Sosyal medya ve medyanın ahlakı
“Ahlaklı olalım” ve “Ahlaklı olup sorunlarımızı çözelim” söz ve niyeti gerçekten çok anlamlı ve doğru sözler. İyi ama insanımız nasıl ahlaklı olabilir? Asıl mesele burada.
Hakiki bir ahlak
sahibi olunursa hem imanlar hem huzurlar hem insanlık arttırılabilir. Hakiki
ahlak yoksa dert ve sorunlar bin olur, milyon olur, ahlaksızlıklardan kule
yapılır.
Mesela cinayet eylemi
var... Mesela hırsızlık eylemi var… Mesela iftira eylemi var… Daha niceleri de
var tabii ki... Ancak bu yazıda sadece bu üç eylem üzerinde duralım.
Kısasta hayat var düsturu, canilerin cezalandırılmasında
nerde? Hiçbir yerinde. Ne yasalarda var, ne de akıllarda var.
Hırsızlığı hangi eliyle yaptıysa o el kesilir düsturu,
hırsızların cezalandırılmasında nerde? Hiçbir yerinde. Ne yasalarda var, ne de
akıllarda var.
İftira, yedi kat gökten ağırdır düsturu, müfterinin
cezalandırılmasında nerde? Hiçbir yerinde. Ne yasalarda var, ne de akıllarda
var.
Peki, mevcut yasalarla
bu suç eylemini işleyenlerin aldıkları cezalar, vicdanları huzurlu kılıyor mu?
Elbette ki hayır.
O zaman yukarıdaki
gibi kısas, kol kesme ve yedi kat gökten
ağır bir ceza yasasını siyasetçiler niçin tartışmaz, niçin istişare etmez?
Niçin ilim meclislerinde müzakere edilmez?
Bir de bu
ahlaksızlığın soyut alanlarda kurumsal yapılar desteğiyle örgütlü olarak
yapılanı var.
O da nedir demeyin!
Gerçekten var. Medyada var.. sosyal medyada var.
Nerede ve kime
yapılırsa yapılsın ve kim yaparsa yapsın çok büyük ahlaksızlık.
Gönül ve kalplerdeki
insani kıymet ve insanlığı; sosyal medya ve medya aracılığıyla öldürdükleri
için cani, çaldıkları için hırsız ve iftira attıkları için müfteri oluyorlar.
Bunlar artık şer güçlerin önderliği ve kurumsal yapıların desteğinde örgütlü
olarak yapılarak gayet tabi başarılı olunuyor. Bu ahlaksızlıkları yapmak, özel
bir maharetmiş gibi masum da gösteriliyor. İşte insanlığı yok eden zararlıların
başında böyle edepsizlikleri masum gösteren kurumsal yapıların desteklediği,
örgütlü ahlaksızlık var.
Ahlâk kaideleri
olmadan hukuk kaideleri olmuyor. Bu memlekette de bolca ahlak kaidesi var.
Ancak ahlak kaidelerini, hukuk kaidelerine çevirmeyen kötü de bir düzen
var. Bundan dolayı bazı insanlar;
karakter, huy ve mizaçlarında tüm şahsiyetlerini yok edip sosyal medya ve medya
eliyle toplumu bozdukları gibi ne utanıyorlar ne de gerekli cezayı
alabiliyorlar. Bu örgütlü ahlaksızlar da en büyük kurum devlet dâhil tüm
kurumları batışa götürüyor.
Siyasetçi ve ilim
ehli olanlar; bu ahlaki sorunlar ortaya çıkmadan çözüm yolu bulmaz, çözüm
kurumlarını kurmaz, önleyici yasa ve cezalar yapmazlarsa cehennemin kapısını
aralamışlar demektir. Küçük küçük başlayan bu kötülük yangınlarının zararı bir
anda her haneyi sardığında yanan cehennem ateşinin hararetini herkes
hissedecektir. Bu yazının yazıldığı tarihte sosyal medya ve medyalara
baktığınızda sonuç olarak göreceğiniz tam da budur.
Sosyal medya ve medyalarda hayırlı işler olsun
istiyorsanız ailede, eğitim ve öğretim kurumlarında edep, terbiye, anane,
gelenek ve görenekleri gönüllere dâhil etmelisiniz. Ki bu sanal medya ve medya
ahlaksızlıklarından sebep kendi ülkenizin batışını seyretmek zorunda
kalabilirsiniz. Seyretmek istemiyorsanız ahlak kaidelerine uygun hukuk
kaideleriniz de olmalı ki hem masumun kıymeti hem de suçlunun cezası verilerek
adalet yerini bulsun.