'Size Söz Baharlar Gelecek' söyleminin arka planındaki gerçek
Mehmet Emin Berk, Kara Harp Okulundan devre arkadaşım.
Ömrünü Türk Milletinin millî ve yerli çıkarları için
çalışmakla geçirmiş batıcı olmayan bir aydın.
Dün akşam beni arayarak; “Kardeşim Millet
İttifakı’nın sana söz baharlar gelecek söyleminin arkasında ne var?”
şeklinde bir sual yöneltti.
Sahi bahardan kastettikleri neydi?
Bugün Gelecek Partisinden kurucular kurulu üyesi 11
parti kurucusunun istifasını okudum.
Kendilerine temsilci olarak seçtikleri ve aynı zamanda
Sayın Davutoğlu’nun başdanışmanı da olan Sayın Bayram Zilan:
“Birinci turda "baharı" vadederken,
ikinci turu "sert bir kışa" dönüştürenlerin tarafında olmayacağız.”
diyerek esasında bir ipucu veriyordu.
Bahar kimlere gelecekti?
Munzur çayının soğuk sularında alabalık avlarken
yeşilin ve doğanın iç açıcı ortamında piknik yapmak isteyen halka mı?
Yoksa o dağlarda omuzunda silahla terör estiren eşkıya
sürüsüne mi gelecekti?
Millî gelirimize katkı sağlayacak yerli ve millî savunma
sanayi üreticilerimize mi?
Yoksa Marshall yardımları ile kanımızı emercesine
bizlere gönderilen ABD savunma sanayi ürünlerine mi bahar gelecekti?
Bu söylem Kandilde mağaralarda dahi yaşam hakkı
bulamayan teröristlerin ovaya inmesine fırsat verecek bir baharın gelişini mi
müjdeliyordu?
Bu söylemin sahiplerinin yani CHP’li İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 23 Nisan çocuk bayramı münasebeti ile fidan
diken çocukların bahar sevincini görmezden gelen bu zihniyetin bahar müjdesi
hayra alamet olmasa gerektir.
Hakkari’den Iğdır’a tüm coğrafyada çobanlar
sürüleriyle yeşil dağlara, ovalara kaval eşliğinde çıkarak baharın gelişinin
coşkusunu ilan etmişlerdi.
26 yıl önce başörtülü insanımızla çatışma zemini
oluşturan köhnemiş zihniyet bertaraf edilmişken yeniden “seküler-muhafazakâr”
çatışmasını geri getirecek bir baharın müjdesi olsa gerekti.
Halk arasında kutuplaşmayı körükleyerek 12 Eylül
öncesi sağ ve sol çatışmasının zeminine bakan bir bahar anlayışını müjdeler bir
hava estiriyorlardı.
60 yıllık özlemin sonucu baharda açan çiçekler misali
ülkemizi sevince boğan yerli ve milli otomobilimiz TOGG yerine bizleri Doğan ve
Şahin adları ile uyutan batılı otomotiv devlerine mahkûm bir bahar havası mıydı
vurgulanan?
Yoksa daha iktidar olmadan rakı bardaklarının
üzerine işlenen “sana söz baharlar gelecek” diyerek alkol ile uyuşturulmuş
batıya özenen genç beyinlerin idlali için kurgulanan bir bahar mıydı?
Hayır hayır!
Türk milleti artık diriliş muştusu ile
uyanmıştı.
Terörün kol gezdiği dağlarda cennet vatanımızın bahar
piknikleri yapılacak,
Mermi sesleri yerine kuş sesleri kaplayacak etrafı…
Artık kazancımızı batıya aktaran değil, yerli ve millî
sanayimiz ile yerli enerji kaynaklarımızla gelire çeviren bir bahara
kavuşacağız.
Öyle ki batıyı kalkındıran karanlık hayata değil,
bizlerin refahını sağlayacak üretim baharına “Evet” diyeceğiz.
Ülkemizin CIA ve PKK bağlantılı bahar görünümlü kışına
değil,
Kuşların cıvıl cıvıl ötmeye başladığı, Gabar’da
petrolün,
Munzur’da, Hakkari’de arıların yayıldığı baharları hedefleyeceğiz.
SSK kuyrukları, batırılan bankalar, Üniversite
kapılarında yaşanan çaresizlikler,
Koalisyonların istikrarsız baharına dönmeyeceğiz.
Ülkemize bahar gelmişken karanlık
baharlara “Evet” demeyeceğiz.
23.05.2023