Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Mart 2023

Sosyal mutasyona yönelik 28 Şubat ve türevleri

Genel itibariyle dünyanın herhangi bir yerinde veya ülkemizde; tarihsel süreçlerin ve gelişen Olayların, acıların, yıkımların ve oluşumların kodları, tarihin geçmişinde aranmalıdır. Yakın veya uzak fark etmez, Tarihsel süreçte, o olayla ilgili verileri alıp incelediğimizde, oluşabilecek sonuçları da tüm gerçekliği ile tahmin etmek zor olmayacaktır.

Ülke olarak, siyasi, sosyal, kültürel ve özellikle ekonomik olarak çok büyük bedeller ödediğimiz 12 Eylül Cuntası’nın kodlarını da içinde barındıran 28 Şubat süreci, Türkiye'nin, 21 yüzyılda demokratikleşme sürecinde daha bağımsız bir devlet olma gerçeğini, sabote etmeye yönelik postmodern bir projeydi.

Tarih boyunca, devletler üç ana eksen üzerinde kurulur. Sistemler, bu üç eksen ile devletin yaşam alanını oluştururlar.

Bunlar Militarizm, Parlamenterizm ve Bürokrasidir.

Devlet mekanizmasında, bu üç eksenin, orantılı ve dengeli bir şekilde işlevsel olması, hayati önemde bir olaydır.

Bu üç eksenden herhangi biri, olması gereken işlevselliğinin dışına çıkarsa, doğal olarak diğer alanlarda bozulur ve tabiri caizse, devlet anatomisi, ciddi bir Deformasyona uğrar.

Darbe kültürünün bağrından çıkmış sosyal ve siyasi mutasyona yönelik 28 Şubat ve türevleri kalkışma ve deneyler, devlet mekanizmasına ve anatomisine ciddi zararlar vermiş, hem toplumsal hem de kurumsal anlamda yıkım ve tahribatlara neden olmuştur.

Bu zarar, tahribat, kayıp ve yıkımların etkileri uzun yıllar sürebilmektedir.

Aslında bu tür müdahaleleri, merkez üssü yeryüzüne çok yakın olan sosyal ve siyasi depremlere benzetebiliriz.

Jeolojik olarak, depremin merkez üssü, yeryüzüne ne kadar yakın olursa, etki alanı da o kadar geniş olur. 28 Şubat ve türevleri, merkez üssü, yeryüzüne (Devletin merkezine) en yakın noktada olunca, doğal olarak tahribatı da o oranda büyük oldu.

Zira jeolojinin alanına giren depremlerin, artçı şokları, depremden sonra kısa bir süre devam ederken, siyasi depremlerin artçı şokları, asrı aşan zamanlara yayılabilmektedir.

Jeolojik depremlerin enkazını, en geç birkaç yıl içinde kaldırıp yerine yeni ve daha sağlam bir yapı inşa edebilirsiniz, Lakin siyasi ve idari bir depremin yıkıntıları üzerine yenisini ve daha sağlamını inşa etmek asırlar alabilir.

Tarihimizde yaşanmış geçmiş darbe gelenekleri 28 Şubatı oluşturan ana etkenlerdir.

Geçmiş darbelerin iktidar olduğu cunta hükümetlerinin kollarında ninnilerle büyütülen 28 Şubat’ın bıraktığı enkazdan sonra, neredeyse devlet yeniden bir inşa sürecine girdi. Devlet bürokrasisi, ordusu, tüm kurumları öyle bir darbeye maruz kaldı ki, ortaya çıkan manzara, bir enkazdan farklı değildi.

28 Şubat’ta, ülkenin silahlı kuvvetlerinin yanında, silahsız kuvvetlerinin de etkin rol aldığı müşahede edildi. Postmodern apoletlerin emrindeki basın ve bir kısım apoletsiz STK’lar bu darbenin en etkin silahsız gücü konumundaydı.

Üst aklın veya dünyaya yön vermeye çalışan ABD’nin şahsında müşahhaslaşan, Gram Fuller'in Koç'luğunda, Türkiye ile ilgili, onlarca karanlık hesabın anası bir hesap.

Bu hesap ile apoletsiz kesimlerin cansiperane desteklediği 28 Şubat darbesi ile bir yerlerden kontrollü TSK'daki kadrolaşmasının önü açılacak, dolayısı ile ileriye dönük daha kalıcı anti demokratik darbelerin temelleri atılmış olacaktı.

28 Şubat ile dindarların devletten tasfiye edilmesiyle boşalan kadrolara, sözde daha milli bir kostüm içerisinde kökü dışarıda kripto üyelerinin yerleştirilmesi hedeflendi.

Batı Çalışma Kurumu ve benzeri bazı kurumlar eli ile, ülkede hemen hemen herkes (akademisyen, politikacı, memur, işçi, kapıcı, seyyar satıcı, öğrenci vs.) bir şekilde fişleniyordu.

Malum, 28 Şubatçıların ve derin mihrakların en mahir olduğu iş, önce fişle, sonra yıldır veya ayağını kaydır, en sonunda da ondan boşalan yere apoletsizleri yerleştir. Basit bir ilkokul matematiği anlayacağınız.

Ne yazık ki bu basit ilkokul matematiği ile 28 Şubat’ta binlerce vatan evladı mağdur ve mahrum konuma düşürüldü, ülke yavaş yavaş zehirlendi, bu habis tümör, devletin kılcal damarlarına kadar yerleşmek arzusundaydı.

Evet bin yıl süre biçilen ancak demokrasi ve yaşamın gerçekliği karşısında birkaç yıl varlığını en ceberut şekli ile sürdürebilen 28 Şubat; ülke ve tarih gerçekliğimizi saboteye yönelik küresel bir proje olarak tarih sayfalarındaki yerini almış oldu.