Sorumluluktan kaçmamalıyız
Hastalanmadan önce sağlığımızın kıymetini bilme bilinci maalesef kaybedildi.Günümüz insanı hastalık yapıcı unsurlara karşı korunma şöyle dursun adeta hasta olmak için çalışıyor.Sağlık uygulayıcılarında kafası karışık.
Geçtığimiz yıllarda Çin ve Amerikada tedavi arayışları ile ilgili hekimlik merakımla bizzat gözlemlediğimi tesbitlerimden kısa bir bölüm aktarmak istiyorum.Amerika gibi tıbbın teknoloji ile zirve yaptığı bir ülkede Çin tıbbı filizlenirken,Çinde ise geleneksel çin tıbbı yerini teknolojik modern hastanelere ve tıbba bırakmış.
Her ikiside şifa arıyor.Her ikisininde kafası karışık.Bu gerçekliği ülkemizde biz ise hergün yaşıyoruz.Hastalarımız teknolojinin imkanlarından yararlanarak tıbbi tüm tetkiklerini yaptırmış en son üretilen ilaçlarını çantalarına doldurmuş olarak bize müracaat ediyorlar. Şikayetlerin çoğuda ortak.Özetlersek: Yorgunluk, stres, gerilim, uykusuzluk, obezite, depresyon ,kaygı, ağrı, tükenme vs .liste çok kabarık.
Bir çoğumuza yukarda özetlediğim gerçekler hiçte yabacı değil.Toplum hasta.Adeta salgın bir hastalık.Biz hekimler ise çare ve çözüm üretmekte tüm maharetlerimize rağmen yetersiziz.
Tam burada devreye bazı fırsatçılar çıkıveriyor.İyi niyetli yada değil .Denize düşenin tamda aradığı yılan yanı başında hasıl oluveriyor.Buda evrensel bir kaide.Çaresizlik ve arayış başladığı anda hep çareler ve çözüm alternatifleri sıralanıverir.
Halk hekimliği adından olsa gerek insanlarımıza daha samimi ve sıcak geliyor.Onların tavsiyeleri daha yerli bulunarak daha çok kabul görüyor.Bitkiler tütsüler muskalar vs. Çare arayan hastayı tamda can evinden vuran asıl şey ise gösterilen yakın ilgi alaka ve sağlığna yeniden kavuşma umudu.
Hastalarımızı bu tuzaklardan koruması gereken bizler bu gerçekliği iyi okumalıyız.Şifa verenin aracısı olduğumuz gerçekliğini hiç unutmamalıyız.Hastalıkları daha gelmeden önlemede elimizden geleni yapmalı ve tedavi ederken şifa aracısı olabilecek her durumdan hastalarımızı yararlandırmalıyız.
Geçen hafta yazdığım hacamatla ilgili makaleme gelen yorumlardanda anladım ki, yazacak çok konu var. Bizimde yapacak çok işimiz var.Elimizin tersi ile iterek ,hastalarımızı çahil addederek sonuca ulaşma şansımız da yok.
Hekim,yani şifa aracısı. Şifayı verenle barışık olmalı. İnsan denen eşrefi mahluku ruhu zihni ve bedeni ile iyi tanımalı.İnsanlarla iletişimine çok dikkat etmeli.Sağlık bilinci oluşturmada ise iyi bir örnek olmalı
Hacamat ,sülük, bitkilerle tedavi ve diğer tedaviler konusunda sorumluluğu üzerimize almamız bakanlığımızın son çıkardığı yasa ile elzem.Hala eski kafa ,at gözlükleri ile hastalarına sadece bilimsel yaftalı iksirler sunanlara diyeceğim şu. Uyanmaları ve dünyanın dört bir tarafında bu işleri yapanların arı misalı çalıştıklarını görmeleri
Onlar arı misali çalışıyor.Vahye dayalı aldıkları emir doğrultusunda bal yapmak için bir saniye bile durmaları mümkün değil. Arılar çalışmalı ki ,sahte bal yapıcılara fırsat verilmesin.Hekimin ne anlama geldiğini iyi kavrarsak bu işlere daha sıcak bakar ve hastalarımıza şifa için hangi alternatifi nasıl sunacağımızı bilimin aydınlığında bizler daha doğru olarak veririz. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.