Dolar (USD)
34.75
Euro (EUR)
36.50
Gram Altın
2951.13
BIST 100
9876.51
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Aralık 2018

Sokağa kışkırtanlara dikkat

FETÖ mümkünse 31 Mart seçimlerinden önce ya da hemen sonra “sokak hareketlerinden” umutlu. Öyle görünüyor ki üst aklın şimdiye kadar bir türlü tedavüle sokamadığı “Türkiye’de kaos” planı bu kez de yaklaşmakta olan seçimler arifesinde denenmek isteniyor.

Bunun net emarelerini bir süredir hep birlikte yakından izliyoruz.

Üst aklın ve ekibinin dünya ülkelerinde sokak olaylarını yönetmek için kullandığı yönteme baktığımızda bir “ilk kıvılcım” a ihtiyaç duyduklarını görüyoruz.

Bazı ülkelerde “diktatöre karşı direniş”, bazılarında ise -Fransa’da- zamları protesto şeklinde ilk bakışta geniş kitleleri bir araya getirmesi gereken olaylar zinciri sonrasında barışçıl gösterilere sert müdahale edilmesi ya da yargı ya da STK eliyle zaten sokakta olan kalabalığı istedikleri gibi yönlendirebilecekleri bir ortam gerekiyor.

Sonrasındaysa bazılarının pek de hoşuna gitmeyecek aşamaya geçiliyor.

Sokakta eylem yapanların arasına yerleştirilen ajan/provokatörler vasıtasıyla eylemler şiddete, eylemciler ise geri dönemeyecekleri bir yola itiliyor.

Sokaklar terörize edildikten sonra devreye siyaset, yargı, medya giriyor.

Eylemlerin ne kadar süreceğine ya da nereye kadar şiddetleneceğine ÜST AKIL karar veriyor.

Öyle ya!

Gezi’de sokağa çıkanlar kendileri adına görüşmeye gidenlerin hangi talepleri öne süreceklerini, eylemin ne zaman biteceğine nasıl karar verebileceklerini nereden bilebilirdi ki?

Mesela valiyle, dönemin bakanları, Cumhurbaşkanıyla görüşen eylemci sözcüleri sokaktakilerin kaçta kaçını temsil ediyordu?

Ya da tersten bakarsak sokaktaki insanlar kendilerini temsil ettiğini iddia ettikleri ve muhtemelen hayatlarında ilk kez yüzlerini gördükleri gruba ne kadar güvenebilirdi.

Neyse, konuyu dağıtmayayım.

Fransa’da sokakları yakıp yıkan sarı yelekliler bir el tarafından yönlendiriliyor. Tıpkı Gezi provokasyonunda olduğu gibi…

Ve ne hikmetse Gezi’dekiler gibi Fransa’dakiler de ABD’ye aykırı giden liderlere baş kaldırıyor.

İlginç.

Şimdi gelelim asıl odaklanmamız gereken noktaya.

“Asgari ücrette istediğimiz gerçekleşmezse Fransa’daki gibi sokağa çıkarız.”

“Doğalgaz zamlarını protesto etmek için sokağa çıkın.”

“Sokağa çıkmayan işçi ben işçiyim demesin”

Bir konuda muhalif olmayı karşıt görüşü vs. anlarım da bu sokak ısrarı niye?

Israrla yukarıdaki isimlerin karanlık odaklarla bağlantılı olmadığına inanmak istediğimi belirteyim. Ama neden bu sokak çağrıları birkaç gün arayla geliyor?

Bakın “ilk kıvılcım” ın yukarıdaki çağrılar olamayacağını düşünüyorum. Ama eş zamanlı sokak çağrıları kafa karıştırmıyor değil.

Acaba ilk kıvılcım için bir ön hazırlık mı bu?

Ve sokak olayları daha önce denenip başarısız olmasına rağmen neden halen bir seçenek olarak görülmekte?

FETÖ üyelerinin mahkemelerde kendilerinden emin tavırlarının arkasındaki neden; çıkması beklenen olaylar sonrası bir kumpas peşinde olmaları mı?

Hepsini, bütün seçenekleri düşünmek zorundayız.

15 Temmuz’u yaşadık.

Ama öncesinde patlayan bombalar, esrarengiz saldırılar, suikastler henüz net olarak aydınlanmadı.

Tabi bu karamsar tablonun bir de umutlu yanı var.

Şimdiye kadarki tüm saldırıları şükür ki atlattık.

Gezi, MİT tırları ihaneti, 17/25 Aralık yargı darbesi girişimi, 15 Temmuz ve daha niceleri.

Böylesine zor zamanlardan geçtiğimiz ülkemizde bu saydıklarımızdan biri dahi başarılı olsa şimdi ne halde olacağımızı biraz düşünün yeter.

Karanlık üst akıl ve ekibinin dünyada birçok ülkede hatta bizde de daha önce defalarca denediği “ilk kıvılcım” ülkemizde hamdolsun ki gerçekleştirilemedi.

Ama dikkatli olmakta fayda var. Herkes yanındakini uyarmalı. Saflar sıklaştırılmalı. Parti değil ülke meselesidir bu.

Bilinçli hareket edilmeli.

Aksi takdirde geleceğimiz için çok geç olabilir.