Sosyal Medya Üzerinden İtibar Suikastları!
Ünlü Şovmen Okan Bayülgen, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in öncülüğünde başlatılan ve sosyal medya aracılığıyla iyice yaygınlaştırılan, “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a itibar suikastı”na dikkat çekmiş…
İyi ki de çekmiş, zira, sosyal medyanın en çok kullanılan “arama motoru”na “Fahrettin Altun” diye yazdığınızda karşınıza düne kadar ağırlıklı olarak aleyhteki “yayınlar” çıkıyordu…
O kadar yaygınlaştırılmış ki mevzu, Kastamonu’nun soluklanmak için oturduğumuz çay ocağında bile aynı mesele!
Çay sohbeti açan vatandaşlarımızda nice dert olduğuna eminim ama nedense bunu da dertleri arasına almışlar!..
Hem de nice yalan, nice dolana dolanarak!..
Sayın Berat Albayrak hakkındaki o rezil iftira da “mış” ve “miş”lerle dile getirildi, o kadar tehlikeli bu sosyal medya!..
Çay ocağında bizi bulanlar “orta yaş üzeri” vatan evlâtları…
Bir de gençler var ki onlar için neredeyse “tek” haber edinme kaynağı sosyal medya.
Sosyal medya üzerinden “itibar suikastı” olduğunda, saldırılar yoğunlaştığında, bırakınız “orta çapta” bir sosyal medya kullanıcısını, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı bile yara alıyor.
Çamur tutmasa da izi hem de epeyce “vurgulu” bir şekilde kalıyor.
Bu durum öyle yaygınlaştı ki, çalışmalarıyla tefekkür hayatımıza önemli katkılarda bulunan Sayın Alev Alatlı da “Bu gezegenin geleceği varsa o gelecek Türk İslam Dünyası’ndadır!” dedi diye nice hücuma hedef oldu.
“Müslüman Türk” söylemi hedefteyse bunun anlamı üzerinde özellikle durmak gerekiyor.
En çok hedef alınanlardan biri de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise bunun gerçek sebebini görmek gerekiyor.
Bütün olan biteni “teröre arka çıkan akademisyenlere destek”, “Ölmüşler üzerinden alevlendirilen tartışmalar”, “Suriyeliler meselesi üzerinden kışkırtmalar” gibi gündem başlıklarından bağımsız bir şekilde düşünmek anlamsız olur herhalde.
**************
İlle de Kültürel İktidar!..
Buradan gelelim mi yine “Kültürel İktidar” meselesine?..
Gelelim tabii:
Ne diyorlardı;
“Oy oranınız yüzde 80’i aşsa da iktidar olamazsınız!”
Ve dahi:
“28 Şubat gerekirse 1000 yıl sürer!”
Mesele, kültürel iktidar meselesi; gerekirse bin kez söylenir, olmuyorsa bir milyon kez!..
Barodan mimar-mühendis odasına kadar hangi “elit” sivil toplum örgütü var ise hepsi “Kültürel İktidar”ın elinde olur haliyle…
“Kültür-Sanat”mı dediniz?..
Geçtiğimiz günlerde “sağ” takımından birileri “Arkadaş bizim sanat faaliyetlerimize kıymet verilmiyor ki!..” diye dert dillendiriyordu ki…
Aralarından biri çıktı ve “Bırak Allah aşkına” dedi:
“Biz ne üretiyoruz ki kıymet verilsin!”
Bir tartışmadır başladı; sanat faaliyetlerindeki “kısırlık” marifetin iltifat görmemesinden midir yoksa “gerçek sanatçı” şartlar ne olursa olsun “üreten” midir?..
Cevap ne yönde olursa olsun, ortada büyük bir “sıkıntı” var demektir.
Bir dost, bu sıkıntının altını çizmek için şöyle bir soruyla girdi mevzuya:
“15 Temmuz’un üzerinden bunca vakit geçti. 15 Temmuz’u en fazla ananların içinden çıkmış ve dillerinize yerleşmiş bir 15 Temmuz şiiri, marşı var mı?”
Cevap olarak dendi ki:
“Mutlaka vardır ama dillerimizde olanı yok!”
Evet, “Kültürel İktidar Eksikliği”nin birçok tezahürü var;
“Sanat” faaliyetleri söz konusu olduğunda da net bir şekilde ortaya çıkan zaaf.
**************
Sosyal Medyada İtibar Suikastı Gırla!..
Evet, yeniden sosyal medya meselesine gelelim.
Oralarda itibar suikastı gırla!..
Her gün yenileri ekleniyor, “kişi kişi” hedef alarak, kişi kişi karalayarak “toptan” bir algıyı oturtmaya çalışıyorlar…
Bir taraf yani “Kültürel İktidar”, sürekli olarak hücumda, öbür taraf yani “Siyasi İktidar” sürekli olarak savunmada!..
“Kültürel İktidar” toplu hareket ediyor, “Siyasi İktidar” kişi kişi, en fazla grup grup!
“Kültürel İktidar”ın dıştaki ve içteki hemen bütün unsurları el ele vermiş, yıkmak için güç birliğine gitmiş…
“Siyasi İktidar”da herkes (adeta) “yalnızları” oynuyor!..
Bu bugün böyleyse “şartlar” tamamen değişirse kim bilir nasıl olur?..
Yani…
“Siyasal iktidar” günün birinde “muhalefete” düşerse, bugün “itibar suikastına” uğrarken arkalarında çok az destek görebilenler, o gün kaç kişiyi bulabilirler?..
Kişileri boş verelim, ülkenin “bekâsını” bire bir ilgilendiren meselelerde bile “Bekâ mekâ hikâye!” takımı baskın çıkıyor.
Bütün bir toplumun özellikle de gençlerin algısını neredeyse tamamen şekillendiren “sosyal medya”da hangi tarafın ne kadarlık yer kapladığı ortada.
Vaktinin büyük bir bölümünü üniversitelerde geçiren bir gazeteci olarak şunu görüyorum ki, “Kültürel İktidar”ın çok yönlü olarak sürdürdüğü “operasyon” gençler üzerindeki etkisini gün geçtikçe arttırıyor.
Sosyal medyadaki haller, öyle kendiliğinden gelişebilecek haller değil…
Gayet sistematik bir şekilde hareket ediyorlar…
Operasyonlara “münferit” tepkilerle cevap vermeye çalışsanız da fazla anlamı olmuyor, atı alan her seferinde Üsküdar’ı geçiyor!..
Gazete ve televizyonların yüzde kaçı “sizi destekler” gibi görünen haberlere, yorumlara imza atarsa atsın…
Zarftan çok daha mühimi mazruftur.
Üstelik dedik ya:
Sosyal medya denilen “afet” alanın büyük kısmını kontrol etmekte, algıları fena halde biçimlendirmektedir.
Nice vatan evlâdı görüyorum, içli-dışlı “kültürel iktidar” unsurlarının “topyekûn” saldırılarına direnmeye çalışan…
Onların gayreti her türlü takdirin üzerindeyse de…
“Topyekûn taarruzlar” karşısındaki “münferit” çabaların başarılı olma ihtimali fazla değildir.
Böyle bir ortamda, “teker teker” avlarlar…
Tam da buraya denk gelen ve de “arslanların” “Kültürel İktidar” rolünü oynadıkları bir “hikâye” varsa da, mübarek kurban bayramına bu kadar az gün kalmışken uzun uzun yazmak istemem.
Arif olan anlar hesabı!..