Sorun yok, devam!
Geçen akşam televizyonda bir tartışma programını dinliyorum.
Etnik vurgulu bir siyasal partiye yakınlığı ile tanınan akademisyen ve köşe yazarı, bugün açıklanacak demokratikleşme paketine de, 11 yıldır AK Parti'nin demokratikleşme adına attığı her adıma da karşı çıkıyordu.
Klişeleşmiş argümanı belliydi, "Türkiye adım adım iki toplumlu bölünmüş bir ülke haline getiriliyor!"
Başbakan'ın "Tek millet" vurgusunu da eleştirip, bu son paket ile "iki milletli" bir devletin kurumsallaştırılmaya çalışıldığını öne sürüyordu.
Peki bölünme 'paranoya'sına kapılmışlara cevap vermek, onları tatmin ediyor mu? Hayır!
Daha baştan sizin "bölücü" olduğunuzu zihninde kodladığı için ne söylerseniz söyleyin 'ikna' olmuyor!
***
"Demokrasi olmadan barış mı olurmuş?" deyip PKK'ya "sakın çözüme yanaşma" mesajı iletenlerin de ilginç bir şekilde benzer sonuçlara vardığını görüyoruz.
Bu argümanla meseleye yaklaşanların daha 'solcu' veya daha 'liberal' olması bizi yanıltmasın.
Birisi "Memleket bölünecek" diye sürece karşı çıkıyor, diğeri "AB ülkesi gibi olmamış bir ülkede barış mı olur?" diyerek karşı çıkıyor.
Etnik temelli düşünenlerle, sol-liberal temelli düşünen iki zıt kutbun Çözüm süreciyle ilgili beklentisi neredeyse aynı: "İnşallah tıkanır!"
***
Etnik temelli düşünenlerle 'sol-liberal' düşüncedekilere (Bunlara AB'ci demek daha doğru olur), "Sizin çözüm öneriniz ne?" diye sorunca ne diyorlar?
Etnikçiler özetle, Kürt sorunu ve PKK konusunda eski paradigma ile devam edilmesinden yanalar. Son otuz senede sonucun ne olduğunu, bu güvenlikçi yaklaşımların aksine Kürtleri, duygusal kopuşa sürüklediğini görmek istemiyorlar.
AB'ci'ler ise önce AB kriterlerini uygulamanının, ekonomiyi güçlendirmenin, Anayasa'yı sivilleştirmenin, bebek ölümlerini Yunanistan seviyesine getirmenin, yolların-parkların plebisitle yapılmasının vs. önemli olduğunu söylüyor.
Fakat Türkiye'nin 100 yıllık sorunlarını son on yılda yüklenmeye çalışan bir iktidarın ancak tedricen yol alabildiğini göremiyorlar.
Daha İHL ve meslek liselilerin katsayı zulmü geçen sene bitti. Kamuda başörtüsü gibi haksızlıklar da inşallah bugünkü paketle çözülecek.
Ha tabii ki sivil bir anayasa ile sorunlarımızı temelli çözmek daha iyi olurdu. Ama sivil anayasa konusunda, Komisyon'daki partilerin 'uzlaşma' için can attığını(!) görüyorlardır umarım!
***
Karamsar pencereden bakanlara inat milletin kafasında "bölünme" kurgusu ve "paranoyası" yok!
Neden bu kadar kesin konuşuyorum biliyor musunuz?
Çünkü "Hükümet şunu yapsa bölüneceğiz, bunu yapsa parçalanacağız" diyenlere rağmen, atılan hiçbir adımın sonucu bu yönde olmadı.
Mesela MHP, geçen genel seçimde bütün Anadolu'da "Habur açılımı ile Türkiye'yi parçalayıorlar" şeklinde özetlenecek bir kampanya ile girdi seçime. Sonuçta, tulum çıkardığı illerde bile daha az oy aldı.
Ve bu kampanyaların aksine, her seçimde AK Parti daha yüksek oy oranı ile iktidara geldi.
Her zaman için derin milletin firasetine, ortak kardeşlik tasavvuruna güvenmek gerek!
Demekki millet, "Sorun yok, yola devam!" dedikçe, gerçekten sorun yoku2026