Soner Yalçın'dan İnciler!
Malum kesimin kalemşorlarından Yılmaz Özdil şahsen özel ilgi alanımda idi. Şimdi bu ilgi alanıma yeni bir isim katıldı; Nevi Şahsına münhasır Soner Yalçın.
Soner Yalçın Hayaller ve Gerçekler
adlı bir makaleyi kaleme alarak hayal dünyasında yaşadığımızı iddia ettiği
bizlerin gerçekleri görmezden geldiğine dikkat çekmiş.
“Gerçekler ile bir türlü yüzleşme
yapılamadığı için maalesef sürekli kriz yaşıyor bu güzelim ülke…”
Diyerek Emekli General Adnan
Tanrıverdi ve ASSAM-Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi
Derneği’nin icra ettiği kongrelerle hayal kurduğumuzu gözler önüne sermiş.
Evet Soner Yalçın hayal kurmayı
bilmeyebilir. Tabi ilk uzaya çıkan insan içinde asırlar önce bir hayal ile
başlamıştı Aya yolculuk,
Göklerde süzülmeyi hayal eden insanlık
olmasaydı bulutların üstüne çıkabilir miydi nesil?
Soner Yalçın, İslam şeriat ve
akidesini hâkim kılacak İslam Birliği mefkuresini küçümseyerek baktığından ona
İslam kavramı altında hayalin ne denli kıymetli olduğundan bahsetmeyeceğim.
Ona kendi istinatgahından öncü
isimlerle cevap vermeyi tercih ederek insan hayatında hayalin ne denli önemli
bir nüve olduğunu idrak etmesine katkı sağlayacağım.
Tarih hayali olan
insanlarca yazılmıştır.
William Russell; “Büyük işler,
büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır” der.
Bir insanın adanmışlığını anlayabilmek
için yaptıkları ile beraber yapmak istediklerini de gözlemlemek gerekir.
Barbara Sher; “Hayaller bizim kim
olduğumuzun aynasıdır” der.
Avrupa filozofları; “Hayaliniz
yoksa oraya asla çıkamazsınız” der. Bugünü hayal etmeseydi insanlık elbette
bugüne ulaşamazdı asrımız.
Marian Anderson; “Hayallerini ve
ideallerini bıraktıysan bari yaşamayı da bırak” der.
Şimdi ASSAM için ilham kaynağı olan
bizden hayallere uzanalım biraz;
Osmanlı gibi bir cihan devleti düşle
başlayan bir hayal değil miydi?
Mimar Sinan hayal etmeseydi bir gerdan
gibi yükselir miydi Süleymaniye?
Muştulanan fetih hayali ile surlara
gelmeseydi Halid Bin Zeyd (ra) asırlarca canlı kalır mıydı fetih?
Hayal etmeseydi Fatih alınır mıydı
AYASOFYA?
Sen kimin torunusun? Dedem hayal
etmeseydi yürür müydü karada gemiler?
Ey Soner Yalçın!
Şimdi anladın mı hayalin gücünü?
Senin ilham aldığın fikriyat, batı ve
Yunan mitolojisi; Müslümanların hayali karşısında AYASOFYA Camisine vurabildi
mi zincir?
Biz hayalin de, gerçeğin de
farkındayız. Hem de senin cehlinin farkında olmadığın kadar.
Seninle bizim aramızdaki küçük ama her
şey olan fark tevekkülle teslimiyet arasındaki fark kadardır.
Asırlık çınarlar yüzlerce yıl
insanlığa gölge olma hayaliyle var olur, şak diye taşı, toprağı ve göğü
yararlar.
O asırlık çınarların altından senin
gibi milyonlarca insan gelip göçmüştür.
Ayasofya’yı müze yapanlar, Osmanlı’yı
tarihe gömdüğünü sananlar,
Gerçeği dinar’da değil dolarda
arayanlar bu hayalin manasını anlayamazlar.
Ey Soner Yalçın, yüce Peygamberi doğduğu
topraklardan çıkaranlar çürüyüp toprak olmuşken, O kutlu insanın bugüne uzayan
hayalini idrak etselerdi, gerçeği nerede ararlardı sence?
Bizce hiç mahsuru yok. Biz hayalimizdeki gelecek yaşamı hayal edelim. Sen gerçek idrakin peşinden git. Nasıl olsa biz çınar olup yükselirken, sen toprakta çürüyüp gideceksin.