SON VİRAJ
Hani "Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik" denir yau2026 İşte öyle bir şey.
Yüz yıldır üzerimize çökmüş kara bulutları dağıtma zamanıdır artık.
Bize biçilen elbiseyi yırtıp kendi kendimizi idare etme, neredeyse her yıla bir seçim düşen yılları geride bırakma zamanı gelmiştir artık.
Tarihi kararın arifesinde olduğumuz bu günlerde, kökleri tarihin derinliklerine dayanan milletimizin cumhurbaşkanlığı sistemine geçme oylaması ile yeni bir yola girme seçimi yaşayacaktır. Siyasi çekişmelerin, sosyal çalkantıların, ekonomik krizlerin, koltuk savaşlarının, benzin, ekmek ve hastane kuyruklarının bizi canımızdan bezdirdiği, anamızı ağlattığı yılları geride bırakıp, dünya ile yarışabileceğimiz günleri yakalama şansını yüz yıl aradan sonra yakalamış bulunuyoruz. Bunu görmüş olmalılar ki batı bütün gücüyle bu değişimin olmaması için adeta ardını yırtıyor.
16 Nisan, Türkiye'nin reformu gerçekleştireceği bir gün olacaktır. 1923 yılında geçtiği Cumhuriyet rejiminin gerçek anlamda uygulanacağı, iki yürütme erki yerine gücünü milletten alan bir tek yürütme erki ile yoluna devam edeceği bir değişim olacaktır. Kalıcı hale gelecek olan beş yılda bir yenilenen siyasi istikrar ile erken seçim ihtimali kalmayacak, koalisyon kavgaları son bulacaktır. Bu şekilde hızlı ve etkili bir yürütme ile ekonomik büyüme ve kalkınma süreci hızlanacaktır. Milli iradenin belirleyeceği yasama ve yürütme ile vesayet sistemi son bulacaktır. Yüzde 50'nin üzerinde bir oy oranı ile seçilen cumhurbaşkanı sayesinde kutuplaşma azalacak, hükümet ve erken seçim krizleri tarihe karışacaktır. Etkin ve hızlı kararlar ile terör sonlanabilecek, güvenlik politikaları daha etkin hale gelecektir. Hülasa güçlü yönetim sistemi ile bölgesel ve küresel siyasette daha etkili olunacaktır.
Bu sistemin değişmesi şarttı. Cumhuriyetin 93 yılında 65 hükümet kuruldu. 5 Askeri darbe oldu. Çok defalar darbe teşebbüsünde bulunuldu. Siyasi istikrarsızlık yüzünden ekonomi çöktü. Bunu gören liderlerin hepsi bu sistemin değişmesi gerektiğini savundu. Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu ve Alparslan Türkeş, bu sistemin değişmesi gerektiğini, başkanlık sistemine geçilmesi lazım geldiğini, temsili sistemin işlemediğini ve tıkandığını dile getirerek daha hızlı kalkınma için, tatbikattaki sıkıntıların giderilmesi için, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi yapısının yönetilebilen demokrasi gücünü kazanabilmesi için tarih ve töremize uygun olan başkanlık sistemine geçmemizin şart olduğunu söylemişlerdir.
Değişecek sistem ile daha hızlı hareket edecek olan ülkemiz arzu edilen refah seviyesine de daha erken ulaşacaktır. Artık bu sistem yürümüyor. Parlamenter sistem istikrara engel oluyor. Kriz ve kaos üreten bu sistem, siyasi istikrarsızlık, ekonomik ve sosyal sorunları da beraberinde getirmiştir. Kendi seçtiği başbakanı idam eden bir anlayıştan, kendi kedini idare edebilen bir anlayışa doğru yürüyüş devam ediyor. 12 Martlar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, 27 Nisanlar ve 15 Temmuzlar artık bir daha tekerrür etmeyecektir.
Yetki karmaşasının biteceği, ülkede çok başlılığın engelleneceği, ülkenin geleceğinin doğrudan milli iradeye emanet edileceği, çoğulcu yönetim sisteminin devam edeceği, bağımsız ve tarafsız yargı ile hukukun önünün açılacağı, seçme ve seçilme yaşının aynı olacağı, istikrar ve güven ortamının en üst düzeyde yakalanacağı günler yakındır. Ancak bunun için önümüzde son dönemeç olan 16 Nisan var. 16 Nisan'da milletimizin vereceği karar başımızın tacıdır. Hangi karar çıkarsa çıksın saygı ile karşılarız. Bugüne kadar bu millet ferasetiyle en güzel kararları almıştır ve bundan sonra da alacaktır. İstikrar, istiklal ve istikbal için, yeni Türkiye için güzel günlerin yakın olduğu inancındayım.
Son on beş yılda yaşadığımız güzel günler bundan sonra yaşayacaklarımızın habercisidir düşüncesi ile halk oylamasının sonucunu şimdiden görür gibiyim. Fert, millet, devlet ve medeniyet açısından tarihi bir dönüm noktasında "Evet" sonucuyla her şey çok daha güzel olacak inşallah.
Söz de, karar da milletindir.