Sosyal medya bağımlılığı çağımızın büyük problemi!
Sosyal medyanın yaygınlaşması ve gelişim göstermesiyle
birlikte toplumsal bir değişim yaşanmaya başlamıştır. Özellikle çocuklar ve
gençler bu süreçten ciddi ölçüde etkilenmektedir. Facebook, Instagram, YouTube, Twitter, TikTok …vb. gibi mecralar
kullanıcı sayısını arttırırken hedonizm,
narsisizm ve egoizm ön plana çıkmaya başlamıştır. Sosyal medyanın toplumsal
hayattaki yeri tartışılmazdır. Fakat sosyal medya bağımlılığı her yaştan her
kesimden bireyi bekleyen büyük bir tehdit durumuna gelmiştir.
Sosyal medya bağımlılığının önlenemez yükselişi
Sosyal
medya bağımlılığı ciddi bir problem olarak görülmese de bu alanda araştırma
yapan uzmanlara göre durum oldukça ciddi. Zira; kaygı, depresyon, sinirlilik, izolasyon,
kendini gerçek dünyadan uzaklaştırma, aile ilişkilerinin zedelenmesi, iletişim
sorunlarının büyük çoğunluğu bu nedenden kaynaklanıyor. Hatta bu durum
göz ardı edilirse sorun giderek büyüyor. Massachusetts
Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) bir psikanalist olan Sherry Turkle, sosyal medyanın ilişkiler üzerindeki etkisi hakkında
kapsamlı bir araştırma yapmıştır. Bu araştırma kapsamında sosyal medya
bağımlılığının insan bağlarını zayıflattığı sonucu ortaya çıkmıştır.
Sosyal
medya bağımlılığının açık belirtileri söz konusudur. Bunun başında bireyin
sabah kalktığı ilk saatlerden akşam yatana kadar sanal ortamdan kopmama arzusu
gelmektedir. İnternet erişimi olmadığında ya da akıllı telefonunun şarjı
bittiğinde huzursuzluk ve artan kaygı da yine bağımlılık
belirtileri arasında yer almaktadır. Yürürken, gezerken, yemek yerken sürekli
sosyal paylaşım ağlarındaki hesapların kontrol edilmesi de ciddi bir problem
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan en tehlikelisi de araba kullanırken cep
telefonu ekranından gözlerin ayrılamamasıdır. Zira sürüş anında ekrandan gözünü
alamayan bireylerin kaza yapma ihtimali yüksektir. Bu noktada devletin yetkili
kuruluşları da öneriler sunmaktadır. Aile ve arkadaş çevresinden koparak
yalnızca sosyal medyada var olma arzusu bireylerin yalnızlaşmasına ve asosyal
bir hal almasına sebebiyet vermektedir.
Asosyalleşme ve mahremiyetin sonu!
Asosyallik
özellikle çocuklar ve gençler arasında hızlıca yayılmaktadır. Bu durumun
müsebbibi de sosyal medya olarak görülmektedir. Gittiğimiz yerleri paylaşmak,
video çekip sosyal medyadan sunmak, anı yaşamak yerine sosyal medyada vakit
geçirmek de bağımlılık kıstasları arasında sayılabilmektedir. Hatta yapılan
konum bildirimleri de zaman zaman kişilerin mahremiyetini zedelemektedir. Sanal
ortamda kullanıcıların takibi son derece kolaydır. Çünkü bırakılan dijital ayak
izleri gelecekte önüne geçilmez sorunlarla karşı karşıya kalınmasına neden
olabilmektedir. Çağımızda mahremiyetin sosyal paylaşım ağları aracılığıyla yok
olduğuna şahit oluyoruz. Bu durum ister istemez belli riskleri beraberinde
getirmektedir. Özellikle yaz aylarında yapılan konum paylaşımları, yeni nesil
hırsızlar tarafından takip edilmekte ve adeta onların ekmeğine yağ sürmektedir.
Bu noktada çocuklar ve gençlerin daha çok bağımlılık riskiyle karşı karşıya
kalındığı ifade edilse de yetişkinlerde de sosyal medyanın zararlı etkilerini
görebilmek mümkündür. Yaş kriterini göz önünde bulundurmak doğru değildir.
Sosyal medya bağımlılığıyla mücadele yolları
Sosyal medya bağımlılığının ileri aşaması bireyleri bağımlılıkla mücadele ve psikolojik tedavi sürecinin başlamasına sevk edebilmektedir. Bağımlılıkla mücadelede bireysel önlemler alabilmek mümkündür. Ekran bildirimlerinin kapatılması bu noktada oldukça mühimdir. Ekran bildirimlerinin kapatılması dikkat dağılmasının önüne geçecektir. Kişilerin farklı hobilere yönelmesi ve dijital detoks yapması da mühimdir. Telefonumuzda kurulu olan uygulamalarının sayısını da minimum düzeye indirgemek yapılması gereken bir diğer husustur. Sosyal paylaşım ağlarına erişim sağlarken alarm kurulması da sürenin kullanımı ve belirlenen sürenin aşılmaması adına alınabilecek tedbirler arasında yer almaktadır.