Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Ağustos 2023

Sokak köpekleri meselesi! Ne meseleymiş be!

Bazı meseleler niçin bir türlü çözüme kavuşturulamıyor?

Bakın ne “kolay” bir iş:

Kanun’u sahipsiz köpekleri hayatlarının sonuna kadar uygun mekânlarda ağırlamaya müsait hale getiriniz…

Sahipsiz köpekleri alınız…

Güzel güzel bakımlarını yapınız, oralarda sosyalleştiriniz!..

Bu güzel ülkenin güzel insanlarını da, sokak köpekleri tarafından paramparça edilmekten kurtarınız!..

Pitbull vesaire gibi köpekleri, üstelik gerekli tedbirleri almadan dolaştıranları ise, ağır cezalarla perişan ediniz!..

Bu kadarı bile yapılamıyor, ne yazık ki!

Bilirsiniz…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1.5 yıl önce, Kızılcahamam’daki Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda “Sokak Köpekleri” meselesine işaret etmişti.

Hatırlayalım:

“Maalesef medyada sık sık başıboş köpeklerin yol açtığı facialarla ilgili haberlere rastlıyoruz. Sahipsiz hayvanların yerinin sokaklar değil, barınaklar olduğunu unutmamalıyız. Buradan belediye başkanlarına sesleniyorum, sahipsiz hayvanlar için ön alın.”

O konuşmasında, çoluk-çoçuk, yaşlı-genç, kadın-erkek sokaklarda parçalanan insanlarımızın başlarına gelenlere dikkat çekmişti Sayın Erdoğan…

Hayvanların uygun barınaklara alınması ve sokakların köpeklerden arındırılması talimatını vermişti.

Bu Memleket’in Cumhurbaşkanı bir konuda talimat verirse, o işin gereği hızla yerine getirilir, değil mi?

Böyle düşünenler, sokakların kısa süre içinde bu bakımdan güvenli hale gelmesini beklediler tabii olarak.

Beklediler de…

Sayın Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği “facialarla ilgili haberlere” rastlamaya devam ettiler.

Memleketin dört bir yanından “acı haberler” geldi, bu birbuçuk yıl boyunca…

Bizler de…

Sosyal medya hesabımızdan, televizyon ekranlarından, köşelerimizden haykırdık:

“Yeter artık, kanun ne insanı koruyor, ne de hayvanı!.. Yeter artık, insan hayatı bu kadar mı ucuz!”

Biz feryâd ettik…

Milyarlarca dolarlık küresel “hayvan maması (!), hayvan vesairesi” sektörünün uzantıları ile meselenin aslını feslini bilmeden ortalığa atlayanlar, bizi, yani “azınlıktaki” gazetecileri hedef aldılar..

Arada, iki tarihi seçim geçirdik, iki turlu seçim, hadi bir de “vekillik” seçimleri, üç.

Belediye başkanlarının çoğu, memleketin önünde “hayati” denilen seçimler olmasına rağmen köpek meselesine el atmadılar.

Ya da atamadılar!..

Zira, 5199 Sayılı Kanun, belediyelerin sokak köpeklerini toplayıp ömürlerinin sonuna kadar hayvan haklarına uygun biçimde bakmalarını büyük ölçüde engelliyordu!

Bunu bilen “lobi”ler de…

Belediye başkanlarına, “Öyle kafanıza göre hareket etmeyin, sokaklar köpeklerin!” diyerek diş gösteriyorlardı!

Evet;

2004 yılında çıkartılan Kanun, “rehabilitasyon” süreci tamamlanan köpeklerin alındıkları ortama yani sokaklara bırakılmalarını emrediyor!..

Belediyeler, her gördükleri köpeği kafalarına göre toplayıp bakım evlerine götüremiyorlar, üstelik.

Köpek bakımsızsa, hastaysa, besleyip-tedavi edip aynı yere, aynı sokağa bırakacaklar!

Ya da…

Kısırlaştırılma işlemini tamamladıktan sonra, aynı yere, aynı sokağa, akrabalarının, hemşehrilerinin yanına bırakacaklar!

Köpek saldırgansa, etrafa tehlike saçıyorsa, “bakımevi”ne götürülecek, rehabilitasyonu, psikolojik tedavisi sağlanacak ve yine alındığı sokağa bırakılacak!..

Zira, sokaklar aynı zamanda köpeklerin!

Sokak köpekleri de insanlarla eşit haklara sahipler Kanun’a göre…

Siz, çocukları sokaklardan toplayabilir misiniz?

Hayır!..

Öyleyse köpekleri de kafanıza göre toplayamazsınız!

Toplarsanız, başınıza üşüşenler çok olur!

Mevzu sıkıntılı yani!

Öyleyse…

Güzelim çocuklar ve güzelim köpekler, aynı ortamda yaşamalılar!

E, okullar da açılıyor…

Güzel güzel oynarlar artık!..

İşin ironiye gelir tarafı yok ama, burası Türkiye…

Çözümü en basit lakin maliyeti çok korkunç meseleler bile çözüme kavuşturulamıyor bir türlü!

Allah aşkına, “yedi düvele meydan okuyan” Türkiye, bu işe bir çare bulamıyor mu?

Neyse, önümüzdeki maçlara bakalım.

Macaristan dönüşü soruları cevaplandıran Sayın Cumhurbaşkanı’nın “sokak köpekleri” meselesi hakkındaki sözlerini biliyorsunuz.

Birkaç gün evvelki açıklamasını hatırlatalım:

"Gelişmiş ülkelerde, Avrupa’da bu sorun nasıl çözüme kavuşturulduysa bizde aynı uygulamaları hayata geçireceğiz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na gerekli talimatlar verilmişti. Sokaklarımızı çocuklarımız, insanımız için güvenli hale getirmek görevimiz. İlgili bakanlıklarımız çalışmalarını yapıyor. Başıboş köpeklerle ilgili hangi kurumun yetkili ve görevli olduğu kanunlarımızda belli. Belediyeler, sokaklarda yaşayan hayvanları barınaklara almalı. Bu konunun takipçisiyim. Çocuklarımız, insanlarımız için güvenli şehirler, sokaklar için ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız. Fakat ne yaparsanız yapın bu iş bir defa vatandaşın kendi köpeğine sahip olmasını gerektiriyor. Eğer sahip olmazsa, o bir gün gelir kendi evindeki çocuğuna da aynı darbeyi vurur."

Evet, Avrupa nasıl halletmişse öyle halledeceğiz sokak köpekleri meselesini…

Niye böyle oluyor acaba?

Medeni Kanun İsviçre’den, Ceza Kanunu İtalya’dan…

Böyle dedik yıllar yılı…

Sonuçta “sokak köpekleri meselesinde” bile Avrupa Çözümü!

Peki, Avrupa’da nasıl bu işler?

Oralarda okumuş, işini kurmuş Yıldız Kalas Hanımefendi şöyle yazmış:

“Sokaklarda 1 tane sahipsiz kedi köpek göremezsiniz. Mümkün değil. Emin olun ki, Avrupa’da hayvana sevgi de, saygı da vardır. Özellikle köpeklerin bakımı masraflı olduğu için bakabilecekler alır, üzerine kaydını yaptırır. Canı istemediği zaman sokağa asla bırakamaz. Cezası ağırdır. Pitbull köpeklerinin ağzı açık dolaştırılması düşünülemez bile, çok ağır cezası vardır.

Türkiye’deki mesele çok başka. Sokak hayvanlarının sırtından geçinen lobi (mama lobisi), insanların parçalanmış etleri üzerinden para kazanıyor!”

Yani?

Lobi, baskı yapıyor!..

Çözümün önünü tıkıyor!

x

Ne mesele değil mi?

Sayın Cumhurbaşkanı 1.5 yıl evvel, karşısındaki belediye başkanlarına talimat verdi, olmadı.

Şimdi, Avrupa Çözümü.

Hadi bakalım…

Neyse bakalım…

Sokaklar güvenli hale gelsin de, nasıl gelirse gelsin!