Soma'daki kaza yüzde 45 yüzünden mi oldu?
CEMAAT ile hükümet arasındaki kavga; o hale geldi ki, Soma faciası bile hükümetin, cemaate reva gördüğü zulümler yüzünden meydana gelmiş.. Aynı zulüm devam ederse başka musibetler de gelebilir miş... Burada hemen şunu belirteyim, hükümetin bir çok konuda yanlış tutumları, yanlış kararları vardır ve olur da... Hiçbir hükümet mükemmel değil... Hiçbir insanın mükemmel olmadığı gibi... Başbakan da mükemmel değil... Her ne kadar, içinde yaşayanların çoğunluğu müslüman olsa da, Türkiye bir İslam Devleti olmadığına göre, Başbakan'dan HALİFE misali tutum ve davranışlar beklemek de doğru değildir....
Size Zaman'dan Ali Ünal kardeşin, son yazısından bir mütalaayı aktarıyorum...
***
"Bugün Türkiye'de bir başbakan ve hükümeti var ki, tatminsiz bir hırsla belki tarihin en büyük, en kapsamlı yolsuzluk ve rüşvet bataklığına düşme suçlamasına muhatap; ve bunu örtmek için, dünyanın her tarafında hiçbir ferdi yolsuzluk, hırsızlık, zina, fuhuş gibi fiillerle anılmamış yüz binlerce mensubu bulunan masum bir Cemaat ve onun masum ve mazlum bir rehberine her gün tarihte eşine rastlanmadık yalan ve iftiralarla hücum ediyorlar; bununla kalınmıyor, görevlerini hakkıyla yapmaktan başka suçu olmayan binlerce Emniyet ve Yargı mensubu, memur ve bürokrat, zulüm üstüne zulme maruz; hukuk, "Sen yap, kanununu ben çıkarırım!" tavrına emanet. Vatandaşı tokatlayan, azarlayan Başbakan'ın, yerdeki vatandaşı tekmeleyen müşavirinin yüzlerinden okunduğu üzere, tarifi imkansız bir kin ve düşmanlık, kalb katılığı ve kibir, vicdanları esir almış. Bütün bunları asla hata kabul etmezlik enaniyeti içinde savunan parti sözcüleri, mensupları ve bütün bunlar karşısında lal kesilmiş, hatta destekçi hocalar, kanaat önderleri, Diyanet görevlileri. Ve Kur'an, helak edilen kavimlerin aldatma, ahlaksızlık, ölçüde-tartıda hile yapma, zulüm, zalimlere körü körüne itaat, bol geçimlikle şımarma, fısk, ikazlara kulak asmama gibi sebeplerle helak edildiğine vurgu yaparken, nefsi ruha, cebi, cüzdanı vicdana, mideyi kalbe, parayı ahlaka tercihten başka manaya gelmeyen "Çalıyor ama çalışıyor"la böyle bir iktidarı tercih edenler. Allah buyuruyor: "Zulmedenlere destek olmayın; yoksa size ateş dokunur." Evet, Hocaefendi'nin duasıyla, "Allah, ülkemizi başka ve daha büyük felaketlerden korusun."
***
Çoğunluk felaket getirdi!
Yani bu musu00eebet, Hükümeti ve Başbakan'ı destekleyen yüzde 45 yüzünden gelmiş başımıza. Öyle ya... Başbakan despot, Başbakan diktatör, Başbakan; "tek gayesi dine hizmet" olan bir cemaatin kalbini söküyor (dersane kapanması), seçim zamanı da çoğunluk; bu başbakana destek veriyorsa, tabii ki bu millet bu tür belalara düçar olur, demek istiyor Ali Ünal....
Kur'an-ı Kerim'i referans vererek helak edilen kavimlerden bahsediyor Ali Ünal... Ama bir şeyi unutuyor. Helak edilen kavimler, Allah'a ve peygamberlerine inanmayan kavimlerdi. Şimdi, başbakanın ve hükümetin yaptıkları yüzünden başımıza böyle bir bela gelmesi, bizim Allah'a ve peygamberimize şirk koştuğumuza mı işarettir... Hafazanallah... Bu nasıl bir mantıktır... Kimse kimsenin günahını yüklenmez.... Bir başka değişle "Hiçbir günahkar başka bir günahkarın yükünü yüklenmez." (Fatır/18) Hal böyleyken ve Rabbimiz böyle buyurmuşken, Ali Ünal'ın, "Başbakan'a destek verenlerin çokluğu yüzünden başımıza bu bela geldi" mealindeki yazısından nasıl bir ders çıkarmamız gerekiyor...
Erdoğan'ı kimler istemiyor!
Sibel Edmonds isimli eski bir FBI çalışanı bakın ne diyor bir makalesinde, "Gülen'in ABD'deki en büyük destekçisi de ordaki Yahudi lobisidir. İsterseniz Google'a gidip, en büyük yahudi lobisi olan AIPAC'i, ya da ATC'yi 'gulen aipac' yazarak sorgulayın" diyor...
CIA'nın planı, Türkiye'yi bir model ülke olarak kullanmak ve diğer ülkeleri de aynı şekilde hizaya getirmekti. Ancak, Yahudilere "One Munite" diyen ve Yahudiye'ye özür dileten ve hatta tazminat ödeme durumuna getiren bir Erdoğan'ı istemiyorlar artık...
Cemaattaki bazı kişiler, kendilerini haklı göstermek için "PKK istedi Erdoğan dersaneleri kapatıyor" yalanını ortaya atarken, Yahudi lobisinin Erdoğan düşmanlığını resmen kamufle ediyorlar... Bir de Erdoğan, Çin'le silah anlaşması yapmaya kalktı... Olacak iş değildi bu...
Sibel Edmonds, Erdoğan'ı bitirme planının bir safhasını da şöyle açıklıyor:
Bırak git... İngiltere'ye yerleşmene göz yumacağız... Hayır mı diyorsun.. İşte seçenekler...
"a) Kaddafi gibi, Saddam gibi yokedilirsin, seni Taksim meydanında, Gezi Parkı'nda öldürürüz. b) Mübarek gibi korkak bir şekilde teslim olabilirsin. Seni İngiltere'de bir hapishaneye atarız, yaşamının kalanını orda sürdürürsün."
27 Şubat'ta yazılan bu yazının bir bölümünde de şöyle deniliyor...
"Ve birkaç ay içinde kavga daha da büyüyecek."
Amaa...
"ABD'nin (ve yahudilerin-SK) planları Libya ve Mısır'da olduğu kadar kolay işlemeyecektir Türkiye'de."