitseniz de bu mahkemenin önünde hesap vereceksiniz, hesap. Paralelle mücadele devam edecektir. Bunu bu güzel kadrolarla anlamlı kadrolarla gerçekleştireceğiz."Bunu kaç Ak Partili bakan söyleyebildi? Kaç MKYK üyesi dile getirebildi? Susanların neden sustuklarını çok iyi biliyoruz, kendilerini makam sahibi kılan Recep Tayyip Erdoğan'a ve partilerine, millete kast edenlere sus pus olanların dosyalardan, kasetlerden korktuğunu bu feraset sahibi millet biliyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu dinlendiğini söylüyor, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan dinlendiğini söylüyor, ama kendilerine güveni olmayan yol arkadaşı siyasetçiler çıkıp bu paralelcilere: "cumhurbaşkanımı, başbakanımı dinleyemezsiniz, dinlerseniz bu casusluk ve ihanettir" diyemiyor. Demek ki birileriyle "yolculuk yapmak" ile birilerine "yol arkadaşı" olmak aynı şeyler değilmiş.
İşte, bizim yol arkadaşı bildiklerimiz böyle zor günlerde susarken, 2012'de partisine daveti kabul ettiğinde yüzlerini ekşittikleri Süleyman Soylu:
"Paralellerle mücadeleden hiçbir gün vazgeçmeyeceğiz. Bu ülkenin istiklalini, istikbalini, başkalarına peşkeş çekmeye çalışanlar, bu ülkenin başbakanını dinleyenler, şantaj hazırlayanlar, montaj yapanlar, kasetlerle beraber tehdit etmeye çalışanlara buradan sesleniyorum: Hiçbir şekilde rahat durmayacaksınız, kökünüzü kazıyacağız sizin, kökünüzü" diyerek haykırıyor.
Boşuna mı?
"Bu ülkenin istiklalini, istikbalini, başkalarına peşkeş çekmeye çalışanlaru2026" var, tabi ki gün susma günü değil, ama dediğim gibi çok az soylu dışında pek de konuşan çıkmadı. Çoğu arada durdu, bunlar "kim galip çıkacaksa ondan yana olalım" hesaplarındaydılar. Böyle bir günde başbakanlarının, partilerinin, ülkelerinin yanında olmayanları, "paralel yapıya ses çıkarmayanları bu millet de unutmaz, biz de unutmayacağız" demişti dönemin başbakanı şimdiki cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Buna rağmen susanlar birbirlerinin suskunluklarının arkasına saklanırken Süleyman Soylu:
"Türkiye itibar suikastine uğramışu2026" bir başka konuşmasında ise"ülkemizin yarınlarını bir şekilde ele geçirmeye, ürküterek, korkutarak şantajla, tehditle devletimizi ve milletimizi kuşatmaya çalışıyorlar. Bu ülkede ihanet cezasız kalmamıştır. Bunların yaptığı ihanette cezasız kalmayacaktır?" diyerek paralel yapının yaptıklarını millete duyuruyordu susan yol arkadaşlarının da yerine.
Bu Soylu duruşu "şöyle diyecekler, böyle diyecekler" diye yazmasaydım dedikoduya prim verecektim, bana uymazdı.
@ahmetay_