Dolar (USD)
34.86
Euro (EUR)
36.66
Gram Altın
3046.15
BIST 100
10058.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Aralık 2024

Son Gelişmeler Fırsat mı Risk mi?

Suriye’nin yakın tarihinde 8 Aralık 2024 önemli bir gün olarak kayıtlara geçti. Suriye topraklarında yeni bir sayfa açıldı. Zira 54 yıllık Baas Rejimi ve Esad ailesinin Suriye toprakları üzerindeki zulüm ve vahşeti sona erdi. Muhaliflerin yaklaşık 10 gün mücadesinin sonunda Halep, Hama, Humus, Dera ve nihayet Şam’a da girmesi ve Beşar Esad’ın Rusya’ya kaçması ile bir dönem sona erdi.

Beşar Esad Suriye’den kaçtı ama arkasında büyük bir enkaz bıraktı. Birçok kişi şu soruları sormaya başladı: ‘’Nasıl oldu da bir anda Suriye Milli Ordusu, yıldırım hareketiyle ülkeye hâkim oldu?’’ ‘’Nasıl bu kadar kolay olabildi?’’ Bu ve buna benzer soruları soranlar bir kısmı gerçekten meseleyi anlamak için soruyorlar. Ancak bir kısmı meseleyi hemen ABD ve İsrail’e bağlayarak muhaliflerin onurlu direnişine gölge düşürmek için soruyorlar.

Hâlbuki Amerika’da ise, Suriye’deki son gelişmelerin perde arkasında Türkiye’nin olduğunu söylediler. Gelişmeleri anlamadan veya analamaya çalışmadan hemen Amerika’ya veya İsrail’e bağlamak bize göre, kolaya kaçmaktır. Dolayısıyla her siyasi gelişmenin yerel, bölgesel ve küresel dinamikleri olduğunu geçen haftaki yazımızda belitmiştik.

“Dünya üzerindeki devletlerin tamamı sahip oldukları imkân ve coğrafi özellikler bakımından fırsat ve risklere sahiptirler. Türkiye, şiddetin hiç durmadığı ‘’Ortadoğu’’ ile gerginliğe müsait Balkan ve Kafkasya bölgesinin üçgeninde bulunmaktadır. Türkiye, bu bölgelerden kaynaklanan tehdit ve risklerden en çok etkilenen bir ülkedir. Dolayısıyla Suriye’deki son gelişmeleri, belli bir bütün içinde ele almak gerekir.”

Esad’ın devrilmesi bölgenin jeopolitiğinde büyük bir değişime yol açacaktır. Zira İran, Hizbullah'a silah tedarikini sadece Suriye üzerinden sağlıyordu. Geçen hafta Ülke Tv’de dile getirdiğim bir hususu burada tekrar etmek istiyorum: Suriye yolunun kesilmesi, Hizbullah için stratejik bir zorluk yaratacaktır. Bu da İsrail’in işgalci politikalarını gözönünde bulundurduğumuzda büyük bir risk yaratabilir.

Esad’ın devrilmesi hem Suriye halkı için hem de Türkiye için fırsatlar da yaratabilir. Çünkü Mevcut dinamikler Türkiye ve Suriye halkından yanadır. Zira Türkiye, hem mülteci sorununu çözmeyi hem de PKK’yla daha etkin mücadele edebilir. Suriye yeni yönetimi de bu süreci iyi yönetebilirse kendi potansiyeline erişebilir.

Ancak Türkiye ve yeni Suriye yönetimi, diğer Arap ülkeleriyle iyi bir istişare ve diyalog ile bu süreci yönetmelidir. Zira diğer Arap ülkeleri Suriye’deki yeni süreci bir tehdit olarak algılayabilirler. Türkiye böyle bir algının oluşmasına asla fırsat vermemelidir. Suriye, yeni yönetimi geleceğini mutlaka barış söylemi üzerine inşaa ederek kendi potansiyeline erişebilir.

Mevcut durumda Suriye’de fırsatlar ve riskler eşit görünüyor. Her şey bitmiş değildir. Dolayısıyla Türkiye, köklü bir devlet geleneğinin vermiş olduğu tecrübe ile Suriye’nin yeni yönetimine katkı sağlayabilirse, riskleri bertaraf ederek fırsata çevirebilir.