Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2969.74
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Şubat 2020

Sorunların çözümünde postmodern yöntemin adı: EĞİTİM

Yıllardır eleştirdiğim ve sorguladığım bir husus vardı; Eğitimi neden okul sınırları içerisine hapsediyoruz? Eğitim, hayat boyu süren ve okul sınırları dışında da devam etmesi gereken bir alan olması gerekmiyor mu? Sokağı nasıl okul yapabilir ya da sokak kültürünü eğitim kültürü haline nasıl dönüştürebiliriz? Sosyal çevrenin olumsuz manyetik alanına kendini kaptıran ve yenik düşen çocukları eğitimin manyetik alanına çekip hayatlarında önemli izler nasıl bırakabiliriz? gibi sorularla hem eleştiriyor hem sorguluyordum.

Hatta daha dün stüdyo konuğu olarak çıkıp “Eğitim ve Ahlak” konusunu konuştuğumuz bir televizyon kanalında da bu konuya değindim. Okul kültürü içerisinde çocuklara öğretilen davranış ve tutumların sokak kültürüne yenik düştüğü, sokaktaki olumsuz akran davranışların daha baskın olduğu ve bu nedenle okul sınırları içerisinde çocukların davranışlarının kontrol edilmesinin gün geçtikçe daha da zor olduğu yönünde açıklamalarda bulundum. Bunun için yapılabilecek tek şey eğitimi okul sınırları dışına çıkarmak ve başta sokak olmak üzere hayatın her alanına yaygınlaştırmak olduğunu vurguladım.

Ne yazık ki bilinçsiz anne ve baba sayımız çok fazla. Sosyal, yazılı veya görsel medyadan baktığınızda onlarca olumsuz haberlerle karşılaşırsız; incelediğinizde bunların çoğunluğunun aileden kaynaklandığını görürsünüz. Anne ve babasının aile içerisindeki kavgasına tanıklık eden çocuğun davranışlarına kaos kültürü yerleştiği, okul başta olmak üzere hayatının birçok alanında kavga ederek iletişim kurmaya çalıştığını rahatlıkla görebilirsiniz. Evde anne ve babasından sevgiye, ilgiye, iletişime, hoş sohbete dair çok fazla tutum ve davranış göremeyen çocuk, sosyal hayatında benzer davranışlar sergilemekte. Çocuğun karşı karşıya kaldığı ciddi sorunlarla mücadele etme yapısının doğrudan aile kültürü ile ilgisi de önemli bir ayrıntı.

Yukarıda yazdıklarıma benzer olayları görünce eğitimin bir sorun olmaktan öte esasında bir çözüm olduğunu düşüncesi insanda uyanıyor ve Sn Ziya Selçuk’un dediği “Eğitim bir sorun değil bir çözümdür” sözünün haklılığına inancı artıyor. Eğitimi hayatın her alanına yaygınlaştırırsak, söz gelimi aile içerisine ulaştırıp bilinçli anne ve babalar yetiştirilmesine katkı sunarsak, sorunların daha da azalacağı nedeni ile eğitimin sorunları çözdüğü ve bir çözüm yöntemi olduğunu konusunda büyük bir toplumsal mutabakata varmış olacağız.

Cinsel istismar, hırsızlık, boşanmalar, ölümler, yaralanmalar, zararlı madde kullanımları başta olmak üzere her gün toplum içerisinde yaşanan olumsuz vakalarla karşılaşıyoruz. Belki bizzat kendimiz henüz bu olayların öznesi haline gelmemişizdir ama medya ve basın aracılığı ile yaşamış kadar oluyoruz. İşte teknolojinin, dijitalleşmenin alıp başını gittiği günümüz postmodern toplumunda, bu sorunlarla başa çıkabilmek ve minimize edebilmek için tek bir çözüm yolu vardır o da eğitim. Eğitimi okulların dışına taşırıp toplumun her alanına yaygınlaştırmamız son derece önemli. Yıllardır savunduğum şey buydu. Bu konuda yazıklarım, konuştuklarım verdiğim mücadele ortadadır.

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Sn Ziya Selçuk, gazetemiz Ankara temsilcisi Neşat Gündoğdu’ya verdiği söyleşiyi inceliyordum. Bakan Bey’in eğitimi sınıfın dışına taşıma hedefleri olduğunu ve bunu EBA aracılığı ile gerçekleştireceklerini okuyunca çok sevindim. Bu yöntemle Türkiye’nin dört bir yanındaki okullar arasında makas farkı kalmayacağını şu satırlardan öğrendim; Şırnak’ın köyündeki çocukla, İzmir’deki çocuğun; Urfa’nın küçük bir ilçesindeki gençle İstanbul’daki gencin aynı eğitim imkânlarına sahip olabildiği; sosyoekonomik nedenlere takılmadan eğitim alabildiği bir imkân bu. Türkiye’nin her yerinde yaşayan öğrenci ve öğretmenlerimize eşit öğrenme ve öğretme imkânı sağladık. Artık şehrin ortasındaki okul da dağın ardındaki okul da bizim için bir adım uzaklıkta”

Ziya Hoca’nın güneşin doğduğu, çocuğun olduğu her yerde eğitimi ulaştırma hedeflerinin olduğunu dile getirmesi olağanüstü bir adım. Her yerde teknolojiyle yatıp teknolojiyle kalkan bir gençlikle karşılaşıyoruz; bu çocukların ellerindeki telefonlara artık mobil uygulama halinde EBA yükleyebilecekleri bir imkan gelecek. Böylece çocuklar istedikleri yerde istedikleri zamanda ders çalışabilecek, eksikliklerini görebilecek, kendilerini daha iyi analiz edebilecekler. Üstelik ayda 3 GB internet de bakanlığın operatörlerle yaptığı sözleşme gereği verilecek.

Eğitimi sınıf dışına taşırıp çocukların cebine kadar sokan Ziya Selçuk; eğitimi okulların dışına taşırıp aile yuvasına, velilerin hayatının merkezine de sokabileceğine inanıyor, bu konudaki çalışmaları heyecanla bekliyoruz.