Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2430.31
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Temmuz 2020

Sosyal medyanın kirli yüzü

Sosyal medyanın tartışılır hale gelmesi yeni bir mesele değil aslında. Bu medya alanının açılmasıyla birlikte dünyamıza giren bir tartışma zamanla yeni renklere bürünerek canlılığını korumaya devam ediyor. Çünkü uçsuz bucaksız ve kimliksiz bir alandan bahsediyoruz.

Sosyal medyanın en önemli tehlikesi kimliksiz olanların saçtığı tehlike. Kelimelerin ve ithamların sınırsız olduğu bir kontrolsüz alandan bahsediyoruz. “Klavye şövalyesi” denen bir zevat var ki her konuda ve her yerde ortaya çıkarak ahlak sınırlarını zorlayarak insanların kişisel haklarına saldırarak tatmin olma yolunu seçiyor.

Bütün değer yargıları ortadan kalkıyor bir anda. Paylaşımlar hadsiz bir şekilde tüm insanlığın huzuruna sunuluyor. Ucu bucağı belli olmayan bir gayya kuyusu. Etki alanını hesap bile edemiyoruz.

Evde aile ortamında masum bir şekilde gösterilerek çekilen bir tik tok videosunun yayıldıkça normal bir olaymış gibi görülmesi ve başka aileleri de içine alması, aile mahremiyetini gözler önüne sermeye yetiyor. Oldukça basit, düşük, seviyeden yoksun bir yaşantı normalmiş gibi evden eve, kişiden kişiye bulaşmaya başlıyor.

Ahlak yoksunu birinin tüm değerleri yok sayarak yaptığı yorumu örnek alarak yapılan her türlü yorum bu toplumun değerlerini ayaklar altına almak demektir. Bunun adına özgürlük diyemeyiz. Hak ihlalidir, kul hakkıdır, akıl tutulmasıdır. Bu suçu işleyenlerin alacağı her türlü ceza hak ihlali olarak nitelendirilmeli ve en ağır dereceden cezalandırılmalı.

Karşı karşıya geldiği kişiye tek söz söyleyemeyenlerin klavye başına geçince gözleri dönmüş halde saldırıya geçmelerinin hiçbir masum tarafı olamaz.

Kişilik bozukluğunun sosyal medyaya yansımasından başka bir şey olmayan bu tür davranışlar zamanla insanın fıtratı haline gelmekte ve aklına yatmayan her şeye saldırmayı doğal karşılayan bir güruh aramızda kendine yer bulmaya çalışmakta.

Cesareti nereden alıyorlar; orası da belli. Her konuyu çarpıtmayı alışkanlık haline getiren müzmin muhalefetin marifeti bazıları için doping etkisi yapıyor ve sınır tanımazlıklarının dozunu arttırmaya devam ediyorlar.

Cumhurbaşkanımızın söylediği sosyal medyaya düzenleme getirileceği söylemini; sosyal medya kapatılacak olarak lanse eden ve işi sulandıran muhalif zihniyet kendileri ile çelişerek yaşamaya devam ediyor.

Düzenleme getirilecek olan sosyal medyanın ne şartlarda düzenlemelere ihtiyacı olduğunu konuşmak yerine izlediği dizi filmin biteceği telaşına düşenlerin ülkeyi yönetmek gibi bir fikirlerinin olmadığı kesin.

Ne olursa olsun sonuna kadar muhalefet zihniyeti hızını kesmeden görevini yerine getiriyor.

İllaki çuvaldızın kendilerine batmasını bekleyerek köşelerinden kaos planlarını yapanların ne kendilerine ne de millete faydası olmaz.

Çoğunluğu yurtdışı kaynaklı hesaplardan oluşan karmaşa ortamına katkı sağlamakta bir beis görmeyenlerin kimlere hizmet ettiklerinde şüphe yok.

Sosyal medya hesaplarına tc kimlikle giriş yapılacak dense acaba bugün karanlık yüzleri ile her türlü değeri hiçe sayarak saldıranlar nasıl bir tavır alacaklar? Küfretmeyi yaşam tarzına dönüştürenler bu kez dillerini hangi yöne çevirecekler?

Kişiliği olmayanın düşüncesi de olmaz. Sosyal medyaya sıkı bir düzenleme şart. Daha da doğrusu sosyal medyaya da kişilik kazandırılmalı. Gerçek kimliği olmayanın düşüncesi de olmasın. Özgürlük diyerek her türlü ahlaksızlığın film olarak sunulduğu dijital alanların kişiliksiz ve cinsiyetsiz bir yaşamı normal gösterdiğine şahit oluyoruz. Bu tür yaşantılara şahit olarak büyüyenlerin her türlü sıra dışı yaşamı normal karşıladığını görüyoruz.

İnsanlardan olumlu bir algı beklemekle zaman geçirmemek gerek. Kontrol mekanizması kişilere bırakılınca çok da başarı elde etmek mümkün değil. Çünkü dış etkiler insanları yaş sınırına bakmaksızın etkisi altına alıyor. Denetimsiz sosyal medya, insanların kirli yüzlerinin ortaya çıkmasında mahir bir el olarak çalışmaya devam ediyor ve atılan çamurlar ne yazık ki bazen derin izler bırakabiliyor.