Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2965.52
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Kasım 2022

Sosyal medyada ne varsa paylaş, mahkemede hesap ver!

İzlemişsinizdir:

“İstiklâl Caddesi’nde patlama” haberinin geldiği andan itibaren, terör örgütlerinin dışarıdaki ve içerideki organizasyonları harekete geçirildi.

Ortalığı karıştırmak için müthiş bir kampanya başlatıldı.

Eski görüntüler eşliğinde, panik havası oluşturulmaya, fatura “Devlet”e çıkartılmaya çalışıldı!

Terör örgütleriyle alâkası olmayıp, sırf “muhaliflik” olsun diye topa girenler…

Kirli malzemeleri “şuursuzca” paylaşanlar da bu “berbat organizasyonlara” malzeme oldular.

Birileri kurgular, servise verir, birileri de hangi amaçlara hizmet ettiğini bilmeden yaygınlaşmasına katkıda bulunurlar!

Sonra da…

Sonra da…

Hakim karşısında hesap vermek mecburiyetinde kalırlar!

*

Unutmadan:

Terör örgütlerinin dışarıda ve içerideki uzantılarının çoğu, kendilerini gizlemeyi çok iyi bildiklerinden, olay yerinden hızla uzaklaşmış ve bir sonraki tezgâhın hazırlıklarını yapmaya başlamıştır bu arada!

*

O güne dönelim.

Yüreğimizin yangın yerine döndüğü o güne:

İstiklal Caddesi’ndeki alçak terör saldırısının hemen ardından, ortalık kirletilince Kamu Otoritesi, mecburen sosyal medya platformları için “bant daraltma”, televizyon kanalları için ise, “yayın kısıtlama” yollarına başvurdu.

Sosyal medyaya erişim için arka sokak yöntemlerine başvuranlar “daraltmayı” aşsalar da, alınan tedbirler sayesinde fırtına dindi.

Kirli organizatörlerin ortalığın iyice karıştırmaları engellendi.

*

Malûm bundan birkaç hafta evvel gündemimizde bazı çevrelerin “Sansür Yasası” olarak nitelendirdiği düzenleme vardı.

En tartışmalı maddeyi hatırlayalım:

"Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak."

*

O günlerde, algıları şekillendirmekte, yönetmekte mahir olan çevreler, bu düzenlemeyi getirenlerin, “farklı düşüncelerin ifade edilmesinin önünü kesmekten” başka bir amaç taşımadıklarını ısrarla öne sürdüler.

İstiklâl Caddesi’ndeki alçak terör eyleminin ardından sosyal medyada neler yaşandığını, neler yapılmak istendiğini hep birlikte gördük.

Bu hepimizi tehdit eden bir durum.

Sosyal medyadaki kirli kampanya, sadece belli bir siyasi görüşü değil, bütün siyasi görüşleri çok olumsuz etkiliyor.

Misal mi?

Sıkı muhaliflere yakın hukukçulardan biri, yine sıkı muhalif bir partinin yöneticisi tarafından “Taksim’deki hain saldırıyı yapan PKK’lı avukat!” paylaşımıyla işaret edildi!

Böyle yapılınca da ortalık ayağa kalktı.

O hukukçunun ifadesine göre tehditler yağdı.

Bir süre sonra….

Paylaşım Sahibi Parti Yöneticisi, malzemeyi telegram gruplarından doğru zannederek aldığını ve paylaştığını, iddianın asılsız olduğunu anlayınca da derhal sildiğini açıkladı.

Dahası, hedef gösterildim diyen hukukçunun tepki göstermesinin tabii olduğunu, bu 3 dakikada sildiği paylaşımdan dolayı kendisinin de o kişi gibi sıkıntıya düştüğünü…

Sosyal medyada çok dikkatli olunması gerektiğini söyledi…

İşte gerçek olup olmadığı araştırılmadan yapılan bir paylaşım, bir anda yayılıveriyor.

Siz 3 dakika sonra silseniz de, iş işten geçmiş oluyor!

Yaygınlaştırma eylemi işte, maalesef her tarafa zarar veriyor!..

*

Ne tehlikeli işler değil mi; doğru zannederek paylaştığınız bir malzeme ülkenin başını da, sizin başınızı da ciddi sıkıntılara sokabilir.

Çok vahim olaylara sebebiyet verebilir!..

Aman dikkat diyelim…

Bin kere dikkat!

***

PAYLAŞANLARIN BAŞINA GELEN!

Yukarıda bir yerlerde, “Sosyal medyadaki kirlilik, sadece belli bir siyasi görüşü değil, bütün siyasi görüşleri çok olumsuz etkiliyor” demiştik ya…

Bir başka misal:

MHP’nin bir İlçe Başkanı hakkındaki korkunç iddia…

“İftiraya uğramaktan ve hedef gösterilmekten şikâyetçi” tarafın açıklamasına baktım..

Şöyle deniliyor:

“ ‘MHP İlçe Başkanı’nın üzerine kayıtlı hattan İstiklâl Bombacısı ile görüşme trafiği ortaya çıktı!’ şeklinde yalan ve fiyasko haber yapmaya çalışan hesapları bildiriniz. (Bu hesaplar hakkında) hukuki süreç ivedilikle başlatılacaktır!”

Hadi bakalım; şiddetle yalanlanan bu iddiaları paylaşanlar, şimdi yargıya hesap vermek mecburiyetinde!

***

AK PARTİ’DEN YALANLAMA, PAYLAŞANLARYARGI’YA!

Bunlara bakarken bir başka paylaşım düştü önüme…

Onu da “ultra muhalif” hesaplardan biri, “sosyal medya adresimizi etiketleyerek” paylaşmış.

Ultra muhalif” gazetelerden birinin internet sitesinde yer alan bir “haber”(!):

“Akp Kadın Kolları’nın eğlencesinde erkek dansöz oynatıldı!”

Sözde haber şöyle devam ediyor: “AKP Ordu Kadın Kolları’nın Fatsa’da düzenlediği toplantıda erkek dansöz oynatması ve buradan paylaşılan videolar dikkat çekti! Bazı türbanlı kadın kolları üyelerinin erkek dansözü kameraya aldığı ve fotoğraflarını çektiği görüldü. Kadın kolları üyelerinden biri de, ‘Hep kadın dansöz mü olacak’ notuyla dikkat çekti!”

Ne “malzeme” değil mi?

Bilemiyorum, daha okurken bu haberin de net bir dille yalanlanacağını tahmin ettiniz mi?

Birileri ısrarla yaygınlaştırdı ama ben hemen AK Parti Fatsa Kadın Kolları’nın hesabına baktım ve şu açıklamayı gördüm:

“AK Parti Kadın Kolları tarafından hiçbir şekilde böyle bir organizasyon düzenlenmemiştir. Bu organizasyonun Fatsa İlçesi’nde bir özel firma tarafından düzenlendiği bilgisine ulaşılmıştır.

İftira niteliğindeki bu haberin Ak Parti Kadın Kolları’nı hedef aldığı, kötü niyetle yapıldığı açıkça ortadadır.

İlgili haber hakkında kanuni yollara başvurulacaktır!”

*

Evet,

Fatsa Kadın Kolları, haberi (!) kesin bir dille yalanladı.

İlgili medya organı hakkında hukuki işlem yapılacak…

O medya organı kendisini nasıl savunur, belki de “Ne bileyim, bize öyle bir haber gelmişti, biz de doğru olduğuna inanarak kullandık!” diyecek…

Görürüz.

Onlar bir şekilde kendilerini savunur da…

Ya, yalanlanan bu haberi (!) yaygınlaştıranlara ne olacak?

Hakim karşısında, “Ne bileyim, doğru zannettiydim!” mi diyecekler!..

Deseler de bu savunma kurtaracak mı kendilerini!..

*

Yok yok, bütün okullarda, haftada dört saatten az olmamak üzere, sosyal medya okur yazarlığı derslerinin verilmesi şart.

Her kesimden “zokayı yutanlar” çıkıyor zira.

Bir yandan, sosyal medya okur yazarlığının topluma iyice belletilmesi şart…

Diğer yandan da,

Sosyal medyada işlenen suçların cezalarının artırılması!..