Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Nisan 2024

Sizin mücadele ettiğiniz Tağutlarınız var mı?

Peygamberlerin ana görevi tebliğdir. Ama dönemlerinde önlerine TAĞUT olarak çıkan İslam karşıtı kişi, kurum ve sistemle de amansızca mücadele etmişlerdir. Tağutların çok ve egemen olduğu bir hayatta yaşıyoruz. Kaçınmak için cihad edeceğiniz Tağutlarınız yoksa vah ki vah!

Bismillahirrahmanirrahim…

Aziz kardeşlerim. En büyük yanlış doğruya en yakın olanıdır. Çünkü bu tür yanlışın yanlışlığını kavrayabilmek için bilgi ve bilinç sahibi olmak gerekir.

Mesela size, “Yüce dinimize en yakın sosyo-ekonomik kurumları sayın” desem, doğal olarak Diyanet, ilahiyatlar, tarikatlar, cemaatler ve sık sık İslamî terimleri kullanan siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerini anarsınız. Ama bu cevabınız doğruya en yakın fakat en büyük yanlış olur. Çünkü bu sayılanlar İslam’ın önündeki büyük engellerdir.

DİNE VURULAN EN BÜYÜK DARBE

Milat gazetesi okurları ve ‘mirathaber.com’ okuyucularımız bizim tespitlerimize alışmıştır. Bu defa Mirat haberimizdeki değerli yazarlarımızdan birinin tespitiyle verelim:

“… Dinin sadece adını kullanıp, onun siyasi, iktisadi ve hukuki alandaki emir ve tavsiyelerine kulak asmayan gruplar, hem dini yozlaştırmakta ve hem de onun sosyal ve siyasi hayatı düzenleyici kurallarını fonksiyonsuz hale getirmek suretiyle, dine en büyük darbeyi vurmaktadırlar.”

TAĞUT’TAN KAÇINMA

“Emirleri ve yasaklarını uygulayarak Allah’a ibadet edin” deyin ama Tağut’u tanıtmadığınız ve onunla mücadeleye yer vermediğiniz ve sistem olarak neyi ikame edeceğinizi bilmediğiniz sürece yürürlükteki düzenin mahkûmusunuz. Eksiksiniz. Yalnızca, sömürülmeye hazır insan tipi olur ve kendiniz gibi amaçsızları yetiştirmiş olursunuz.

Peygamberlerin ana görevi tebliğ olmuştur. Ama dönemlerinde önlerine TAĞUT olarak çıkan İslam karşıtı kişi, kurum ve sistemle de amansız bir mücadeleye girişmişlerdir.

Tağutların çokça ve egemen olduğu bir hayatta yaşıyoruz. Kaçınmak için cihad edeceğiniz Tağutlarınız yoksa veya arzularını ilahlaştırdığınız nefsinizi Tağutlaştırıyorsanız ve üstelik bu zelil durumunuza bir de dindarlık görüntüsü veriyorsanız vah ki vah. Aşağıda anlamını sunacağımız ayetteki sapıklık üzerimize yapışmış demektir.

YALNIZCA ALLAH’A KULLUK EDELİM

Okuyalım ve de düşünelim. Çünkü akıl, magazin veya spor haberlerini takip için değil düşünmemiz için verilmiştir: “Hiç kuşkusuz Biz, “Yalnızca Allah’a kulluk edin. Allah’ın otoritesini ve hükümlerini hiçe sayan kişi, kurum ve sistem olan tâğutlara kul köle olmaktan kaçının!” Diye emrimizi iletmeleri için her topluma bir Peygamber veya Peygamberin mesajını tebliğ eden bir davetçi gönderdik. Elçilerin yoğun tebliği sonucunda, Allah onlardan bir kısmını doğru yola iletti, bir kısmı da Tağutları tercih ettiği için sapıklığı hak etti. Bunun canlı örneklerini görmek istiyorsanız, yeryüzünde gezip dolaşın da, ayetlerimizi inkâr eden güçlü toplumların, medeniyetlerin sonu nice olmuş, bir görün!”. (Nahl 16/36)

İSLAM’A GÖRE DOĞRULARI DİLE GETİRMEK

Tağutların çokça ve egemen olduğu bu hayatta Tağutlardan kaçınmak için onlarla cihad etmek mecburiyetindeyiz.

Ülkemizde örneğin, eğitim, ekonomi ve hukuk alanında doğruları İslam’a göre dosdoğru dile getirenlerimiz var mı?

İslam ile çatışan laik düzenin, İslam’ı dışlayan uygulamalarının eleştirildiğine tanık oluyor musunuz? Problemlerimizin çok büyük ölçüde İslam karşıtlığından kaynaklandığını dile getirenlerimiz nerede?

BİR TARİKAT YETKİLİSİNE ŞUNLARI SÖYLEDİM

Bilinen tarikatlarımızın birinin yetkilisine “Çok büyük paralar topluyorsunuz da ne yapıyorsunuz?“ diyerek sordum. “İnsan yetiştiriyoruz” cevabını alınca da şöyle söylemekten kendimi alamadım: “İyi de yıllarını maddeci eğitim sistemi ve kapitalist düzen içinde geçirmeye mahkum edilen ruh dünyası parçalanmış insanlarımız arasından nasıl insan yetiştireceksiniz? Sizin terbiye edeceğiniz insan, cünüplükte yıkanmakla, oruç tutup namaz kılmakla ve verdiğiniz zikir görevlerini yapmakla tatmin bulan, size bağlı tam da emperyalizmin istediği ezik insan tipi olmaz mı?”