Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2957.51
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Nisan 2017

Soros ve kaos

Gürültülü patırtılı bir referandum dönemi bitti artık rahatlayacağız derken, kriz tüccarları yeni mallar piyasaya sürmeye başladı. Kerizler hala eski Türkiye de yaşadığımızı zannediyor. Köprünün altından akan suları bulandırmanın eskisi kadar kolay olmayacağını bile bile böyle bir tercihte bulunmaları ister istemez kafaları karıştırıyor.

Gezi zekalı aklı kıt bu güruh ne zaman akıllanacak doğrusu merak ediyorum. İnsan bilerek bindiği dalı kesemeyeceğine göre, kestikleri dalın altında kalmayı göze almaları da başka bir merak konusu.

Ne istiyorsunuz diye insanca bir soru sorduğumuzda verilen cevaplardaki tutarsızlık akla şizofrenik bir savrulmayı getiriyor. Cevapları akla mantığa mugayir.

Yenilen güreşe doymaz sözüne cukkada oturan bir duruş var karşımızda.

Şimdi yeniden bir daha Soros umutları oluyorsa ki, öyle gözüküyor vay hallerine.

Olağan üstü hal dönemindeyiz. Devletimizin reflekslerinde elbette bir ciddiyet olacak. 2013 mayıs ayında değiliz. Güvenliğimizi sağlamakla görevli ekibin eli armut toplamadığı gibi, içindeki hainleri büyük oranda temizlemesinden dolayı yumruğu da demir gibi etkili ve caydırıcı olacak.

Bu gerçekliğe rağmen Soros efendi, ülkemize teşrif(!) ediyorsa göreceği büyük sürprizlere de hazır olması gerekir. Tüm dünya zindelerinin birlik ve beraberlik yemini etmişçesine üzerimize her türlü ahlaksızlıkları mübah sayarak saldırmaları bu saatten sonra bizi yıldıramaz. Bize geri adım da attıramaz.

Devletimizin böyle bir davranışa müsamahası olmayacağı gibi, orantısız güç kullanacak hukuki zeminli argümanlara da sahip. Bu halk 15 Temmuz da üzerine düşen vazifeyi fazlası ile nasıl yaparak şehit ve gazi oldu ise, böyle bir kalkışmada daha da fazlası ile vazifesini yapacağına kalıbımı basarım.

Bu meseleler artık halkımızın kırmızı çizgisi olmuş.

Şer ittifakının karakterden ve kaliteden yoksun savları bizim kelli felli insanlarımız tarafından nasıl kabul görüyor? Doğrusu anlamakta zorlandığım önemli bir soru bu.

İnsan aklını kullanmadıktan sonra şeytanın bedava avukatı olabiliyor. Şeytana avukatlık yapma şanssızlığı içinde olanlar da olmazları olduracak hinlikleri yapmaktan geri durmuyor. Kalite imiş. Ayıpmış. Hakmış. Hukukmuş. Hepsi nafile.

Mesnevide, nefis ve şeytan temalı çok fazla sayıda hikayenin olması bana anlamlı geliyor.

Güllük gülistanlık baharın tüm tonları ile adeta cennet kokusuna bürünmüş güzel ülkemizi cehennem yapmaya ne hakkımız olabilir?

Referandum bitmiş. Hatıralarımızda o günlere ait güzel anılar kalmış. Kavgasız gürültüsüz kampanyalar yapılmış. Sandıklara güven içerisinde gidilmiş. Kimsenin burnu kanamamış. Özgür iradelerle tercihler yapılmış. Sonuçlar açıklanana kadar da şöyle ya da böyle şaibeden bahsedilmemiş.

Bir milyon dört yüz bin küsür oy farkı ile bu millet yeni Türkiye'nin yol haritası ve yeni rotasını belirlemiş.

Kaos tüccarlarının ekmeğine yağ sürmeyecek kadar açık ve net bir şekilde iki buçuk yıl sonraki muhtemel bir seçim belirsizliğinin hakemi benim. Yetti artık söz milletin demiş.

Şimdi bu işlediği suçun(!) bedelini ödesin diyen bir güruh ile yine kavgaya tutuşturulmak isteniyoruz. Kavganın yabancı taraftarlarını ve niyetlerini anlıyoruz da yerli işbirlikçilerin hangi akla hizmet ettiklerini anlamakta cidden zorlanıyorum.

Soros, fitch, moodys vs topunuz geliyorsunuz üzerimize. Avrupa, Amerika tüm dünya zindeleri topu bir amaç için birlikte hareket ediyor.

Osmanlı dedelerimizden genlerimize nakşedilmiş adamlığımızdan korkuyorlar. Yine dünya jandarmalığına soyunarak yüzyıllar boyu tüm dünyaya adaleti insanlığı vicdanı yeniden yayarak kurdukları kalleş düzeni bozacağımızdan endişe ediyorlar.

Korkunun ecele faydası yok derler.

Endişe ettiğiniz gibi kalleş düzeninizi bozmaya geliyoruz.

Bu sefer tamam inşallah.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.