Sonsuz yoksulluk
Müslümanlar kadar acımasız eleştirilere muhatap olan bir başka kesim var mıdır, bundan emin değilim. Bir savunma hali değil bu. Yaşamın içinde daimi bir saldırı altında kendi olmaya çalışan, kendi halinde biri/lerinin onca laga lugaya, onca densizliğe karşı, iyi ve haklı eleştirileri de ciddiye alarak kısaca yaptığı basınsız açıklama gibi bu söyleyeceklerim. Ne konuyu etraflıca açıklayacak, ne bu konuda ilahiyat bilgilerime başvuracağım. Öyle bin dereden su taşıma filan da olmayacak. Koskoca yetişkin insanlar açıp kendileri okusunlar öyle ya. Ancak işte okumak hakikaten anlamayı istemekle gerçekleşebilen bir şey. Kuran kendisine ön yargıyla yaklaşana son yargısını yapıyor ve anlamca küsüyor. Yani kendini kapatıyor. Bu karşıdakinin ona kendini kapatmasından kaynaklı…
Şöyle düşünelim. Allah kendisini ısrarla anlamak istemeyene kendisini ısrarla anlatmıyor. Çünkü zaten ona anlama ve kavrama yeteneği veren ve onu özgürce kullanması için alanı uygun tutan O!
Konu yine ne mi?
Malum.
Yoksulluğu tamamen ortadan kaldırmayı akıl edememiş bir din var birilerine göre. Tabii ki o şu ya da bu din değil. Her zaman ki gibi İslam. (Gülümsüyorum bunu yazarken…) Yine ne yapmış İslam? Sadaka vererek (bunu aşağılandığını düşündüğü yoksulların onuruna sahip çıkarcasına söylüyor tabi) yoksulluğu daha da yaşatıyormuş. Kökten kaldırmayı neden düşünmüyormuş? İslam… Allah?
Hadi bir kere daha, hadi azıcık ucundan kıyısından konuyu yine açalım. Öyle fazla değil. Keyfimiz kadar…
Çünkü artık hakikaten yeter. Anlamak isteyen çömelir iç dünyasına. Oturur Allah karşısına, kelamı, sözü, anlamı, anlamlandırmasının karşısına… İster anlar, ister anlamaz. Bize ne…
Biz Müslümanların sayısız hatasından sıyrılsın ama önce. Biz kötü temsilcileriz. Hangi din ve ideoloji bile tam ı tamına temsil edilebildi, insan denilen öznede hayat buldu ki zaten?
Konuya gelirsek. Hah. Geldik!
Yoksulluğu “kökten” yok eden, fakat tamamen yeryüzünden silen, gerçekleşmiş bir sistem var da bizim bundan haberimiz mi yok? Şu beylik laflar ederek daima dine, Müslümanlara, dolaylı olarak ilahi sisteme çatmayı iş edinmiş, adeta böyle bir kin davası ile hayat kurmuşlara sormak istiyorum. (Yani emin değilim. Sormasam da olur.) O sistem var da siz dünyaya, bu ülkeye getirmiyorsanız, bundan sorumlusunuz.
O aşağılanan sadakaya gelince, sadaka; bağlılık göstergesidir. Bağlılık andını güncellemedir bir nevi... Karşılıksız bir yardım; hakiki karşılığı verecek Yüce' ye inanmanın, bu jestle O'nu doğrulamanın göstergesidir.
Ve sosyal devlet icinde yer alan halkın devletine katkısıdır.Zaten İslam halkı daima ihtiyacından fazla olanı yanında tutma der durur. Ha bunu uygular uygulamaz insanlar. Müslümanlar söyledir veya böyledir. Tıpkı diğer dini veya ideolojik kesimlerde olduğu gibi...
Kimilerinin sandığı gibi İslam sadaka sistemi ile zengin ve yoksul gibi sınıfsal ayrımları yaşatmaya çalışmıyor. Çok basit bir iyileştirme sisteminin ilk aşamasıdır bu. İhsan: ilk yardımdır. Tamam biraz popülerdir, gündeliktir. Ama ilk temel ihtiyaçlar bağlamında bir aciliyeti vardır. Karnı aç veya hasta, bir şekilde mağdur birine elbette acil destek olunur. Sadakayı küçümseyenlerin kimselere karşılıksız bi’ kuruş vermeyenler oluşu da ayrı konu ya neyse. Meselemiz kavga değil ki…
İkinci aşamada da ıslah: yani iyileştirme, yaşamını ayağa kaldırma anlamında son yardım gelir. Bu da o insanın maddi anlamda kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlayacak etkisi uzun vadeye yayılacak desteklerdir. Sözgelimi bir meslek edindirme. Yoksulun kendi hayatı için göstereceği emeğini eğiterek yol gösterme. İş kurmasını sağlama. Bir cv si varsa geliştirme ve bağlantıları kurmasını sağlama.
Bilmeden etmeden daima çamur atmayı, yan bakmayı bir bırakın artık ta, inanmasanız bile bilinçli ve saygıdeğer bir red için bile olsa şu Kuran'ı anlamaya çalışın desek ama bu kadar ön yargı ve kulak dolması ile yapılası değil. Sadaka mı veriyorsun, sadaka vererek yoksulluğu mu yaşatıyorsun diye Müslümanlığa sataşmak yerine, bu ön adım, ilk yardım destekleri için tebrik edin. Ve siz de elinizi cebinize, bankanıza, hesaplarınıza atın. Karşılıksız yardım belli süreliğinedir ve ömür boyu onu o konumda tutmamak için yoksulun kendi emeğiyle düze çıkmasına ilk adımdır.
Amaaan… Boşversene. Allah de, kendini anlatmayı bırak ve seni anladığını düşündüğün Yüce’ye göster emeğini ve kalbini…
Galiba asıl yoksulluk: kalpte Allah’a ve O’nunla ilgili herşeye kem bakacak bir gözün öze yapışmış ve ne yapsan çıkmıyor oluşu… Ön yargı, son yargı sanırım… Bu yazı da o kafalara bir sadaka olsun. Allah kabul etsin. Amin.
İyi Ramazanlar.