Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Aralık 2022

Sosyal medyada neden yokuz?

Eskiden medya, “dördüncü kuvvet” olarak adlandırılır, aslında birinci kuvvet vazifesi görürdü. Şimdi sosyal medya onun yerini aldı. Hükümetlerden bile güçlü konuma geldi. Çocuklardan ve gençlerden başlayarak tüm insanlığı kuşattı. Kitleleri harekete geçirecek, gündemi belirleyecek, hatta ülke yönetimlerini değiştirecek güce ulaştı.

Yazılı ve görsel medya gerilerken sosyal medya adımlarını hızlandırdı. Neredeyse her girişimci bir tarz belirleyip sosyal medya yayıncısı olmaya başladı. Tüketimde hiç sıkıntı çekmedikleri de açık. Çoluk çocuk, genç ihtiyar, yediden yetmişe sosyal medya mecralarından nasibimizi alıyoruz.

Peki sosyal medyaya içerik üretme konusunda ne durumdayız? İşte burası içler acısı. Sermayesi olanlar olayın dışında. Konuya vakıf olanlara ise destek yok. Sosyal medyada faydalı şeyler üretip yayınlamak birçok insanın zihninden geçiyor. Ancak fikir aşamasından öteye gitmiyor. Kimse elini taşın altına koymuyor. İzlemek ve şikâyet etmekle yetiniliyor.

***

Sosyal medyada en fazla izlenme rakamına sahip olanlardan biri Barış Özcan. YouTube videolarında bilim, sanat, tasarım ve teknoloji alanlarında içerikler üretiyor. 2014’te YouTuber oldu. Şimdi ABD’de yaşıyor. Yüksek izlenme oranlarına ulaşınca YouTube tarafından “değişim elçisi” seçildi. Videolarını kendi internet sitesinde de yayınlıyor. Barış Özcan’ın 6 milyonu aşkın takipçisi var.

Türkiye’de de başarılı örnekler var. GZT, Serdar Tuncer’in My Mecra, Bekir Develi ile Peynir Gemisi, Ahmet Anapalı’nın Aksi Tarih gibi programları ciddi izleyici oranlarına ulaştı. Günlük siyasi yorumlar yapıp ciddi izleyici/dinleyici oranlarına ulaşan kanallar da var.

Makine üretip satmak, tekstil sektöründe dev olmak, gıda yahut muhtelif ihtiyaç maddeleri ihraç etmek şüphesiz önemli faaliyetler. Ancak bunu yapan her sanayici sosyal medya alanına da el atmalı. Bin, üç bin, beş bin kişi çalıştıran bir işverenin 3 – 5 kişilik bir sosyal medya ekibi kurup desteklemesi vacip olmaktan çıktı, farza dönüştü.

***

Sosyal medyayı izleyip orada tasvip edilmeyen içeriklerden şikâyet eden çok. Peki inandığı dava için sağlıklı içerikler üretmeyi düşünen kaç kişi var? Her doğan güneşle birlikte heybesini doldurup evrende dağıttıracak babayiğitler nerede? Çocuklarımıza sanal ortamda sunacağımız en güzel hediyeleri düşünen var mı?

İnsanların kalbine, gönlüne, ruhuna dokunan sözler üretip yaymak şüphesiz ciddi bir uğraş gerektirir. Kameranın önünde ve arkasında duranları desteklemek; binlerle başlayıp, on bin, yüz bin, milyonlarca insana ulaşabilmek… Sadece Türkçe ile yetinmeyip farklı dillerde de yayın yapmak…

Bir ilk adımla başlanacak yol önce şoseye, ardından asfalta, sonrasında otobana dönüşebilir. Sosyal medyaya atılan her tohum büyüyerek ağaca, ormana dönüşebilir. Dünyanın gidişatını gönüllere ulaşan sözler değiştirecektir şüphesiz. Yunus’un dediği gibi:

Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ide bir söz.