Soğuktan Yanmayalım!
Karanlık bir çağda, ruhu ziftle kaplanmış insan denilen varlıkların tahakkümüyle geçiyor ömrümüz. Tahakkümü kırabilecek şartlara malik olamadık ama mücadele etmekten de vaz geçmeyeceğiz.
İdlib’de yaşanan vahşet, insan kalabilenlerin vicdanına kor düşürürken, reelpolitik dengeleciler, menfaat heveskarları, inançsızlığını putlaştıran körler ve ne olursa olsun “karşı tarafın karşısında olmayı düstur edinenler” için hiçbir anlam ifade etmiyor.
Bombalar altınca parçalanarak can veren çocukların görüntüsü bile vicdan yoksunu bazı kişilerin “İdlib’den gelenler teröristtir” diye açıklama yapmasına engel olmadı, olamadı.
Aslında çoğu zaman zaten malum olanı yazmak zoruma gidiyor.
Suriye’de yaşanan vahşet, Astana’da başlayan ve süreç içinde devam eden Rusya-İran’la yapılan anlaşmaların hükmünün kalmadığını fiilen gösteriyor bize. Rusya, uzun bir zamandır uyguladığı “belirli bir bölgeyi sürekli havadan bombalayarak içindekilerle birlikte yok etme yöntemiyle, boşaltma ve ele geçirme- yöntemiyle, pervasız bir şekilde katliamın ana sorumlusu. Sonrasında ise Esed’in yanında sadece mezhebi bir saikle duran İran geliyor.
İdlib’de şu an milyonlarca insan sıkışmış vaziyette yaşıyor. Diğer bölgelerdeki katliamlardan kaçıp en son nokta olarak İdlib’e sığınan insanlar.
Çatışmasızlık kararı alındığından bu yana binlerce insan bombalarla öldürüldü, on binlercesi kaçmak zorunda kaldı.
Barış Pınarları Harekatı ile kazandığımız mevzi ve Suriye halkının yerleştirileceği düşünülen güvenli bölge meselesi bu saldırılarla iyice sıkıntılı bir duruma dönmekte.
Bombalamalardan ölmeyip kaçabilenler soğuktan, açlıktan ve hastalıktan kırılacak noktaya geldi. Sınırımıza yakın yerlerde kurulan acil sığınma çadırları yetersiz, ısınma problem, yiyecek kıt ve çocuklar çamur ve yağmur altında hastalıktan kırılıyor…
Handikap, gözümüzle görüyor, kulaklarımızla duyuyor, okuyor, izliyoruz insanların öldürülmelerini ama buna engel olamıyoruz.
Engel olacak iradeyi bulsak gücümüz yetmiyor. Gücümüz var dediğimizde o irade serdedilmiyor.
İdlib’e, soğuktan kırılan kardeşlerimize yardım etmeliyiz.
Bu kış kıyamette, kuru bir yerde, ıslanmadan üşümeden sığınabilecekleri yerler inşa etmek için yoğun çaba sarf eden STK’lara destek olmalıyız. İçişleri Bakanlığının yardım için koordinasyon toplantısı yaptığı sivil toplum kuruluşları var güçleriyle saldırıdan kaçan insanların barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.
Bize düşen kardeşlerimizin derdiyle dertlenip, elimizden geldiğince destek olmaktır.
Vebal herşeydir.
Nemrudun ateşine su taşıyan olmakla çer çöp taşıyan olmak arasındaki fark vebal farkıdır. Yoksa ne o çer çöp parçası ateşi artıracaktı, ne su damlası ateşi söndürecekti.
İHH : SURİYE 4072
AFAD: İDLİB 1866
Kızılay: HİLAL 2868
Diyanet Vakfi: YARDIM 5601
Beşir Derneği: ACIL 4032
Deniz feneri: BAGIS 5560
Hayrat Vakfı: ACIL 3674
Hudayi Vakfı : SURİYE 4832
Sadakataşı: İDLİB 6780
İHH: SURIYE yazıp 3072 SMS göndererek 5 TL bağışlayabilirsiniz.
Yollayacağınız birkaç mesaj belki de bir çocuğun soğuktan açlıktan ölmesini engelleyecektir?
Vebal herşeydir. Mazlumu üşüten soğuğun bizi yakacak ateş olmasından korkmamız gerek…