Sorun Zarifoğlu, ETCEP veya YOGA mı?
Sürekli sahadayım. Öğretmenlerin, idarecilerin, velilerin nabzını tutuyorum. Bir Edebiyat öğretmeninin “Ziya Selçuk bir maden olsa sarraflar onun için 'gerçek altın’ derlerdi” sözünü çok iyi hatırlıyorum. Söylemleriyle eylemleriyle öğretmenleri cesaretlendiren bir tutuma sahip olan Ziya Hoca bu ülke için, ülke çocukları için, eğitim camiası için büyük bir şans. Yaptığı onlarca hatta yüzlerce projeyi maddeler halinde yazabilirim. Özellikle de meslek liseleri ve mesleki eğitim için yaptıkları (ve yapacakları), tarihin sayfalarına altın harflerle yazılsa yeridir. “Üniversitede okutmak için altın bileziğini bozdurup harcayan anneme ilk maaşımla altın bilezik alacağım, yüzü gülsün” diyen üniversite öğrencilerinin ellerinden tutmak adına Cumhurbaşkanından ricada bulunup ekstradan 20 bin öğretmenin atanmasını sağlaması bile tek başına önemli bir adım. Zannediyorum ki pek yakında yeni bir öğretmen ataması daha gerçekleşecek.
Vizyon belgesi, öğretmen atamaları, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve 3600 Ek Gösterge çalışmaları… Güzel gelişmeler yaşanıyor, toplumda büyük bir ümit oluşuyor iken önce Çanakkale İl Müdürlüğünün yaptığı bir hatanın faturasını Ziya Selçuk’a kesmeye çalıştılar. Dahli, müdahalesi olmamasına rağmen Cahit Zarifoğlu’nun kitabını toplattırılması ya da yasaklatılması talimatını Bakan Bey vermiş gibi bir algı oluşturmaya ve bu algı üzerinden siyaseten bedel ödetmeye girişiminde bulunmaya çalıştılar ama muvaffak olamadılar. Çünkü millet de, eğitim camiası da, siyaset kurumu da tüm gerçeklerin farkındaydı.
Daha sonra ise, Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi (ETCEP) üzerinden Bakan Bey’i yıpratmaya çalıştılar ama yine muvaffak olamadılar. Çünkü bu proje 2014-2016 yılları arasında devam eden bir projeydi. Yani Ziya Selçuk ile yakından uzaktan herhangi bir alakası yoktu. O dönemlerde Ziya Selçuk ne bakandı, ne de bakanlık bürokratıydı. Bu konuyu gündeme getirenlerin niyeti başkaydı. Ama 15 Temmuz, 17-25 Aralık, Gezi süreci gibi olaylara tanıklık etmiş bu millet basiretiyle her şeyin farkındaydı. Ve kurdukları tuzaklar Zarifoğlu olayında olduğu gibi ellerinde patladı. Muvaffak olamadılar.
Davaya zarar vermeye çalışıyorlar
Son zamanlarda ise YOGA mevzusu üzerinden Ziya Selçuk’a saldırıyorlar. Buna ön ayak olan ise kendini bilmez bir gazeteci. Okullarda yoga etkinliğinin düzenlenmesine müsaade eden veya onaylana bizzat Bakan Bey’in kendisiymiş gibi direkt Ziya Selçuk’u hedefe alması ise niyetinin hiç de iyi olmadığını gösteriyor. Çünkü Yoga etkinliğini imzalayan Bakan Bey değil, ismi bende saklı bir Genel Müdür. Yani Bakan Selçuk’un belki bundan haberi bile yok. MEB içerisinden birileri Bakan Bey’e durumu ilettiği gibi etkinlik durduruldu.
Davayla sorunu olanlar, olayları kişileştirmeye, kişiler üzerinden davaya ve dava adamlarına zarar vermeye çalışıyorlar. Ziya Selçuk’a saldırmalarının en büyük sebeplerinden biri de davaya ve dava liderine olan bağlılığı olduğunu düşünüyorum. “Meslektaşlarımdan kaç tanesi şurada olmayı arzu ederdi bilmiyorum ama benim için gerçekten zor bir süreç. Emin olun Türkiye'nin eğitim meselesi, dünyayla rekabet edecek bir eğitim kurma meselesi, bir bakanın ya da ekibinin üstünden kalkabileceği bir mesele değil. Burada çok daha büyük bir liderlik gerekiyor ve bu liderlik Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği. Çok samimi, içtenlikle bir şeyi paylaşmak isterim; eğer böyle bir liderlik olmasaydı böyle bir görevde olmayı kesinlikle arzu etmezdim” sözleri, bizzat benim de katıldığım Külliye’deki Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde 23 Ekim’deki 2023 Eğitim Vizyon Belgesi tanıtım toplantısında Ziya Selçuk tarafından söylendi.
Önce Cahit Zarifoğlu olayı, sonra ETCEP, şimdi ise YOGA olayı… Şer odaklarının duracağını mı zannediyorsunuz? Arkadaşlar, sorun Yoga, ETCEP, Cahit Zarifoğlu şu bu mevzusu değil, hâlâ bunu anlamadınız mı?
Ziya Hoca’yı istemeyenler ya da istifasını talep eden müptezellerin amacı bu ülkenin karanlıktan aydınlık geleceğe doğru yapılan yolculuğu sindiremeyenlerdir. Tek arzuları, ülkenin karanlık günlerde kalmasını arzulamalarıdır.
Gün; tevazusu, gayreti, üretkenliği, enerjisi ile toplumda büyük bir umut uyandıran Ziya Selçuk’a sahip çıkma günüdür. Ziya Hoca’nın hakkını teslim etme günüdür. Birilerinin oyunlarını bozma günüdür.