Soykırımcı ve kelle avcısı İsrail…
7 Ekimden beri karakış yaşıyoruz... Aslında odunumuz, kömürümüz var; kilerlerimiz de dolu ama üşüyoruz ve öyle açız ki… Ruhumuz zemheriden kurtulamıyor; yüreğimiz asude iklimlere kavuşamıyor ki kışımız da bahar olsun... Sözde İslam birliği hakiki manada gerçekleşmiyor ki kara kışlardan kurtulalım ve uhuvvet açlığımız da bitsin; Filistin soykırımı da sona ersin. Her şeyimiz var sadece uhuvvetimiz ve istikametimiz yok!..
Şimdiden otuzun üzerinde sıcaklık var ama kardeşliğin buzları çözülemiyor. Oysa gök ehlini imrendirecek şeydir; Allah rızası için kardeş olmak, Allah rızası için sevmek, yara sarmak ve acilen el uzatmak… Biz öyle bir imana sahiptik ki Fırat’ın kenarında ki kuzu kuvvetli bir iman ve adaletle güvendeydi… Biz öyle bir uhuvvet sahibiydik ki İslam kardeşlerimize duyduğumuz güven ve o nam önümüzdeki engelleri bertaraf ediyor ve sırtımız güvendeydi… Şimdi bizden bütün seciyelerimiz alınmış, Filistin’e arka olup, katil İsrail’i yerle bir edemiyoruz…
Filistinli kardeşlerimiz, yıllardır her türlü sınavlardan geçti, iki milyar Müslüman’ın izzetini kurtarmak için Siyonist kahpe İsrail karşısında cesaret ve kararlılık gösterdi ve göstermekteler… Kaybedenler ise arzu ve emelleri dünyaya kazık çakmış insanlar oldu. İsrail’in işlediği soykırım suçuna, dünyada duyarlı insanların haricinde, tüm insanlık seyir ve tepkisizlikten dolayı hissedar oldu. “Zulme rıza zulümdür; taraftar olsa, zalim olur.” İsrail’in çocuk katliamını meşrulaştıran sözde yazarlar, köşelerinde, sayfalarında Filistinlilere nefret nükleeri atanlar ve de vicdan kepenklerini kapamış, adalet duygusunu yitirmiş olanlar, bu katliama ve zulme ortaktırlar!
İsrail kelle avında; Filistinli çocukların başlarını Arz-ı Mev'ud (Vaat edilmiş Topraklar) için koparıyor. Kopuk başların ve yanık bedenlerin santimetre karesi sonsuz sayıyla çarpılarak, vaat edilmiş cehennem olacaktır inşallah... İsrail sahip olduğu servetle, silahla ve çirkin hayâsız inancıyla, vaat edilmiş toraklar yerine; lanetlenmiş haliyle vaat edilmiş cehenneme son sürat ilerlemektedir…
İri cüsseli ve kötü kadın olan Amerika’nın bir karışlık şerefsiz kocası İsrail, yıllardır yiğitlerle göğüs göğüse çarpışmaktan kaçınmış; bebekleri ve kadınları rakip görmüştür... İsrail kelle koparır, çocuk kızartır, ruhsuz karısı Amerika ise batıyla birlikte seyrederken alkış tutar…
Evet, Filistinli kardeşlerimiz sadece Gazze için değil, Refah için ve Kudüs için değil; Anadolu için mücadele vermekteler. Anadolu düşerse büyük İsrail hayali gerçekleşecek ve İslam yeryüzünden silinecek… İsrail’in bu hevesi kursağında kalacak çünkü Türk milleti Allah’ın ordusu olmaya devam edip, tüm dünya zalimlerinden hesap soracak. Bu hakikate de hiç şüphemiz yoktur!
Son söz: Arap liderlerin uhuvvet duygusu mutlak sıfır yaşar gibi… Öyle soğuk öyle soğuklar ki. Mısır sisler arasında, Arabistan’ı buzullar tutmuş… Dubai’nin kafası ise 828 metre yükseklikte ki Burç Halife ile dumanlı... Arap liderler, her türlü insani ve kardeşlik duygularını çöl fırtınasına teslim etmiş… Cesarette, imanda ve kardeşlikte hiç yoklar; sefahatte, arsızlıkta, ruhsuzlukta ise hep varlar… Elleri yağlı, ruhları yağlı, kalpleri isli – paslı… Zaten Sünnet- Seniyyeden ayrılmış bozuk fikirlilerden Müslümanlara karşı duyarlılık beklemek de boşa gibidir… Dileğimiz: Önce sağlam bir iman ve istikamet, hem de acilen! Yoksa eli kanlı İsrail ve Amerika’nın vahşetine ortak olacaklar; ilahi zaferlerden mahrum kalacaklar…
