Soma son olsun!

Türkiye 301 evladını Soma'daki maden ocağında şehit verdi.

Şehitlerin anne-babaları, eşleri, çocukları gözyaşı dökerken, Türkiye'nin dört bir yanında insanlar dualarına şehitlerin ve yakınların ismini eklerken, birileri toz dumandan siyasi rant çıkarma derdine düştü.

En ilkel kabilelerde bile böylesi toplumsal facialar, birlik içinde hareket etmeye, matemin toplumsal olarak yaşanmasına, hayatını kaybedenler için dualar okunmasına vesile olurken, son iki yıldır her toplumsal olayı birileri ortalığı yakıp yıkmak, başkasına iftira atmak için kullanıyor maalesef.

***

Acılar taze, hüzünler dorukta iken en azından bir lahza olsun susmayı, içine dönmeyi, matem yaşamayı düşünmüyor bazıları.

Elimizin kaleme gitmediği, gönlümüzdeki hüznün dile gelemediği büyük bir facia yaşadığımız için yer altındaki yakınlarını bekleyenlerden haya edip susmayı tercih ettik.

***

Olayın olduğu günden bu yana, bölgeden gelen haberleri, acıları, doğru bilgileri tasnif ederek gazetede yer vermeye çalışıyoruz.

Facia üzerine sıcağı sıcağına yazmak yerine bazı medya gruplarının ısrarlı dezenformasyonlarını ve provokatörlerin çarpıtmalarını tasnif etmeye çabaladık.

***

Allah (CC) insanın fıtratına 'unutma' duygusunu vermiştir.

Bu "nisyan" hali olmasa idi insanoğlu sürekli "isyan" halinde olurdu.

Böyle olmasaydı eğer insan, en yakınındaki insanın ölümünü bile birkaç günde kabullenip hayata kaldığı yerden devam edemezdi.

Hiç ama hiç kimse Soma'da evladını, eşini, babasını kaybedenler kadar derin bir elem ve keder içinde olamaz. Sokaklara çıkıp araba yakan, vücudunun orasına burasına siyah boya süren, dua etmek yerine mum yakarak "Somayı anıyorum" diyenlerin samimiyeti maalesef inandırıcı gelmiyor.

***

Birkaç gün sonra Soma da unutulacak. İşin doğasında bu var; Unutmak!

Öncelikle Soma'da şehit olanların yakınlarına devlet elinden gelen her türlü maddi ve manevi desteği sürdürmelidir.

Medyanın çekip gitmesiyle o insanlar acılarıyla baş başa bırakılmamalıdır.

Yetimlere sahip çıkılmalı, madden ve manen onların gelecek kaygısından uzak durması, yetimlere devletin şefkatli kollarının üzerlerinde olduğu hissettirilmelidir.

Ve halen devam eden teknik ve hukuki soruşturmalar neticesinde olayın ihmal mi, sabotaj mı veya başka bir sebepten mi kaynaklandığı açık şekilde ortaya çıkarılarak sorumluları en ağır cezalara çarptırılmalıdır.

***

En önemlisi de başta devlet olmak üzere, medyadan yargıya, sendikalardan sokaktaki vatandaşa kadar herkes yeni Soma'ların yaşanmaması için artık bu "Maden faciası" olayını tarihe gömecek şekilde el birliğiyle çalışmalıdır. Soma son olsun. Bu defteri Allah rızası için kapatalım artık. Madenciliğin dünyanın en riskli işi olduğunu elbette biliyoruz. Ancak bu riski minimize edecek ne gerekiyorsa yapılsın. Ocaklara ateş düşmesin diye gerekiyorsa maden ocakları kapatılsın. Denetim ve güvenlik standartları dünyanın en iyisi haline getirilsin. Türkiye bunu başarabilecek güçte bir ülkedir.

Bu defa, kimse sorumluluğu başkasının üstüne atıp vicdan konforunu sürdürmenin rehavetine kapılmasın.