Son kozları mezhep fitnesi!
Etnik ve dini köken üzerinden oynanan oyunları gördük. İdeoloji üzerinden dökülen kardeş kavgası filmini izledik. Sokak hareketlerini, kaset savaşlarını, montaj servislerini seyrettik. Hiçbiri tutmayınca her darbeden önce yaptıkları gibi "Mezhep fitnesi"ne oynamaya başladılar.
Aşağıdaki üç yazı da geçen yıl bu köşede yayınlandı. Yeniden hatırlamakta fayda var.
YAZI 1)
Kürt-Türk olmadı Alevi-Sünni'ye döndüler. 80 öncesi sağ-sol'du çatışmanın adı. Bazen araya Çorum'lar, Maraş'lar, Sivas'lar, Başbağlar'lar sıkıştırırlardı. Sonra çatışmayı Türk-Kürt eksenine çevirmek istediler. Tam 30 sene. Yemedi. Hiçbir terör eylemi, hiçbir provokasyon şiddeti toplumsallaştıramadı. Çatışma sokaklara inmedi. Ve en sonunda akil millet sahaya çıkarak, tüm oyunları bozdu. Silahlar sustu, PKK sınır dışına çekildi.
***
Bu kez toplumsal desteği, hedefi, ideolojisi olmayan kör bir şiddet, PKK'nın yerine ikame edilmek isteniyor. Yıllara yayılacak yeni bir yarık açmak istiyorlar. Toplumsal dengemize mezhebi bir çatlaktan barut dökmek istiyorlar! (13 Mayıs 2013)
YAZI 2)
Gezi olaylarının daha ilk günlerinde olayın bir "Alevi kalkışması"na evrilmesi için çalışma yapan "derin yapıların", "uyuyan hücrelerin" nasıl da "diri" olduğunu görmüştük. Türkiye'nin 70 ilinde, aynı saatte, aynı dakikada, aynı meydanda toplanacak kitleleri nasıl da mobilize etme organizasyonları olduğunu unuttuk mu? Reyhanlı saldırısının ardından öfkeli kitlelerin, Türkiye'ye sığınmış mazlum, yaralı Suriyelilerin üzerine yönlendirilmek istendiğine de tanık olmuştuk. Allah'tan bu toprakların sağduyusu, o büyük oyunu boşa çıkarmış ve buradan yeni bir "Sivas", "Maraş" veya "Gazi" çıkarmak isteyenlerin emellerini, kursaklarında bırakmıştı.
***
İkame terör örgütü olarak yedekte bekletilen sözde Alevi bağlantılı marjinal örgütlere karşı güvenlik birimlerinin ve milletin çok uyanık olması gerekiyor. Alevileri provoke etmek için pusuda bekleyenlerin kozlarını ellerinden almak devlete düşüyor. Alevi vatandaşlarımızın kendilerini eşit hissetme adına ifade ettiği taleplerinin giderileceği yeni demokratik açılımlar, hayati derecede elzem!
***
Evlerinin üzerine "çarpı" işareti konan Alevi vatandaşlarımızın, aynı "çarpıları" koyan eller tarafından Gezi olaylarında mahallelerini terk etmeye zorlanıp, yollarda polisle çatıştırılmak istendiği de sır değil. Yaşananlardan şu anlaşılıyor; bazı Batılı ülkeler, bölgemizdeki dostlarının da yardımıyla fitneci mezhepçiliği, Türkiye'ye de kanalize etmek istiyor! (9 Eylül 2013)
YAZI 3)
Geçen yılın başında Türkiye, yüz yıllık sorunları ile yüzleşerek demokratik çerçevede bir çözüm sürecine girdi. İngiltere'nin, İspanya'nın, Fransa ve Almanya'nın yaptığı iç barışı, gecikmeyle de olsa Türkiye de başarmaya çalışıyor... Gezi olaylarının başlaması ile birlikte kandan ve şiddetten yorulmuş bu toprakları, Alevi-Sünni çatışmasıyla 'kızıl'a boyama derdine düştüleru2026 Aleviler, sürekli şiddetle bir arada zikrediliyor medyada. Alevi gençler, Dersim'de, Gazi'de, Gülsuyu'nda sürekli uyuşturucu, alkol ve fuhuşla mücadele adıyla sokaklara, "sokak hukukunu" uygulamaya davet ediliyor. Mesela dün Hürriyet gazetesinde cenaze törenindeki gençlerin silahlı görüntüleri "Sol gettonun çeteyle savaşı" diye veriliyordu.
Yine şiddetin meşrulaştırıldığını, Kürt gençlerin yerine Alevi gençlerin ikame edilmeye çalışıldığını anlamak bu kadar güç mü? Kürtlerin ateşe çağrılmasından kim ne fayda gördü de şimdi Aleviler üzerinden yapılıyor bu? Alevilerin ötekileştirilmesinden, daha büyük mazlumiyetlerin doğmasından ve en önemlisi Alevi Açılımı'nın yapılacağı bir dönemde Alevilerin toplum nezdinde imajının bozulmasından kimin karı olabilir? Tutuşturulmak istenen bu ateş de kesinlikle 'yerli' değil 'yabancı' patentlidir!(7 Ekim 2013)