Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.34
Gram Altın
2918.31
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Şubat 2021

Sonuç olarak

Bir ülkenin kalkınmışlık düzeyi, birlik kalitesi; insan varlığını maddi-mânevi ne kadar değerlendirebildiği ile ölçülür. Bir ülkenin gücü; insan varlığını kalitelerine, liyakatlerine, yetenek ve baskın yeteneklerine göre eğitip onlardan ne oranda istifade edebildiği kadardır.

On yıllardır ülkemizde kalkınma yolunda gayretler, çalışmalar yapılmıştır. Yapılmaya da devam edilecektir. Ülkemiz, ciddi bir kalkınma gayreti içerisindedir. Oldukça başarılı çalışmalar ve planlamalar yapılmaktadır. Halkımız bütün gelişmeleri fark edebilmekte ve siyasi desteğini ülke kalkınmasını gerçekleştirenlere vermektedir. Ve destek vermeye de devam edecektir.

Bu kalkınma sürecinde hem ülke içinden hem de uluslararası alandan pek çok saldırı olmuştur. Saldırılar asla tek yönlü olmayacak. Başta ülkeyi yönetenlerin itibarını düşürmeye yönelik olarak, sonra kurumların itibarını düşürmeye yönelik olarak sürdüreceklerdir.

Daha güçlü bir TÜRKİYE, ülkeye saldıranların kendileri için daha da küçülmek, daha da zayıflamak demektir. Toplum olarak bu tür saldırıların kasıtlı yapıldığını, çok planlı ve sinsice yürütüldüğünü asla unutmamalıyız.

Ülkenin gelişmesi ister istemez ekonomide, siyasette, toplumda pek çok köklü değişikliği zorlayacaktır. Gelişiyor ve gücünüz artıyorsa yükünüz de artıyor demektir. Gelişiyorsanız hızınız da artıyor demektir.

Eskiden olsa belki rahat rahat yetecek ekonomik modeller, siyasi modeller, sistemler bugün asla bu yükü kaldıramaz, bu hıza yetişemezler. Yakın veya uzak gelecekte bu yükü zaten kaldıramaz, bu hıza zaten yetişemezler.

Toplumun her kesimi; elinin altındaki bilgisayarın, cep telefonunun, bilmem hangi teknolojik aracın yenisinin kapasitesi daha gelişti, hızı daha arttı diye her sene değiştirmekteler.

Bilgisayarını, cep telefonlarını, bilmem hangi teknolojik aracını değiştirenler, ülkedeki her türlü sistemin geçmişteki gibi kalmasını hangi akılla istemektedir?

Bu soruyu her vatandaş kendisine sormalı ve eğer bu türden tanıdıkları, sevdikleri ve oy verdikleri varsa doğru yönde değişmelerine gayret göstermelidirler.

Bu soruyu her seçmen kendisine sormalı. Gelişen, değişen dünyanın hızına ve dönüşümüne ayak uyduramayan, bu hıza ve dönüşüme yetişemeyen bu türden siyasetçileri hâlâ varsa da geçmişe mahkûm etmelidir.

Çağın gereklerine, çağın değişim ve hızına ayak uyduramayan her birey, her toplum, her kurum, her siyasetçi ülkesinin kazanmasına değil ülkesinin güçlü olmasına değil kaybetmesine ve zayıflamasına sebep olacaktır.

Bize düşen ülkesinin kaybetme ve zayıf kalma sebebi olanları, hikmet ile güzel söz ve güzel mücadele ile doğruya kavuşturmaktır. Bize düşen ülkesinin kazanması ve güçlenmesine katkı verenlerle olmaktır. Bundan başka da çıkar yol yoktur. Başka bir yol var deniliyorsa da o yol, doğru bir yol değildir.