Size Erdoğan’ın farkını söyleyeyim…
Hainlik Allah’a itirazdır; neden ona verdin bana vermedin? Hainlik, kâinatta işleyişe bile bir nevi itirazdır; böyle olsaydı daha iyi olurdu der gibi. Hainliğin temeli şeytanın Hz. Âdem’e secde etmemesi ile atıldı. İman eden her insan, hainlik duygusu için Allah’a sığınıp, kurtuluş yollarına koşmalıdır. Haset, kara delik gibi her güzel duyguyu çekip yok eder, ışığını bile bırakmaz...
Yapanında yapmayanında faydalandığı hayırlı icraatlar, milletin malı olur; herkes faydalanır. Fayda veren bir şey, kimin elinden çıkarsa çıksın önemli değildir! Korona virüs aşısını hiç hoşlanmadığımız birisi bulsa, vurulmaktan geri durup, nefret edip kaçar mıyız, yoksa defalarca teşekkür ile o aşıyı kullanır mıyız? Şeytan bile olsa o aşıyı icat edenin ayağını öperek vurulur çünkü yoksa can tehlikededir. Evet, güzel bir eser – çalışma veya hayırlı bir adım kim tarafından atılırsa atılsın sağına – soluna bakmadan destekleyip, teşekkür etmek lazım. Siyasi kaygılar yüzünden alkıştan, takdirden kaçınan asıl o zaman siyasi olarak kaybeder, güven vermez; bu adam, her hayırlı şeye böyle düşman mıdır düşüncesi oluşturur. Keşke bu çirkin kaygılar yüzünden, güzel şeylere takdirle bakmaktan geri durup, hainliğimize sağlamlaşması için bir çivi daha vurmasak! Her hainlik, o pis duyguyu iyice sabitleştiriyor… Sabitleşmiş kötü duygular ise zıttı olan güzel duyguları mevcut bırakmaz, imha eder. Allah aşkına, siyasi korkular, çekinceler, taraftarlık, Allah’ın rızasından önemli mi; hasede kurban ediyoruz! Siyasi ve taraftarlık kaygıları ile güzel şeyleri hainliğe feda edenler, neden ahiret kaygısı taşımaz; Allah rızası kaygısı yaşamaz?
Temel emmi ve Milli Gazete hele Yeni Asya neden Ayasofya için coşa coşa sevinip, bırakın Erdoğan’ı, bari tüm iktidarı dahi alkışlayamadılar. Hadi Meral ablamız ucundan azıcık teşekkürde bulundu ama Temel emmi ve Milli Gazete, Yeni Asya güya dava olarak peşinden gittiklerinin maalesef kemiklerini sızlattırmışlardır. Anlarız, Erbakan’ı ciddiye almayan Temel emmiyi ve mili kaymış gazeteyi. Buna diyecek bir sözümüz yok. Ya Yeni Asya’ya ne oluyor ki? Zincirleri kırılan Ayasofya için kocaman şükür üzerine şükür manşetleri atıp, Üstadımıza teşekkür etmiyorlar; verdiği müjdenin gerçekleşmesinden dolayı. Yani nerelerin asyası olduğu düşündürücü Yeni Asya Erdoğan’a teşekkür etselerdi cennet kaygısı mı oluşurdu? Cennetin kapılarımı kapanırdı? İşte Nurun kahraman Talebesi Üstadımızın varisi Erdoğan’a Ayasofya için teşekkür etti, dava adamlığımı tehlikeye düştü? Söyleyin Allah aşkına başta Hüsnü Ağabeyimiz olmak üzere bizlerin Reisimize alkış tutmamız, teşekkür etmemiz incilerimizi mi döktü? Bizler neleri kaybettik? Hayır, sizler kaybetmeye devam ediyorsunuz... Dava insanları her doğrunun üstelik kimden gelirse gelsin yanında olur. Misal: Demirel iktidarda olsaydı ve Ayasofya’nın hınçla vurulmuş zincirlerini kırsaydı, Hüsnü Ağabeyimiz, Nur Talebeleri ve tüm Müslümanlar olmak üzere Erdoğan teşekkür edip, saygıyla alkışlardık... Ayasofya’nın zincirlerini kim kırarsa kırsın, hem tüm cemaatler, hem de dünya Müslümanları kaygı duymadan, teşekkür etmesini bilirdi ama sizler maalesef... Allah endişelerinizi ve haset duygularınızı ıslah etsin…
İnsanın en büyük gaygısı haset duygusu olmalı! Allah’ın rızası dışına çıkılır endişesi olmalı.
Evet, eğer Erdoğan, muhalefette bir parti lideri olsaydı; her hayırlı adımın yanında ve arkasında Ak Parti olarak dimdik dururdu. Bir misal: İktidarda kim olursa olsun, Ayasofya’yı yeniden cami yapan lideri arar, gözleri dolu dolu teşekkür eder, ayakta alkışlardı. İşte bu Erdoğan farkıdır. Aslında bu Erdoğan’ın değil, Müslüman olmanın farkıdır.
Erdoğan Ayasofya’nın zincirlerini kırdı, güya dindar gazeteler ve parti liderleri şöyle canı gönülden sevinemediler, takdir etmeyi ise hiç bilmediler, en azından içten bir gülümsemediler. Gazeteleri suratsız çıktı, kendileri ruhsuz baktı. Hele temel emminin temelleri sarsıldı, Erdoğan’ı arayarak, kameralar önünde alkışlayarak, teşekkür etmedi. Kılıçdaroğlu’nu ise hiç sormayın! Onların derdi; iktidara gelirlerse yeniden zincirler vurup, kocaman kilitler takmaktır. Allah size iktidar yüzü göstermesin. Sizler, iktidara gelirseniz, neler yapacağınızı çok iyi biliyoruz çünkü geçmişiniz bağırmayı hiç bırakmadı ki...