Sorun, yüzeysel Müslümanlık
Mümin kalbiyle iman edendir. Müslüman, İslam’ın kurallarına zahirde bağlılık gösterendir. Aslolan, iman temelli Müslümanlık, gerçek mümin olmaktır. Seküler eğitim sistemimiz gerçek mümin yetiştirmiyor. Bugün herkesin şikâyetçi olduğu tipler, yüzeysel Müslümanlardır.
Bismillahirrahmanirrahim…
Mümin kalbiyle iman edendir. Müslüman, İslamî iman ve yaşam kurallarına zahirde bağlılık gösterendir. Asıl olan, iman temelli Müslümanlıktır. Bir diğer anlatımla gerçek mümin olmaktır.
EN SAYGINLARIMIZ GERÇEK MÜMİNLERDİR
Ülkemizin en saygın insanlarının, toplumumuzun en güvenilir bireylerinin gerçek müminler olduğunda en ufak bir şüphemiz yoktur. Çünkü hakiki müminlerin imanî alt yapısı bunu gerektirir. Örneğin onlar için doğruluk, adalet ve merhamet Rabbimizin buyruğudur. Ve onlar armağanlarını ölüm ötesi ebedi yaşamda Cennet ile alacaklarına inanan kişilerdir.
EĞİTİM GERÇEK MÜMİN YETİŞTİRMİYOR
Eğitim sistemimiz seküler olduğu için bilgili ve bilinçli gerçek mümin yetiştirmiyor. Yaşamda güzel örnekler de pek görülemiyor. Sonuçta ve genelde ortalıkta görülenler yüreği ile inananlardan çok ne idüğü belirsiz yüzeysel Müslümanlardır. Yani birilerinin, “Bu Müslümanlar eski Müslümanlara benzemiyor” dediği ve hakiki müminlerin de şikâyetçi olduğu tipler, yüzeysel Müslümanlar.
YADIRGAMIŞTIK AMA GERÇEKLİK PAYI VAR
Köyümüzün kumarcılarından biri sonradan tövbe edip hacca da gitmişti. Hacı olmanın rahatlığı içinde dindar görünümlü olup da insanlarla olan ilişkilerinde doğruluktan sapan bilgisizleri ve bilinçsizleri acımasızca yererdi. Bizzat tanık olduğum bir yergisi de şöyleydi:
Geçmiş bir tarihte Rize merkezde akşam dükkanını kapatıp karanlıkta dağ başındaki evine gitmekte olan vatandaşın önünü yüzü kapalı bir eşkıya keser. Soymak için silahını doğrultup sırasıyla ceketini, pantolonunu çıkar dedikten donunu da çıkar deyince, vatandaş “yeter ya hacı” der.
Eşkıya biraz da korkuyla ürperir ve sorar:
-Hacı olduğumu nasıl bildin?
Aldığı cevap şöyledir:
-Kişiyi böyle donuna kadar ancak hacı soyar.
Bırakalım donuna kadar soymayı gerçekten bilgili ve bilinçli bir hacı, insan soyabilir mi? Bu anlatımda hiç şüphesiz mübalağa/olguyu olduğundan fazla gösterme var ama hakikat payı da var. Çünkü bunlar mesela hacı da olsa, tarikatçi olarak da bilinse sathi Müslümanlardır.
GERÇEK ANLATILAR
AK Parti’de önemli bir bakanlığa da getirilmiş olan zat bir gün bana “genel merkezimiz âhiret hayatına iman etmeyen kişilerle dolup boşalıyor “demişti. Genel başkanlığını yapmış bir kişi de Müsiad’da büyük çoğunluğun tepeden tırnağa faize batmış olduğunu dile getirmişti. Faiz ki Allah’a ve Elçisi’ne savaş ilanıdır/ bir tür yasal soygundur.
Diyanet, ilahiyatlar ve tarikatlar da Şeriat’siz İslam inançlısı ve laiklik bağlısı yüzeysel Müslümanlarla doludur.
OLMAZ DEDİKLERİMİZ OLUYORSA
Olmaz dediklerimiz, olmaması gerekenler oluyorsa bu yüzeysel Müslümanlar sebebiyledir:
Soralım:
Bu yüzeysel Müslümanların yapmadıkları ne kaldı?
Toplumun kanı emilerek fakir düşürülmesine katılma ve katkı verme olan faizli kredi dilenciliğinde yarışır hale gelinmedi mi?
Hakkımız olmayanı elde etmek için rüşvet verilmiyor mu? Rüşvete aracılık yapılmıyor mu?
Dolaylı rüşvetle hacca, umreye ve gezilere gidilmiyor mu?
Görevde iken düğünlerimizde veya normal dönemlerde kendimize ve çocuklarımıza gelen hediyeler peşin ödenmiş rüşvetler değil mi?
Kazanmak uğruna gereksiz tahliller, ameliyatlar–sezaryenler yapılmıyor mu ve uçuk faturalar çıkarılmıyor mu?
Siyasî menfaatler veya parasal çıkarlar edinmek uğruna toplumsal imkânlar dağıtılmıyor, yalakalıklar yapılmıyor mu?
Gösteriş hastalığı ve marka düşkünlüğü giderek yaygınlaşmıyor mu?
Gizli nikâhlarla veya arkadaşlık görüntüsüyle evlilik dışı ilişkiler meşrulaştırılmıyor mu?
Bu günahtır, sebeb-i azaptır denilerek hangi haram terkediliyor?
Sözü, yüzeysel Müslümanlığı reddeden bir ayetle konuyu bağlayalım:
“İnsanlar arasında öylesi de var ki, sınırlı ve somut bir amaç uğruna Allah’a kulluk eder. Eğer işleri iyi giderse hoşnut olur. Fakat eğer sınav amaçlı bir sıkıntı ile karşılaşırsa yüzgeri eder, sırt çevirir. Böylesi hem dünyayı hem de ahireti kaybeder ki, işte apaçık hüsran/kayıp budur.” (Hac 11)
EĞİTİM SİSTEMİ GERÇEK MÜMİN YETİŞTİRMİYOR
Ülkemizin en saygın insanlarının, toplumumuzun en güvenilir bireylerinin gerçek müminler olduğunda en ufak bir şüphemiz yoktur. Eğitim sistemimiz seküler olduğu için bilgili-bilinçli gerçek mümin yetiştirmiyor. Yaşamda güzel örnekler de pek görülemiyor. Sonuçta ortalıkta görülenler yüreği ile inananlardan çok ne idüğü belirsiz yüzeysel Müslümanlardır. Yani birilerinin, “Bu Müslümanlar eski Müslümanlara benzemiyor” dediği ve hakiki müminlerin de şikâyetçi olduğu tipler, yüzeysel Müslümanlardır.
HERKES YAPAR AMA MÜSLÜMAN GÖZE BATAR
Hayatın içindeki birçok olumsuzluklar toplumumuzun her kesiminde görülüyor. Ama yüzeysel Müslümanlarda ve özelikle namaz kılıp oruç tutanlarda göze batıyor. Din karşıtları bile gerçek müminlerin yapmayacaklarını itiraf edercesine ve kendilerini yalanlarcasına aslında yüzeysel Müslümanları yani ne idüğü belirsiz münafıkları yeriyorlar. Bütün bu olumsuzlukların sorumlusu elbette İslam değildir. Artık yeter, pazarlıklı İslam olmaz, münafıkça yasam sürdürülemez.