Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Ocak 2021

SMA Konusuna Ara Formül

Önce oyuncu Fırat Tanış, müzisyen İlkay Akkaya'nın paylaşımını alıntılayarak, “Varlık Fonu'na aktarılan 75 milyon, SMA hastası çocuklar için kullanılsın” notunu yazıp takipçilerinden destek bekledi.

Ardından sanatçı Aylin Aslım, Yasemin Göksu ve HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu tag’a destek verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cem Yılmaz ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den sonra DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Muharrem İnce’den de gelen destekle konu bambaşka bir boyuta taşındı.

Bir anda ortaya çıkan ve siyasi çıkar konusu hâline getirilen olayın anında bıçak gibi kesilmesine neden olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasına değinmek istiyorum.

Bakan Koca, İlaç şirketlerinin baskısı ile çocuklarımızın kobay olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Ülkemizde SMA hastalığı görülmeyene, mevcut tüm hastalarımız tedavi edilene kadar mücadelemiz devam edecektir.” notuyla sosyal medya hesabından geniş bir açıklama paylaştı.

Açıklamada SMA konusunun gündeme geldiği ilk yıllarda derhal bir SMA Bilim Kurulu oluşturulduğuna vurgu yapan Bakan Koca, Kurul’un sadece son 2 ayda 5 kere bir araya geldiğini ve hastalığın tedavisiyle ilgili yeni tüm çalışmaları yakından takip ettiğini söyledi.

SMA Bilim Kurulu’nun çalışmaları doğrultusunda ispatlanmış tüm tedavi yöntemleri ile ilaçlar Bakanlık destek kapsamına alınmış.

Sadece 2020 yılında SMA hastalarına 2 milyar Türk Lirası harcama yapılmış.

Helâli hoş olsun.

Ben hakkımı helâl ediyorum.

Hepimizin çocuğu bu amansız hastalığa yakalanabilir.

Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlet.

Devletimiz, vatandaşını kimseye muhtaç etmemeli.

Etmiyor da...

İşte sorun tam da buradan çıkıyor.

İlaç firmaları hastalıkla mücadelede Gen Tedavisi’nin işe yaradığını söylüyor.

Benim çocuğum son aşamada olsa yapılması gereken her şeyi yaparım.

Eğer Gen Tedavisi işe yarayacaksa onu da denerim.

Bakan Koca durumun böyle olmadığını şu sözlerle dile getiriyor:

“Gen tedavisinin etkinliğine dair bilimsel platformlarda yayımlanan kanıtlar henüz yeterli düzeyde değildir ve hâlihazırda uygulanan tedaviye üstünlüğüne dair kanıt bulunmamaktadır. Yapılan bazı çalışmalarda başta karaciğer yetmezliği ve trombosit sayısında düşüklük (kanama eğilimi) olmak üzere ciddi yan etkisinin bulunduğu bildirilmiştir.”

Bakan Koca ayrıca Gen Tedavisi sırasında bağışıklık sisteminin baskılanmasıyla zaten hassas olan hastalarda ölümcül” etkilerin ortaya çıkabileceğinin altını kalın çizgilerle çizdi.

Kimse ailelerin acısını kendisine oy malzemesi yapmasın.

Kimse de ailelerin acılarını duymamazlıktan gelmesin.

Bu çocuklar hepimizin.

Çocuklarımızın şifâ bulması hepimizin çözüm aradığı “ortak” amaçtır.

Burada sorumluluğun büyük kısmı bilim insanlarına düşüyor.

Nasıl ki tüm dünyanın kilitlendiği Kovid-19 salgınını çözmek için bütün ülkelerdeki bilim insanları “Bu kadar kısa sürede keşfedilmesi imkansız. Bu kesinlikle yapılamaz. Daha önceki örnekler ortada, en az 24 aylık çalışma gerekir.” önyargılarını dikkate almadan çalışarak 9 ayda aşıyı buldularsa SMA için de benzer bir süreç yürütülebilir.

Bilim insanlarımızı bu alanda çalışmaya teşvik edecek mekanizmalar oluşturmak için çaba harcamak şu aşamada en akla yatkın çözüm olur.

DÜŞMANA HEDEF GÖSTERİYOR

Polemik yapmayı sevmem ama buna da değinmeden edemeyeceğim.

Gazeteci Can Ataklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görevini bırakması için “Darbe ihtimalini en az görenlerdenim. Bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok. Bana göre darbe yapmak çok zor.” diyerek yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“Tayyip Erdoğan'ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım. Büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, başka bir doğal felaket… Çok büyük sel, çok büyük yangınlar… Hani Avustralya'yı yakan yangın vardı ya, o kadar büyük yangınlar, deprem, çok büyük can kaybına yol açacak sel felaketi gibi… Ama en korkutucu olan Türkiye'nin bir askeri başarısızlık elde etmesi.”

Ülkemizdeki demokrasiden dem vuranların bu “demokrasi(!) abidesi yöntemlere” getireceği yorumları/eleştirileri dikkatle takip edeceğim.