Soros eğitim sistemimizden neden rahatsız?
Şöyle de sorabiliriz sorumuzu; Soros, ülkemiz eğitim sistemiyle neden bu kadar çok ilgileniyor?Hatırlarsanız, 2005 yılında George Soros, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile bir araya gelerek eğitim sistemimizden dert yanmıştı!
O gün,Türkiye’nin ciddi eğitim reformuna ihtiyacı olduğunu, Türkiye’deki açık Toplum Enstitüsü’nün çalışma alanlarından birisinin de bu konuyla alakalı olduğunu söylemişti.
Sanırsınız çocukları herhangi bir devlet okulunda okuyan bir babanın serzenişleriydi bunlar.
Güler Sabancı da Açık Toplum Enstitüsü ile Sabancı
Üniversitesi arasında birçok çalışma yapıldığını, bunlardan en önemlisinin Türk eğitim sistemiyle ilgili çalışmalar
olduğunu vurgulayarak Soros’a teşekkür etmişti.
Birçok ülkede darbeleri finanse eden, küreselci elitlerin çantası konumundaki bu adam aynı zamanda ülkelerin eğitim sistemleriyle de yakından ilgileniyor.
ÇünküWEF’in büyük sıfırlama ve tek dünya hükümeti projesi kapsamında yürüttüğü 2030 küresel eğitim vizyonu var. Benim “yaşam boyu itaat” dediğim bu programın özü şudur; yeni bir dünya kuruluyor ve bu dünyaya yani düzene uygun yeni bir nesil kurgulanıyor.
Geçenlerde Reform Enstitüsü adında bir sitede “Nitelikli, Eşit ve Adil Bir Eğitim Sistemi” başlıklı bir rapora denk geldim. Bu site en son yayınladığı raporda,Macaristan’da seçim kaybeden 6’lı ittifakın yanlışlarından dersler çıkartarak Türkiye’deki muhalefete tüyolar veriyordu.
Verdikleri bir
röportajda ise Gezi Davası’nı Gezi’nin mahkûmiyetinden çok sivil toplumun karar
alanından tasfiyesini amaçlamak olarak yorumluyorlardı.
Sanırım bu iki örnek bile ne denli müreffeh ve adil bir Türkiye istedikleri(!) konusunda bizlere bir ipucu veriyor.
Eğitim sistemi ile ilgili yayınladıkları raporda benim de sıklıkla değindiğim kalite düşüşleri, eğitimin ideolojik boyutu, müfredat gibi birçok olumsuzluklar işlenmiş.
Örneğin, “Türkiye’de eğitim kararları çocukların yararına ve ihtiyaçlarına, öğretmen ve velilerin beklentilerine göre değil, siyasi ve ideolojik önceliklere göre veriliyor” deniliyor.
Tamamda Soros zihniyeti
bundan neden rahatsız olur ki? O halde bırakalım da baklayı ağızlarından
çıkarsınlar.
“Türkiye’de eğitim yaklaşımında dil, inanç, kültür ve kimlik bakımından farklılıkların taleplerine alan açılmalı” deniliyor. Bu teklifin ne anlama geldiğini 15 Temmuz’da yaşayarak öğrendik biz!
FETÖ’nün
okullaşmasına izin verilmesinin faturası çok pahalıya mal oldu bu ülkede. O
yüzdendir ki devlet, eğitimde “ortak bir dil” geliştirmelidir.
Devam edelim, uzmanlar, Türkiye’deki merkez-yerel tartışmasını kutuplaşmış siyasal tartışma zeminden ayırıp, “Çocukların nitelikli eğitime erişme oranını nasıl artırırız?” sorusu ekseninde tartışmak gerektiğini ifade ediyorlarmış.
Zira geçmiş yıllarda
hükümet programlarında ve kalkınma planlarında merkeziyetçiliğin azaltılması
ifade edilmesine ve bu amaçla çeşitli projeler uygulanmasına rağmen,
merkeziyetçiliğin azalmadığı, tersine daha da arttığı görülmüş.
Türkiye’de eğitimin yerelleşmesi meselesini yıllar önce
masaya yatırmış biri olarak söylüyorum; Bu
ülkede yaşadığımız tecrübeler gösterdi ki bu tip öneriler en çok HDP gibi
ayrılıkçı yapılanmaların işine yarar.
Raporda “asıl sıkıntı
değerler konusunda yaşanıyor” diyor. Ve topu yine uzmanlara atıyorlar. Onlara
göre, eğitim sistemi temel evrensel değerleri dikkate alması gerekirmiş. Şimdi anladınız mı asıl gayeyi?
Yani bu ülkenin tarihsel, kültürel ve medeniyet kodları üzerine buraya ait bir eğitim sisteminden bahsetmiyor ya da böyle bir sistem önermiyorlar.
Dahası okul öncesi eğitimde ve ortaöğretimde toplumsal cinsiyet bazlı eşitsizliklerin devam ettiği endişesini taşıyorlar.
Toplumsal cinsiyet kavramının kimler tarafından ortaya atıldığını söylememe bile gerek yok. Demem o ki, çocuklarımızı tek dünya devletine hazırlayan bu tekliflerden uzak durunuz.