Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.08
Gram Altın
3008.87
BIST 100
9469.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Haziran 2022

Sosyal medyada dezenformasyona son veriliyor

Yazının icadından önce atalarımızın dezenformasyon ve yalan haberlere hangi araçlarla imza attıklarını bilmiyorum lakin bizim yetiştiğimiz dönemin dezenformasyonu masum sayılabilecek boyutlarıyla önceleri öğrencilerin okullarındaki kara tahtaya, “Ali Ayşe’yi seviyor” yazıları ile başladığını biliyorum. Sonra kan dökülecek kadar vebal olan duvar yazıları dönemi başladı.

Basının gazete ve dergilerden ibaret olduğu dönem manşetlere taşınan yalan haberlerin toplumsal infiale yol açacak boyutlara vardığını hepimiz hatırlıyoruz. Ardından televizyon ile bu asparagas haberlerin ülkelerde askeri darbelere ortam hazırladığını kendi ülkemizden biliyoruz:

İRTİCA HORTLADI! Manşetlerinin en çok ülkemizdeki gazetelerde hem de rekor düzeyde görüldüğü hepimizin malumu. Muktedirler (iktidar partileri değil) basını kontrol ettikleri için hiçbir iktidar partisi, “Bu kadar yalan ve iftira olmaz” diyemedi. Diyemezlerdi çünkü hiçbir iktidar mesela Aydın Doğan Medyası’na karşı koyacak takatte değildi.

Çok da gerilere gitmeyelim:

Hatırlayın dönemin Başbakanı rahmetli Mesut Yılmaz’ın eşofmanla karşılandığı günleri. Keza merhum Başbakan Necmettin Erbakan’a Medya Çetesi dediğimiz hortumcu medyanın hangi yalanlarla kan kusturduğunu unutur muyuz?

Bu ülkede her türlü dürüstlüğün karşısına CHP ve CHP ile dirsek temasında olan kuruluşlar karşı çıkıyordu. En başta da medya vardı.

Artık devir çok değişti;

Şimdi okur yazar olan herkesin bir medyası oldu: Sosyal Medya!

Eli klavye tutan kim varsa doğru, yalan demeden dilediği manşeti, istediği içeriği sosyal medya hesabından paylaşabiliyor.

Bir insanın ailesine iftira mı atmak istediler?

Sosyal medyada bulabilirsiniz.

Bir genç kızın namusu, şerefi ile oynama mı dersiniz?

Sosyal medyada rahatlıkla yapılıyor.

Bir kuruma iftira mı atmak istediniz?

Sosyal medya elinizin altında…

Peki, bu yalan ve iftiralara karşı koyabilen bir merci var mıydı?

Hayır…

Bakınız;

Resmi kurumların yaptıkları araştırma sonucu elde edilen bilgilere göre:

Sosyal medya platformu Twitter’da, Mayıs ayı içerisinde ülkemizdeki 12 milyon 479 bin hesap üzerinden 145 milyon adet tweet atılmış. Bu tweetleri atan hesapların %23’ünün bilgisayarlar tarafından yönetilen “Bot Hesaplar” olduğu görülmüştür. Yine Mayıs ayı içerisinde ülkemizde sosyal medyada gündem olan 10 etiket (hashtag) incelendiğinde, bu etiketler üzerinde yoğun olarak etkileşimde bulunan hesapların %52’sinin bilgisayarlar tarafından yönetilen Bot Hesaplar olduğu anlaşılmıştır. Yapılan çalışma neticesinde özellikle Twitter üzerinden ülke gündemini meşgul ederek algı operasyonları yapan hesapların çoğunun bot hesap olduğu tespit edilmiştir.

En özgürlükçü ülkelerde, mesela ABD, AB ülkeleri ya da İskandinav ülkelerinde böyle bir serbesti bulamazsınız. Bunun adı özgürlük olamaz lakin bizde sosyal medyada paylaşılan hiçbir yalan ve iftiraya karşı bir önlem yoktu.

Halen de her ülke sosyal medyanın dezenformasyonlarından muzdarip. Sosyal medya kuruluşları merkezlerinin bulunduğu ülkelerde ilk günden itibaren sosyal medyada dezenformasyon ve diğer yan etkilerinden korunmak için çeşitli önlemler alındı, cezalar uygulanıyor ve o ülkede yaşayan herkes bu kurallara harfiyen de uyuyor, ama tek şartla:

Söz konusu dezenformasyon İslam’a, Müslümanlara yönelik ise ya da paylaşımlar Türkiye ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın aleyhinde ise serbest!

Şimdi yeterli olmasa da kimi sosyal medya platformları ile bir anlaşma sağlandı ve buna uygun yasal düzenleme yapıldı. Yapılmasına yapıldı ama mayaları tezvirat ve iftira ile yoğrulmuş cenah sanki bütün sermayeleri iftiraymış gibi buna karşı çıkıyor:

Türkiye'de muhalefet susturuluyor!

DW’nin Banu’su Almanya’da sosyal medya ile ilgili her şeyin serbest olmadığını bilmiyor mu?

Hadi Banu bilmiyor diyelim, DW de mi bilmiyor?

İkisi de biliyor ama Avrupa’da yasak olan her yalan ve dezenformasyon paylaşımları Türkiye’de serbest olsun, diyorlar.

Elbette bu yasanın alanı tartışılabilir. Varsa bir hak ihlali karşı çıkılmalı ve daha iyisi için çalışmalar yapılmalı. Ancak;

Hiçbir yalan ve iftiraya göz yumulmadan…

İsrail’in Filistin halkına attığı bombaların fotoğraflarını Gezi’de, ”TC ağaç severlere bomba yağdırıyor(!)” diye bir paylaşımı dünyanın hiçbir ülkesinde bulamazsınız.