Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

'Sizler Benim Gerçekleşen Rüyalarımsınız'

Şule Yüksel Şenler

"Sanatla başladı yurdumuzda yabancılaşma; gene sanatla atılacak yurt dışına. Sanatla kalkacağız "diyor Fethi Gemuhluoğlu.

Yazmak zordur. Zor zamanlarda yazmak, konuşmak, varolma mücadelesi vermek daha bir zordur.

Edebiyatla ve sanatla toplumsal travmalardan geçirildik nesiller boyu. Bu ülkenin evlatları roman sayfalarında, horlanan, küçümsenen, en aşağılık ve zelil konumda olan din adamlarının hikayelerini, okudu yıllarca.

Öz değerlerine yapılan saldırılar, maneviyatını hiçe sayan eserler, yeni toplumsal inşaların gerçekleşmesi için atılan adımlaru2026 Sonra ak sakallarıyla darağaçlarında sallanan alimler, hocalar, ulemalar. Bir gecede yok sayılan derin, yaralı bir geçmişin izleri, sonra yakılan onca eseru2026

Yeni nesillerin inşası için yakılan nice kültür hazinesi kitaplar, ecdat yadigarı eserleru2026 Kaybolan hafızasına kavuşamamanın derin travmasını yaşayan insanım, can suyunu kaybetmenin akıl almaz hikayesiyle başbaşa kaldığında başladı herşeyu2026

Kurgusal, proje romanlar sürüldü gençliğin körpe zihnine durmaksızın. Yaralı coğrafyada, yaralı ve kompleksli bir bilinç oluşturmanın telaşına düşen edebiyatçılar, sosyologlar, tarihçiler elbirliğiyle zihinsel ve düşünsel cinayetleri kahramanlarının dünyasında öylesine güzel kurguladılar.

Ve kendi coğrafyasına, kendi kimliğine, dinine, imanına, tüm manevi değerlerine küfreden ve bundan hiç gocunmayan bir nesil türedi bu topraklardau2026 Dini, Kitap'ı, merhameti, olmayan melez, ne batılı ne doğulu olmanın misyonunu taşımayan derin yürek yaralarıyla, kompleksleriyle hep batıya yaranmaya çalışan bir edebiyat güruhunun yazdıklarıyla öylece kalakaldı ülkem insanı.

Cansuyu damarlarından çekilmiş boynu bükük kır çiçekleri gibi, yeşermez, açmaz, gümrah renkleriyle coşmaz oldu mevsimler boyu. Melez, cılız, köksüz bir bitki gibi yıllar süren nice buhranların pençesinde kıvrandı durdu gençliğimiz. Bohem hayatların yalnızlığında nice roman kahramanının sancısıyla eşdeğer bir hayatı paylaşmanın sızılarıyla boğuşurken oldu ne olduysa.

Geceler olsa da güneş mutlaka doğacaktır. Karanlıklar sarsa da her bir yanı muhakkak aydınlık körpe ve en görkemli ışıklarıyla saracaktır ortalığı. Cansuyu kurumuş kır çiçeklerine mutlaka gümrah pınarların coşkunluğunda öylece akacak, ince cılız dereler yatağına doğru yönelecek, küçük kokuşmuş göller mutlaka denizlerine akarak kurtulacaklardır tüm kirlerindenu2026

Çürüyüşün, tükenişin, kompleksli ve yaralı bir coğrafyanın ortasında bir haykırıştı, derinden gelen bir yankıydı Şule Yüksel Şenler'in yazdıkları. Kaleme sarılmıştı, kelama sarılmıştıu2026 Yüreğine apansız gelen aydınlık baharlarla gelen imani dirilişin en görkemli, en dayanılmaz heyecanlarını taşımak istiyordu her bir harfine yazdıklarının. Susuz ve kavrulan bir vahanın ortasında, boynu bükük, kurumaya yüz tutmuş narin bir çiçek gibi yüzünü güneşe, aya, çevirirken bulmuştu hidayeti. Yüzünü kırgın ve küskün bir çiçek gibi canhıraş feryatlarla Rabbine yöneltmiş ve adım adım coğrafyanın çürümeye yüz tutmuş, kurak bölgelerine doğru yolculuğa çıkmıştı.

Bu yolculuk onu, iman yoksunu insanına doğru sürüklerken yazının kıyılarında diriliyor, nefesleniyor ve yazının kulaçlarıyla engin okyanuslara ulaşmanın coşkusu ve heyecanı sarıyordu genç yüreğini. Bu coşku onu, hıncahınç dolu meydanlara, tıklım tıklım olmuş salonlara, fakir kasabalara, varoş mahallelerin tenhalarına taşırken gidiyordu gençliği.

Gençliği ve güzelliği yavaş yavaş çözülürken, küflü mahpushane duvarlarına sırtını yaslarken içinde göveren, yeşeren, akan öylece ırmaklaşan bir hayata nasıl da tutunuyor ve gözleri hep akıyordu.

Hiç yılmadı, hiç yorulmadı, hiç yok demedi. Tüm meydanlar kuşatılmıştı çünkü. Tüm evler kundaklanıyordu, gençlik yavaş yavaş zehirleniyor, sokaklar ve caddeler hep kirleniyorduu2026

Durmaksızın yazdı. Yazmanın zor olduğu zamanlarda kalemine sığındı, kaleminin ve kelamının yegane sahibi Rabbine sığındı. Bana güç ver rabbim derken, zehirlenen ciğerleri tüberkülozun sancılarıyla sarsılırken o yalvarıyordu ve yürüyordu kalabalıklara doğru.

Şule Yüksel Şenler, ucuz hidayet romanları yazmadı. Şule Yüksel Şenler kendi hikayesini yazarken ve yaşarken, şimdi fildişi kulelerinde edebiyat dünyasının duayenleri olan kalemşörler gibi halkına tepeden bakıp, onların hiçbir zaman anlayamayacağı hiçbir hikaye ve romanı kaleme almadı. Yaşadı ve yazdı Şule Yüksel Şenler. Yazdı, acı çekti, semeresi ağır olan bir hayatı tercih ederken, takdir beklemedi. O takdir beklemekten ziyade, hep sığındığı Rabbine yöneldi her zaman.

Uzak ve yalnız köylerden, kırgın kasabaların tenhalarından, büyük şehirlerin yitik hanelerinden çuvallar dolusu mektuplar geldi imana ve aşka susamış. Meydanlara çıktığında binler karşılıyordu onun yorgun ama o denli de kavi imanıyla tebessümler saçan çehresini.

Aşk yakıyordu yüreğini, yakan aşkın tüm aleviyle koşuyordu meydanlara. Yangın var derken tıpkı Yasin Suresinde koşan iyiliği emreden, haykıran, haksızlığa boyun eğmeyen Uzaktan Koşarak Gelen Adam gibi sesleniyordu.

Zor yıllarda kalemi eline alarak yazmaya çalışan, çığır açan, öncü olan, meydanlarda, toplantılarda durmaksızın yaralı ve öksüz coğrafyaya can suyu taşıyan bir güzel insan Şule Yüksel Şenler.

Bir dönemin, daha doğrusu en karanlık ve buhranlı dönemlerin günlerine umut sakası gibi, gençliğe diriliş suyu taşıyan, köklerine doğru yürüten, maneviyat mimarıu2026 Yazdığı eserlerle yüreğindeki sancılarla, toplumdaki yangını söndürme gayretinde olan Üstadeu2026

Adanmış ve çileli bir hayatın sonunda gördüğü gençliğe: " Sizler benim gerçekleşen rüyalarımsınız " diyerek seslenecektir gözleri yaşlı yorgun sesiyle bu günlere gelindiğinde...

Selam olsun güzel insana, ömrüne bereket, dua ileu2026

Selvigül Kandoğmuş Şahin / MİLAT