Son Kale: Aile!
"Rabbim! Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; Çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla. Bana tarafından, hakkıyla yardım edici bir kuvvet ver." (İsra: 17/80)
Bir yere dürüstlükle ve güzellikle girmek herkesin işidir. Lakin orada güzellikle kalmak er kişinin işidir. Bütün mesele o yerden çıkışın güzelliklerle dolu olmasıdır. Arkada hoş bir seda bırakmaktır. Hoş seda bırakmak için yardım edenlerin olması dürüstlüğü ayakta tutmak, dürüstlükte direnmek, dürüst kalmak için bir vesiledir.
İnsan rüşt çağına, yani evlenme çağına geldiğinde, hayat yolculuğunda yanında bir arkadaş görmek ister. İyi bir yol arkadaşı yol arkadaşına ihtiyaç duyurur. Bu da yıpratıcı dünya imtihanını kolaylaştırır.
Kimin iyi amel işleyeceğini görmek için ölümü ve hayatı yaratana (Mülk, 67/2) karşı sorumluluğun farkında olunmalıdır. Her an gözetim altında olunduğu bilinci ile hareket edilmelidir.
Aksi takdirde yanında iyi bir yol arkadaşı da olsa, yaptığı işler hayırlarla da dolu olsa mutmain olunmayacaktır. Mutluluğun dünyalık kazançlarla ölçülmesi kişiyi bunalımlara atacaktır.
Halbuki mutlak kazanç; Allah'a inanıp, bu inancına hayatını şahit kılarak ölen için hazırlanmış cennettedir. Sorumluluğun farkında olup üstün olma gayreti içine girenler, yakınındaki dostlarına ihtiyacı vardır. Zira alemlerin yegane sahibi üstün olanların, Allah'a karşı sorumluluk bilinci olanların olacağını belirtmiştir. (Hucurat, 49/13)
Sorumluluk bilincinin oluşması; ancak Allah'a güvenerek teslim olmaya, gömleğin ilk düğmesi hükmünde olan beşer Nebi-Resullere uyulmasına ve zerre iyilik ve kötülüklerin cezasının görüleceği gerçeğinin devamlı diri tutulmasına bağlıdır.
Bu durum insana güvenli bir alan oluşturur. Güvenli alanda olan kişiler yola çıkmaya hazırdırlar. Rüştünü ispat etmek durumundadırlar.
Rüşt çağına girmek; şahsiyet oluşumunu, güvenilir ve ehliyetli bir mümin olmayı, parasının hesabını iyi yapmayı gerekli kılar.
Güvenli alanda kalmayı başaranlar artık evlenerek güvenli mekana geçiş yapmayı hak etmişlerdir. Güvenli mekanda eş, çocuklar, anne-babalar, akrabalar, komşular, arkadaşlar vardır. Bunları koruyan zırh da adil toplumun olmazsa olmaz şartları olan akıl, can, mal, inanç ve nesil güvenliğidir.
Evlilik, yarım tarafın tamamlanmasıdır. Zira Allah Resulü "Her kim evlenirse, dininin yarısını sağlam kılmış olur. Diğer yarısı için de Allah'tan korkmalıdır." (Muheccet'ul-Beyza, 3/54) demiştir.
Evlilik iki tarafın hak ve hukukunu bilip, sınır ihlali yapılmadan iki sağlıklı bireyin bir sözleşme ile birbirlerinden faydalanma hakkını elde etmesidir.
Bir kabine kurulmaktadır. Bu kabinenin dış işleri bakanı beyler, iç işleri bakanı da hanımlardır. İşler istişare ile yapılmalıdır. Anlaşmazlıklarda da Allah ve Resul'ünün ne dediği iyi bilinmelidir.
İktidar yarışına girilmemelidir. İktidar hırsı; güzellikleri görmede kör, dinlemede kulakları sağır, söylemede dilleri lal etmektedir. "Son söz Allah'ındır" diyenler hem bu dünyada hem de ahirette mükafatlandırılacaklardır.
Sevebilmek, inanabilmek ve güvenebilmek insanı diğer mahluklardan ayıran özelliklerdir. İç huzurunu yakalamış bir bireyin, her konuda kendisine destek verecek birine ihtiyacı vardır.
Sevebileceği, güvenebileceği, anabileceği, dayanabileceği, kendisine örtü olacağı biri, kişiye bu dünyayı cennet kılar. Ölüm sonrası cennet bu dünyanın uzantısı değil midir?
Bundan dolayı Rabbim sorumluluğunun farkında olup, inancını hayatlarına şahit kılanlara önder olmanın dilemesini isterken bunun nasıl olacağını da söylemiştir.
"Ey Rabbim! Bize göz bebeği eşler ve göz bebeği evlatlar ver. Bizi kendini koruyanların başında (önder, rehber) eyle."( Furkan 25/74)
Bir insanın hayatta en büyük zenginliği öncelikle sorumluluğunun farkında olarak bu doğrultuda yaşamaktır. Akabinde göz aydınlığı eşi ve evlatları olması sağlam bir kale sahibi olmak için şarttır.
Birbirine emanet olduklarını bilenler birbirlerine güven vermek zorundadırlar.
Karşılıklı sevgi ve saygı içinde olanlar, hal ve hareketlerinde iyi niyet ve davranış olmalıdır.
Bunun için de iletişim güzel yapılmalıdır. Sağlıklı iletişim, anlamlı hayat sunar. Bu da sakin ve mutmain ruh halinin gelişmesine yol açar. Bunun için de özgür ortam şarttır.
Hasılı kelam: Son kale ailedir. Allah Resulünün sözünü dinlemeyip okçular tepesini terk edenler yenilgiye sebep olmuşlardır. Son kale terk edilirse insanlık bitecektiru2026
Vesselam.