Siz Yunan'a Sevdalısınız!
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, "sandıktan evet çıkması halinde oy oranının önemli olmadığını, ülkenin sahibinin kendileri olduğunu söyledi. 'Evet' diyen halka karşı savaş imasında bulundu, sizi de, yedi göbek sülalenizi de İzmir'den denize dökeriz." dedi.
Baykal da, "Halk oylamasında 'hayır' çıkarsa, İzmir'de düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz" şeklinde skandal ifadeler kullandı.
Bu sözler CHP'nin-"Laikçi"lerin bilinç altlarının dışavurumudur!
Bu ülkenin dindar insanlarına;
Kin dolular!
Nefret dolular!
Öfke dolular!
Bu toprakları 1071'de vatan kılanlara kin kusuyorlar!
İkide bir denize dökme hafakanları geçiriyorlar. Duyan da, bunlar pek çok zaferler kazandılar, Mohaç'ı, Çaldıran'ı, Niğbolu'yu, Kosovaları, 1071' i, bunlar, bu "laikçiler" kazandı zannedecek.u2028
Siz, Yunan'ı denize dökmüşseniz, İstanbul sokaklarına neden "zulüm 1453 de başladı" yazdınız?
Hangisi yalan?
Yunanı denize döktüğünüz mü?
Zulmün 1453 de başladığı mı?
Yoksa ikisi de mi?
Yunan'a "İkimiz de Osmanlı'dan kurtulduk" telgrafı çeken siz değil misiniz?
'İzmir AB toprağı olsun' diyen CHP'li Ali Yiğitler siz değil misiniz??
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı kocanız ile 1 Kasım'ı hazmedemeyip, Türkiye'yi terk eden, Yunanistan'a-Rodos'a yerleşen, siz değil misiniz?
Siz, Yunan'a düşman değil, sevdalısınız!
Ülkeyi size kim verdi de sahibi siz oluyorsunuz?
Hadi oradan!
Deniz Baykal- FETÖ
Deniz Baykal, birkaç sene önce "Aşk-ı Memnu kasetiyle" gündem oldu. İğrenç görüntüleri bir anda piyasaya indi. Senaryo gerçek, film bir FETÖ yapımıydı.
Normal, şartlarda insan içine çıkamaması, sesinin soluğunun kesilmesi, ortadan kaybolup gitmesi gerekirken, Baykal, pişkin pişkin hala ortalarda dolaşıyor.
Baş rol oynadığı filmin kameramanlarına ağıtlar düzüyor, yok yere tutuklandıklarını falan sayıklıyor, referandumda "evet" diyenleri denize dökmekle tehdit ediyor.
Kamera kayıtlarının nasıl, nerede, ne şekilde, kimin evinde yapıldığını, kayıt yapılırken iki polis grubunun, yanlışlıkla birbirini basıp çatışmasına ramak kaldığını, eski Emniyetçi Sabri Uzun Bey tüm detaylarıyla "İN" kitabında anlatıyor.
Bu pişkinlikle, Baykal, filminin kameramanlarını, Oskar'a aday gösterirse şaşmamak gerekiyor.
Baykal'ın, FETÖ'ye suspusluğu, "turpun büyüğü torbada mı?" sorusunu akla getiriyor.
Baykal ıkınıp sıkınıyor, Pensilvanya'ya tek kelime etmiyor, ettirmiyor, bir minnettar, bir müteşekkir ki sormayın, adeta kendine komplo değil, jest yapıldığını düşünüyor.
Bir de şu var...
Ecevit, Baykal İslam'ın her şeyinden nefret ederlerken/etmişlerken FETÖ ile neden böyle kankiler?
Aynı soru "Hristiyan-Haçlı"lar için de geçerli.
Bütün "Hristiyan-Haçlı Dünyası" Müslümanlarından nefret ederlerken FETÖ den neden pek hoşnutlar?
Bu iki soruyu, FETÖ'ye hala safiyane duygularla hizmet ettiğini zannedenler(!), kendilerine sormalı değiller mi?
