Soykırımı kanıksamaya başlamak
Terör devleti İsrail’in Gazze’ye başlattığı soykırımın 24. günündeyiz.
Tam 24 gündür başta İslam ülkeleri dahil olmak üzere tüm dünya Gazze’de küçücük
bebeklerin, çocukların vahşice katledilişini izliyor. Evet, tarihi boyunca
hile, tuzak ve desise üreten, toplumların başına bela olan lanetli kavim;
Siyonist veba, hiçbir zaman sevilmedi. Herkesin kurtulmak istediği bir topluluktan
ibarettiler. İspanya tarafından ölüme terk edildiler, Osmanlı kucak açtı.
Yüzyıllar sonra da İslam dünyası palazlanan Siyonistler yüzünden ağır bedeller
ödedi. Kudüs’ü işgal eden Siyonistlerin sözde devletini de ilk önce CHP tanıdı,
Türkiye’yi de bu rezalete mahkûm etti. İsrail gibi eli kanlı katil bir devletin
yardımına da elbette kendisi gibi işgalci bir devlet olan Amerika koştu. Haçlı
dünyası da İsrail’e destekten geri durmadı. Tarih tekerrürden ibarettir. Biz bu
filmleri daha önce de görmüştük, dedelerimiz de ve onların dedeleri de… Fakat
Gazze’de 24 gündür yaşanan insanlık dışı görüntüler film sahnesinden alıntı değil,
gerçeğin ta kendisi. Bununla birlikte ilk zamanlar verilen tepkilerin şiddeti
giderek azalıyor. Artık şehit sayıları istatistiğe dönüştü. Kan revan içinde
kalmış, kolları bacakları kopmuş, gözleri yerinden sökülmüş minicik bedenlerin
sergilendiği görsellere alışmaya başladık, çoğunu izlemeden geçiyoruz. Haliyle
de Gazze’de yaşananlara duyduğumuz öfke günden güne azalıyor, sönüyor.
Beddualar sığ ve samimiyetsiz
Artık beddua, tel’in, kınama duyunca Gazze’nin acısıyla
dalga geçiliyormuş gibi hissediyorum. Zira edilen beddua ve lanetler son derece
sığ ve samimiyetsiz geliyor. Çünkü yıllardır aynı yolu izledik, aynı yollardan
geçtik, yürürken ayaklarımıza ümmetin evlatlarının cesetleri takıldı. Biz
sadece İsrail’e bedduayla yetindik. Peki sadece İsrail’in elinde mi Gazzeli
Müslümanların kanı var? Hayır! Katrilyonlarına, yemekle bitiremeyecekleri
servetlerine Siyonizmin el koymasından çekinen Arap ülkelerinin pespaye yöneticileri
de en az Netanyahu kadar soykırımın sorumlusu. Filistin Devlet Başkanı Mahmut
Abbas ise zelil bir zavallı. İşte bu kuklaların da katliamlarda payı var.
Arap yöneticiler de Netanyahu’nun ortağı
Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı Büyük
Filistin Mitingi’ne 1 buçuk milyon kişi katıldı. Erdoğan, İsrail’i tüm dünyaya
savaş suçlusu devlet olarak tanıtmaya hazırlandıklarını söyledi. 2009’da Davos’ta
da İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in yüzüne İsrail’in barbar bir terör
devleti olduğunu söyleyen de Recep Tayyip Erdoğan’dı. Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı yaklaşık 2 milyarlık ümmetin şerefini savunurken Arap dünyasının
ateşle dolası işkembelere sahip yöneticileri (istisnalar hariç)cukkalarını
doldurmakla meşgullerdi. Sahip oldukları onca mal mülk, servet, yeraltı yer
üstü kaynaklarıyla İsrail’i köşeye sıkıştırıp yok edecek güçleri bulunmalarına
rağmen siyonizme uşaklık ettikleri için, kendileri gibi Arap olan
Filistinlilere yardım etmek şöyle dursun, bugün kınamaya dahi yanaşmıyorlar.
İçimizdeki Mustafa Kemal maskeli Siyonistler
Gazze’de soykırım sürerken Türkiye de Cumhuriyetin 100.
yılını kutladı. Millî Savunma Bakanlığı Boğaz’da muhteşem bir geçit töreni
gerçekleştirdi. TCG Anadolu’muz, ATAK’larımız, TOGG’larımız, İHA-SİHA’larımız hepimizi
gururlandırırken CHP bugün dahi bir gram değişmeden, 100 yıllık kısır kafasıyla
aynı çamurda debelenmeyi sürdürüyor. Tabi yandaşları da öyle… İçinde biriken
kin ve garabetle sokaklarda ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye avazı çıktığı
kadar bağıran güruhun gözündeki nefreti bir kilometre öteden okuyabiliyorsunuz.
Üstelik bunların bir kısmı Edirne’deki 29 Ekim kutlamaları sırasında Gazze
yardım çadırına saldırdı. Bot ya da gerçek; Mustafa Kemal profilli hesapların
çoğu da sosyal medya hesaplarında açıkça İsrail’in tarafında saf tutuyor. Bu
Siyonist sevginin altında tek parti döneminin olduğu aşikâr. Elbet gün gelecek
ve bunların ardındaki nedenler de konuşulacak.