Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Nisan 2021

Soğuk savaşın ortasındayız

Biz günlerce “Biden, 1915 olaylarına ne ad koyacak?” diye beklerken Kuzey komşumuz Rusya enteresan bir karar aldı. Rus Lider Vladimir Putin geçtiğimiz hafta ABD’yi hedef alarak, “Yabancı ülkelerin ‘dostça olmayan’ eylemlerine karşı tedbirlerin alınması” kararını imzaladı.

İmzalanan kararla, Rusya’nın güvenliğini ve çıkarlarını korumak için bu kategoriye alınan ve alınacak olan devletlerin diplomatik temsilcilikler, konsolosluklar ve devlet kurumlarının Rusya'da bulunan gerçek kişiler ile çalışma sözleşmesi yapması sınırlandırılacak, gerek duyulduğunda ise yasaklanacak.

Putin, 21. Yüzyılın ilk yarısına girmeden yeni bir dünyanın kurulacağını biliyor. Güçlü bir Rusya’yı tehdit olarak gören devletlerin ülkesini rahat bırakmayacağını da biliyor Putin.

Putin KGB’nin başından gelen bir devlet adamıdır. Bu donanıma sahip olan bir lider, bilhassa ABD’nin 20. Yüzyılın sonunda Rusya Federasyonu’nu yıkmadığına çok pişman olduğunu da biliyordur. Çünkü Rusya jeopolitiği Avrupa gibi ABD için de büyük sorundur. Bilhassa komşu ülkelerle ilişkilerinde Rusya öngörülemez tavırlara sahiptir. Keza Rusya’nın sınırının nereye kadar gideceği sorusu ve sorunu Batı için olduğu gibi Çin için de problem teşkil etmektedir. Bugün Ukrayna ile yaşanan sorun, Kırım’ın ilhakı bu problemi daha da büyütüyor.

ABD/NATO da üye ülkeler vasıtasıyla Rusya’nın nefesini takip ediyor. Bu da Rusya’nın agresifleşmesini, ABD’nin kışkırtmasını arttırıyor.

İşte bu perspektifle bakıldığında yaşananlara ad koymanın zamanıdır:

Soğuk Savaş

Evet, yaşanan tam bir soğuk savaştır.

Soğuk savaş devletlere konvansiyonel olmayan yöntemlere başvurmalarının gerekli olduğunu dayatır. Bu yöntemler, agresif ve kararlı adımlarla hedef devlet ya da devletleri korkutup cesaretlerini kırmak olan caydırıcılık,

Savunmacı ve/ya saldırgan biçimde görülen ve dost ülkelerle yapacağı ittifaklar, ticaret anlaşmaları, blok kurma, yaptırım uygulama ve kimi zaman da (mesela 2018’de Suriye’nin Deyr-i Zor bölgesinde 400’ü aşkın Rus askerini öldürmesi gibi) başvuracağı askeri güçle hedef ülke/leri zor durumda bırakmak olan çevreleme yöntemidir.

Amerika her iki yöntemi ayrı ayrı denemekle sonuç alamadı. Önce Gürcistan’ı ve son olarak da Ukrayna’nın Rusya tarafından üç ayrı bölgeye bölünmesi bu yöntemlerin tek başına uygulanmasının bir işe yaramayacağını gösterdi. Amerika şimdi çevreleme ve caydırma yöntemini birlikte kullanıyor. Putin bu durumun farkında ve zafiyet gösteren alanları tahkim etmeye çalışıyor.

Rusya’nın mevcut jeopolitiğine bakıldığında kuzeyde zayıf sınırlara sahip olması büyük dezavantajdır. Batıda işgalci devletlere komşu olan Rusya derinlikli batı sınırlarını ne kadar genişletirse tehditten o kadar uzak kalmış olur. Karpat-Pripet Bataklıkları Rusya için doğal bariyer görevi görürken savunma zaafı içinde kalan mesela kuzey sınırları konusunda Putin’in aklında ne gibi önlemler olduğunu bilmiyoruz.

Peki, ABD cephesinde durum ne?

Amerika tarihinin en kötü yılları ile karşı karşıyadır. Bu kötü gidişi durdurmak ya da bu süreçte yaşayacağı yıkımı daha az zararla kapatmak için 2028 seçimlerine kadar Amerika’dan bölgemize saldırlar artacak ve bu saldırılar 3. Dünya Savaşı gibi korkunç yıkımı beraberinde getirebilir. Bu sebeple 21. Yüzyıla girer girmez ABD 3. Dünya Savaşı hazırlıklarına hız verdi.

Doğrusu Amerika’nın başka çaresi de yoktu zira ABD’deki “yerli” güçler ile ABD’yi küresel güç olmaktan çıkarma kararını veren ‘ÇUŞ’lar arasında yaşanan kavganın 2028 seçimlerine kadar netleşmesi gerekiyor. Zira ABD’de yakında çıkacak büyük mali kriz ABD için bölünme tehdididir.

Amerika’nın her yüzyılda iki kez büyük ekonomik krizle karşı karşıya kaldığını bilen Avrupa ve doğu ülkeleri hazırlıklarını bu krize göre planlamaktadırlar. Bunun farkında olan ABD, Çin’in öncülüğünde Asya’nın en Doğusu ile Avrupa’nın en batısını birleştiren ONE BELT ONE ROAD/Bir Kuşak Bir Yol (OBOR) projesini bu bağlamda değerlendiriyor. Dolayısıyla ABD bölgemizi ve Doğu Asya’yı karıştırmak için elinden geleni yapacak. Artık ABD son viraja girdi ve daha da saldırganlaşacak.

Türkiye dikkatli, bölgemizin çok karışacağını bilen yetkililer savunma sanayimizi %20’lerden %70’lere çıkararak beka sorununun önüne geçtiler. Şimdi de hedef %90 yerli silahlara sahip olmaktır.

Önümüzdeki birkaç yıl içinde dünya haritasında büyük değişiklikler olacak, dikkatli olmak zorundayız.

Allah zalimlere fırsat vermesin…